Aile Mahkemesi'nin 2017/210 E - 2018/473 K sayılı dosyasında boşanma davasının karara bağlandığını, evlilik birliği devam ederken, tarafların fiilen ikamet etmekte oldukları ve davacıya ait İzmir ili, Konak İlçesi, 6025 Ada, 3 parselde kayıtlı olan daireye 08/03/2017 tarihinde aile konutu şerhi konulduğunu, evlilik birliğinin fiilen 22.03.2017 tarihinde sona erdiğini karşı tarafın samimiyetsiz olduğunu,davacıya miras kalan bu evin davalı tarafından kullanıldığını, davacının tek sahip olduğu bu evi satıp yeni bir ev almak istediğini, davalı adına kayıtlı başka gayrimenkuller bulunduğunu davacının mağdur edilmemesi için kişisel konutu niteliğindeki daireden aile konutu şerhinin kaldırılmasına karar verilmesin talep etmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2017/210 E - 2018/473 K sayılı dosyasında boşanma davasının karara bağlandığını, evlilik birliği devam ederken, tarafların fiilen ikamet etmekte oldukları ve davacıya ait İzmir ili, Konak İlçesi, 6025 Ada, 3 parselde kayıtlı olan daireye 08/03/2017 tarihinde aile konutu şerhi konulduğunu, evlilik birliğinin fiilen 22.03.2017 tarihinde sona erdiğini karşı tarafın samimiyetsiz olduğunu,davacıya miras kalan bu evin davalı tarafından kullanıldığını, davacının tek sahip olduğu bu evi satıp yeni bir ev almak istediğini, davalı adına kayıtlı başka gayrimenkuller bulunduğunu davacının mağdur edilmemesi için kişisel konutu niteliğindeki daireden aile konutu şerhinin kaldırılmasına karar verilmesin talep etmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle ipoteklerin tesis edildiği tarihte taşınmaz üzerinde aile konutu şerhinin bulunmamasına, ipoteklerin davalı kocanın borcu için tesis edilmesine, kocanın borcu için aile konutu üzerinde iki defa ipotek tesis edilmesinden davacı kadının haberdar olmamasının hayatın olağan akışına uygun bulunmamasına, davalı bankanın kötü niyetli olduğunun kanıtlanmayıp Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi gereğine tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazananın 3. kişinin bu kazanımının korunacağının tabii bulunmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yüklenmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu...
Aile Mahkemesi’nin 03.12.2019 tarih ve 2019/189 Esas 2019/1054 Karar sayılı kararı ile; aile konutu şerhi konulmasının tapu müdürlüklerinden talep edildiği, muris muvazaasına dayalı tapu iptali davasında mahkemenin görevli olmadığı, görev uyuşmazlığı nedeni ile dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesine karar verildiği anlaşılmış, her iki mahkeme arasında görev uyuşmazlığının doğduğu, sorunun merci tayini yoluyla çözülebileceği tespit edilmiştir Delillerin Değerlendirilmesi İle Hukuki Sebepler ve Gerekçe: Dava, taşınmazın aile konutu olması nedeni ile muvazaalı satış işleminin iptali ve taşınmazın davalı eş adına tescili istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi uyarınca "eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez; aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz."...
Hukuk Dairesi'nin 2020/3517 Esas, 2020/6361 sayılı kararı ile, "Türk Medeni Kanunu'nun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu’nun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü "Aile birliğinin korunması" amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin "Açık rızası bulunmadıkça" aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunu devredemez. Bu işlem "Ancak diğer eşin açık rızası alınarak" yapılabilir. Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir....
Blok no:6 Kuşadası/Aydın adresindeki kooperatif olan taşınmazı yarı hisseli aldıklarını, evlilik birliği içinde aile konusu olarak kullanılan taşınmazın davalılardan müvekkilinin eşi ve eski kayıt maliki T6, diğer davalı T4 tapuda resmi olarak satıldığını, bu satış işlemine müvekkilinin rızasının bulunmadığını, aile konutu olan ve müvekkili ile davalı eşin tek konutu olan taşınmazın satışının ve devrinin muvazaalı olduğunu, bu nedenlerle; Karaova mahallesi T7 II 595 ada 127 parsel 16....
