Davacı tarafın istinaf talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise; dava, alacaklıları zararlandırmak amacı ile ( kötüniyetle ) yapılan reddin iptali isteğine ilişkin olup TMK'nın 617. maddesine dayanmaktadır. Mal varlığı borcuna yetmeyen mirası, alacaklılarına zarar vermek amacı ile mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak 6 ay içerisinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. Şu halde, kötüniyetle redden söz edilebilmesi için reddeden mirasçının mal varlığının borcunu karşılamaya yetmediğinin sabit olması gerekir. Onun için her şeyden önce davalı durumunda bulunan mirasçının mal varlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığı hususunun etraflı şekilde araştırılıp tespit edilmesi zorunludur. İcra takibinin uzun süre devam etmesi tek başına acze delalet etmez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mirası Reddinin İptali Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, miras hükümlerinden kaynaklanan mirasın reddinin iptali ve terekenin tasfiyesi isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 11.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tabiidir ki terekenin zımnen veya açıkça kabulü anlamına gelecek işlemler yapılmış olması mirasın gerçek reddinin tespit ve tesciline ilişkin kararların iptaline sebep olabilecektir, ancak bu durum mirasın gerçek reddinin tespit ve tesciline karar verilmesine engel değildir. İzah olunan gerekçeler karşısında talep eden ve kayyımın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nun 353/1- a.6 maddesi gereğince KABULÜ ile Denizli 1....
Başvuru; kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte mirasın reddi kararına dayalı takibe itiraza ilişkindir. Takip dosyasının incelenmesinde; kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borçlu murisin takipten sonra ödeme emri tebliğ edilmeden önce öldüğünün anlaşılması üzerine alacaklının borçlunun mirasçıları hakkında takibe devam edilmesini talep ettiği, davacıya 09/03/2022 tarihinde muhtıra tebliğ edildiği, henüz takip kesinleşmeden önce Ankara 7.Sulh Hukuk Mahkemesinin 29/03/2021 tarih ve 2021/342E.- 2021/391 K. sayılı ilamı ile davacı yönünden mirasın reddinin tespit ve tesciline karar verildiği, başvurunun yasal süresinde yapıldığı görülmüştür. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.12.2012 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddinin istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, terekenin borca batık olması sebebiyle mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. TMK'nın 605/2 maddesi gereğince "ölümü tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır." Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir....
Mirasın gerçek reddi davalarında miras bırakanın alacaklılarının hasım olarak gösterilmesi gerekmediği gibi, bu kişilerin davaya dahil edilmesi yoluyla taraf sıfatı kazanmaları ve buna dayalı olarak hükmü istinaf etme hakları bulunmamaktadır. Ancak mirası reddeden mirasçının alacaklılarının Türk Medeni Kanunu'nun 617. maddesi uyarınca reddin iptalini isteme hakları mevcuttur. (Y. 8. HD. 15/01/2015 T. ve 2014/2666 E. 2015/624 K. sayılı ilamı, aynı yönde Y. 14. HD. 03/10/2019 T. ve 2016/15968 E. 2019/6195 K. sayılı ilamı) Tüm bu nedenlerden dolayı müdahale talebinde bulunan vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 352. maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Müdahale talebinde bulunan vekilinin Denizli 1....
ün, murisin paydaşı olduğu 350 No'lu parsel üzerinde iki katlı evinin bulunduğu ve halen bu evde ikamet ettiği anlaşılmakla, mirası zımnen kabul etmiş sayılacağından bu davacı yönünden davanın reddine; diğer davacılar yönünden ise mirasın hükmen reddinin tespitine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanununun 605/2. maddesi uyarınca, ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır. Mirasçılar, Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça, yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça, her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava, alacaklılara husumet yöneltilerek görülür....
in mirası ret hakkına ilişkin 3 aylık sürenin en yakın mirasçıların mirası reddinin kesinleşmesinden itibaren başlayacağından bahisle temyiz eden davacılar yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, 08/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
a ait mirası kayıtsız şartsız reddettikleri, Sulh Hukuk Mahkemesince mirasın reddinin tesciline karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği, bu durumda artık mirası reddeden mirasçıların borçtan sorumlu olmayacakları anlaşıldığı, ancak davacıların mirası reddettiklerinden haberdar olması mümkün görülmeyen davalının yasal mirasçılar aleyhine takip yapmasında kötüniyet görülmediğinden tazminat talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, icra takip dosyasına konu kredi borcundan dolayı davacıların borçlu olmadıklarının tespitine, davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
DAVA TÜRÜ :Mirası Reddin İptali KARAR DÜZELTME İSTEYEN :Davacı Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 15.03.2012 gün ve 12196-5931 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 1-Hüküm; davacı banka tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin, 15.3.2012 tarihli ve 2011/12196 esas ve 2012/5931 sayılı ilamıyla, "davanın Türk Medeni Kanununun 617/1. maddesinde yazılı altı aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış olmasına göre sonucu itibariyle doğru olan hükmün onanmasına karar verilmiş, davacı vekili, süresi içinde karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Karar düzeltme talebi üzerine yeniden yapılan incelemede; davalı ...'...