Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02/04/2018 tarihinde verilen dilekçeyle 6183 sayılı Kanunun 24. vd. maddesi gereğince mirasın reddinin iptali talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından reddine dair verilen 01/10/2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. KARAR Dava, 6183 sayılı Kanunun 30. maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali talebine ilişkindir....
zımnen kabul ettikleri anlamına geldiğini, mirasçıların süresi içerisinde açıkça mirası reddetmedikleri gibi, mirası kabul ettikleri anlamına gelen işlemler yaptıklarını, tespit edebildikleri kadarı ile mirasçıların hem elektrik aboneliği, hem de su aboneliği açısından iki farklı yerde murisin aboneliklerini kendi adlarına devir aldıklarını, mirası kabul ettiklerini, bu noktadan sonra mirasçıların TMK 510/2....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 23.03.2016 tarihli 2016/272 Esas, 2016/242 Karar sayılı mirasçılık belgesi ile öğrendiğini, murisin mirasının kayıtsız ve şartsız reddinin tescilini talep etmiştir. Mahkemece; murisin ölüm tarihinden itibaren 3 aylık yasal sürede dava açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. TMK'nin 611/1 maddesine göre "Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer." Aynı Kanunun 608/son maddesine göre "Ret sonucunda miras daha önce mirasçı olmayanlara geçerse bunlar için ret süresi önceki mirasçılar tarafından mirasın reddedildiğini öğrendikleri tarihten işlemeye başlar" Talep eden, ...'den gelen mirası reddeden ...'in altsoyudur (çocuğudur)....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/1501 KARAR NO : 2023/1681 Kararın Kaldırılarak Esa T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : GÜMÜŞHACIKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/95 ESAS, 2023/27 KARAR DAVA KONUSU : Mirası Reddinin İptali KARAR : Gümüşhacıköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/95 esas, 2023/27 karar sayılı dava dosyasında verilen mirası reddinin iptali talebinin reddine karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacılar vekili Av....
GEREKÇE: Dava mirasın gerçek reddinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 4721 sayılı TMK'nın 617. maddesi gereğince; "Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler." Yine aynı kanunun 610/2 maddesi gereğince de "Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez." Murisin alacaklıları tarafından bu hükme göre mirasın reddinin iptali davası açılabilir....
Mahkemece, takibe yapılan itirazın kısmen iptali ile asıl alacak ve ferileri dahil toplam 23.310,77 TL üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin ve sair taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dava, kullanılan tüketici kredisinden kaynaklanan taksitlerin süresi içerisinde ödenmemesi nedenine dayalı, kredinin kalan taksitlerinin tamamının tahsili amacına yönelik davalı mirasçılar aleyhine başlatılan takibe vaki itirazın iptali isteğine ilişkin olup, mahkemece, mirasçı konumunda olan davalıların yasal süresi içinde mirası reddetmedikleri gerekçesi ile sonuca gidildiği görülmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) ret hakkı başlıklı 605. maddesi “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır ” düzenlemesini içermektedir. Bu hüküm bir karinedir....
Öyle ki borçlu Sedat Şimşek TMK m.606/1 gereğince süresi içerisinde mirası reddetmiş olmakla kendisine muristen intikal edecek bir malvarlığı bulunmamaktadır. Mirasın reddi ile TMK m.611/1 gereğince ret sonrasında diğer mirasçılara intikal eden malvarlığı borçluya ait olmayıp üçüncü kişi konumundaki mirasçılara ait olan malvarlığı üzerine haciz konulması yerinde görülmemiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, davanın borçlu olmayan diğer hissedar tarafından açıldığı da dikkate alındığında, borçlu mirası reddeden Sedat Şimşek'in borcu dolayısıyla muris Ali Şimşek'ten intikal eden malvarlığına konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Bir ya da birkaç mirasçının reddinin iptaline karar verilirse ilgili mirasçıların miras payları resmen tasfiye edilir. Sulh hakimi, reddeden mirasçıların yerine kayyım atar, diğer mirasçıların hakları korunur. TMK'nın 617/1.maddesinin açık hükmü karşısında, mirasın ret tarihinden itibaren altı ay içerisinde mirası reddin iptali isteminde bulunulması gerekir. Bu süre, hakdüşürücü süredir. Mirasın kayıtsız şartsız reddine ilişkin beyanın tutanakla tespit edilmiş olması (TMK md. 609/3) koşuluyla, sulh hakimine ulaştığı andan itibaren sonuç doğurur ve miras bu tarihten itibaren reddedilmiş sayılır. Reddeden mirasçı bu tarihten itibaren mirasçı sıfatını kaybeder. Şu halde ret tarihi, buna ilişkin beyanın sulh hakimine ulaştığı tarihtir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 24/06/2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddinin talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 27/06/2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirasın gerçek reddinin tespiti istemine ilişkindir. Davacı ..., kardeşi ... borcu olduğunu öğrendiğinden dolayı mirasın gerçek reddinin tespitini istemiştir. Mahkemece, mirasın gerçek reddi istenen ...'in nüfus kayıtlarının incelenmesinde halen sağ olduğunun anlaşıldığı ve sağ olan kişinin mirasının reddi usulünün bu şekilde olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....
nın mirasçılarının mirası ret beyanı tespit edilmiştir. En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir (TMK m. 612). Mirasın en yakın tüm mirasçılar tarafından reddedilmesi halinde resmi tasfiyesine karar verecek olan mahkeme mirasın reddinin tespitine karar veren mahkemedir. Müteveffaya ait terekenin hak sahiplerine teslimi talebi üzerine tereke hakiminin yapması gereken iş, murisin mirasçılarını davet ederek mirasçılarına yahut mirasçıları adına bir veya birkaç mirasçıya tesliminden ibarettir. Mahkemenin, terekenin iflas yoluyla tasfiyesine karar vermek görevi bulunmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mirasçı ...'nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 03.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....