Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutunun İntifa Hakkının Sağ Eşe Özgülenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm Türk Medeni Kanununun miras hukuku (TMK.3. kitap) hükümlerinden kaynaklanan tereke malları arasında yer alan sağ eşe miras hakkına mahsuben aile konutunun intifa hakkının tanınması (TMK.md.652) istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. Ancak Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 11.10.2013 tarihinde görevsizlik kararı verdiğinden Daireler arasındaki görev uyuşmazlığı giderilmek üzere dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesi gerekmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 28.06.2013 gününde verilen dilekçe ile miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkının tanınması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 07.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 13.09.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      TMK'nın 683/1. maddesinde, mülkiyet hakkı sahibinin hak ve yetkileri düzenlenmiş olup, "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir." Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, mülkiyet hakkının malikine sağladığı dava çeşitlerinden ikisi düzenlenmiş olup, "Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir." Bu maddeye göre malik, aktif yetki kapsamında mülkiyet hakkına konu olan eşya üzerinde kanuni sınırları içinde dilediği gibi tasarrufta bulunma; hem de pasif yetki kapsamında mülkiyet hakkına konu olan eşyayı üçüncü kişilerce yapılacak saldırılara karşı koruma haklarına sahiptir. Müdahalenin men'ine ilişkin bu dava ayni bir dava olup, tecavüz devam ettiği sürece açılabilir....

      Mahkemece yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; taraflar arasında boşanma davası açılmakla tarafların ayrı yaşama hakkının doğduğu sabit olmakla birlikte davalının mülkiyet hakkına dayalı olarak taşınmazdan istifade ettiği anlaşılmakla davacının taşınmazda mülkiyet hakkının bulunmadığı gibi davaya konu taşınmaz her ne kadar tarafların aile konutu olsa da bu konutun boşanma davası nedeni ile tedbir şeklinde kim tarafından ne şekilde kullanılacağı hususunda aile mahkemesi tarafından verilen bir tedbir kararı olduğuna yönelik taraflarca bir iddianın da ileri sürülmemiş olması nazara alındığında bu şekilde davacı lehine bir tedbir olduğuna yönelik dava dosyasında bir iddia ve delil bulunmadığı da nazara alındığında taşınmaza aile konutu şerhi bulunmasının davacıya ecrimisil isteme hakkı vermeyeceği göz önüne alınarak mahkemece kayda değer verilmek sureti ile davanın reddine karar verilmesi hukuka uygun olduğundan davacı tarafın istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b.1 maddesi uyarınca esastan...

      Öte yandan, davalının taşınmazın aile konutu olduğu yolundaki savunmasının kayıt maliki davacı ile davalı (ve eşiyle) arasında hukuki bir ilişki kurulmadığına göre davacıyı bağlamayacağı ve önem ifade etmeyeceği de tartışmasızdır. O halde, davalının taşınmazı kullanmasının haklı ve geçerli bir nedeninin bulunduğu söylenemez. Diğer taraftan; davacının oğlu ile davalının ayrı yaşamakla birlikte evliliklerinin devam etmekte olmasının davacının mülkiyet hakkı karşısında taşınmazı davalının kullanmasının haklı ve geçerli nedeni olarak kabul edilemez. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2009/1-401 Esas, 2009/473 Karar) Hal böyle olunca, davacı ...'nın mülkiyet hakkına üstünlük tanınmak suretiyle, dava konusu taşınmaza davalının müdahalesinin önlenmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı ve yerinde olmayan gerekçelerle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....

        den hastane raporu istemediğini, aile konutu üzerine konulan ipotek işlemindeki ...'in eş muvafakatinin hukuka uygun olmaması sebebiyle ipotek işleminin geçersiz olduğunu, bu nedenlerle 23/07/2014 tarihli muvafakatnamenin geçersizliğinin tespit edilerek ipotek işleminin ve taşınmazın satış işleminin yapıldığı İstanbul ... İcra Dairesinin ... esas sayılı dosyasındaki satışın iptaline, taşınmazın 2014 yılında aile konutu olması sebebiyle davalı bankaya verilen ipoteğin TMK 194. Maddesi gereğince terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili, müvekkili bankanın taşınmaz üzerinde ipotek hakkına sahip olmasından ötürü İstanbul ......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutu Şerhi Konulması - İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki “aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması ve tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulmasına" ilişkin davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı şirket tarafından şerhle ilgili karar yönünden; davacı tarafından da ipoteğin kaldırılması talebi hakkında verilen karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okundu. Gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı şirket; kararın, yalnızca taşınmazın tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulmasına ilişkin bölümünü temyiz etmiştir....

            HMK'nın 4. maddesinde münhasıran Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına giren miras payına mahsuben aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesine ilişkin olan ve 20.06.2016 tarihinden sonra verilen kararlar temyiz kanun yoluna tabi değildir. Bu nedenle temyiz dilekçesinin reddiyle dosyanın mahalline iadesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle HMK'nın 362/1-b maddeleri uyarınca davacı vekilinin temyiz talebinin reddine, dosyanın mahalli mahkemeye İADESİNE, 05.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Ortaklık mallarında eşler arasında elbirliği mülkiyet esası geçerli olmaktadır. Eşlerin her biri ortaklığa koydukları malların miktarı ne olursa olsun, ortaklık malları üzerinde yarı paya sahip olurlar. Böylece genel mal ortaklığında eşlerin ortaklığa koydukları mallar üzerindeki bağımsız mülkiyet hakları ortadan kalkar. Artık eşler, ortaklık mallarında yarı yarıya elbirliği mülkiyet halinde malik olurlar. (743 sayılı TKM. m.629, TMK. m.701) Mal ortaklığı rejiminde yasal kural, yarı yarıya paylaşım olmakla birlikte bunun yerine sözleşmeyle başka bir paylaşım yöntemini de kabul edebilirler. Ölüm halinde tasfiye yapılırken kural olarak, ortaklık malların yarısı sağ eşe, kalan yarısı da sağ kalan eşin miras hakkı saklı kalmak üzere ölenin mirasçılarına geçer (743 TKM m. 221, 222, TMK. m.276). Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; Eşler, 20.07.1959 tarihinde evlenmiş, mal rejimi ...'un 02.03.2004 tarihinde vefatı ile sona ermiştir (TMK m. 225/1)....

                TMK'nın 194. maddesi hükmü uyarınca taşınmazın sicil kaydı üzerine konulan aile konutu şerhinin evlilik birliğinin devamı süresince hukuki netice doğuracağı, taşınmazın eşlerin paylı mülkiyetinde bulunmasının aile konutu şerhi yönünden bir öneminin bulunmadığı, evliliğin son bulması ile şerhin sağladığı hakların ortadan kalkacağı tartışmasızdır. Boşanma davası açıldıktan sonra eşlerden biri ayrı yaşama hakkı nedeniyle konutu terketse bile bu durum, konutun, aile konutu olma niteliğini ortadan kaldırmaz. Ancak, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren, Türk Medeni Kanunu'nun 683. ve Anayasa'nın 35. maddesinden kaynaklanan davacının mülkiyet hakkı karşısında, şerhin şeklen var olması hüküm ifade etmez....

                UYAP Entegrasyonu