Eşya üzerindeki bu tek mülkiyet hakkı malikler arasında bir paylı mülkiyet birliği meydana getirir. Her paydaş mülkiyet hakkının belli bir payına sahip olur. Dolayısıyla taşınmazda paydaşların tamamını mülkiyet hakkı bulunduğundan 94 parselin her noktasında sadece davalının miras bırakanının değil bütün paydaşların mülkiyet hakkı vardır. Kanıtlanmış olsa dahi davalının miras bırakanının harici satışı davacıya hak sağlamaz. Bu nedenle davacının iyi niyetli olarak kabulü olanaksızdır. İyiniyetli malzeme sahibi olmayan kişi Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanamayacağından dava reddolunmalıdır....
Öncelikle TMK 194 maddesinden bahsedebilmek için kayıt malikinin eşinin rızası hilafına aile konutu olan taşınmazı devretmesi, kira sözleşmesini feshetmesi veya taşınmaz üzerindeki hakları sınırlayan bir takım muameleler (ipotek, rehin v.b) yapması gerekmektedir. Oysaki somut olayda davacımız kayıt malikinin eşi değil, bizzat kayıt maliki olduğu için rızası dışında taşınmaz üzerinde kayıt maliki olmayan eşi tarafından herhangi bir tasarrufta bulunulması mümkün değildir (ki böyle bir durumda bulunmamaktadır). Burada bizzat kayıt maliki davacı mülkiyet hakkına dayanarak taşınmaz üzerine önceki kayıt maliki Yalçın Yem Gübre Hayvancılık ve San. Tic. LTD ŞTİ'nin borcu nedeniyle konulan haczin (Aile mahkemesinde görülen tapu iptali tescil davası sırasında verilen ihtiyati tedbir kararından sonra davalı lehine konulan haciz kaydının) hukuka aykırı olduğu ve bu nedenle kaldırılması isteminde bulunmaktadır....
Öncelikle TMK 194 maddesinden bahsedebilmek için kayıt malikinin eşinin rızası hilafına aile konutu olan taşınmazı devretmesi, kira sözleşmesini feshetmesi veya taşınmaz üzerindeki hakları sınırlayan bir takım muameleler (ipotek, rehin v.b) yapması gerekmektedir. Oysaki somut olayda davacımız kayıt malikinin eşi değil, bizzat kayıt maliki olduğu için rızası dışında taşınmaz üzerinde kayıt maliki olmayan eşi tarafından herhangi bir tasarrufta bulunulması mümkün değildir (ki böyle bir durumda bulunmamaktadır). Burada bizzat kayıt maliki davacı mülkiyet hakkına dayanarak taşınmaz üzerine önceki kayıt maliki Yalçın Yem Gübre Hayvancılık ve San. Tic. LTD ŞTİ'nin borcu nedeniyle konulan haczin (Aile mahkemesinde görülen tapu iptali tescil davası sırasında verilen ihtiyati tedbir kararından sonra davalı lehine konulan haciz kaydının) hukuka aykırı olduğu ve bu nedenle kaldırılması isteminde bulunmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taşınmazın Aile Konutu Olduğunun Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalılardan ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, tarafların ortak murisi olan eşi ...'nin 01.09.1992 tarihinde vefat ettiğini, eşinin vefatından önce birlikte oturdukları dava konusu .... ilçesi Köprübaşı Mevkii 2691 parselde kayıtlı 1 nolu dairenin aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Miras bırakan Musa'nın 01.09.1992 tarihinde ölümü ile evlilik birliğinin bu tarihte sona erdiği, miras bırakanın ölüm tarihinde 4721 sayılı yasanın 194. maddesinin yürürlükte olmadığı nazara alınarak aile konutuna yönelik isteminin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....