Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Müşterek hesaptaki paylar, aksi iddia edilip kanıtlanmadıkça birbirine eşittir. Müşterek hesaba yatırılan paranın kaynağının araştırılmasına gerek yoktur. Pay bakımından bir anlaşma bulunduğunu iddia edenin bu hususu (anlaşmanın varlığını) yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. Mevduat hesabı birden fazla kişiye ait iken mudilerden birinin ölümü halinde, aksine sözleşme yoksa hesaptaki paralar eşit paylara bölünür ve hayatta kalan mudiye kendi payı ödenir, hesap sahibi payından fazlası için diğer hesap sahibinin vekili olarak hareket eder, payından fazla çektiği miktarda diğer hesap sahibinin mirasçılarına karşı sorumlu olur." ( Yargıtay 3. H.D.'...

BORÇLAR KANUNU [ Madde 148 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen davada (Ankara Asliye Birinci Ticaret Mah-kemesi)nce verilen 20.2.2004 tarih ve 2001/896-2004/45 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacılar vekili tarafından istenmiş olmakla, tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacılar vekili, davalı bankanın Ankara Şubesi'nde müvekkiline ait mevduat hesabı bulunduğunu, daha önceden tanıdıkları şube müdürünün öneri ve telkinleri sonucu davacılar adına hazine bonosu alınması amacıyla davacı Şemsettin'in boş bir kağıdı imzalayarak banka müdürüne verdiğini, hazine bonosunun alınamadığını belirten şube müdürünün "imzalı boş kağıdı yırttığını" belirterek davacı Şemsettin önünde bu kağıtları attığını, daha sonra hesabını kontrol eden davacının, hesaptaki paralara 18.4.2001 tarihli mevduat rehni...

    nin torunu küçük ... adına "18 yaşından önce üçüncü şahıslar tarafından çekilemez" şerhi ile 18.000 TL tutarında mevduat hesabı açtırdığını, hesaptaki paranın sehven küçük ...'nin velisi davalı ...'ne 14/08/2013 tarihinde ödendiğini, müvekkili tarafından bu yanlışlık fark edildiğinde anılan paranın iadesi için ... ile telefon görüşmeleri yapıldığını, noterlik aracılığıyla ihtar gönderildiğini, ihtarın 28/04/2014 tarihinde bizzat davalıya tebliğ edildiğini, ancak cevap alınamadığını, hesabın bu şekilde şarta bağlı olarak açıldığının davalının bilgisinde olduğunu, bu rağmen davalının kötüniyetli olarak hesaptaki parayı çektiğini, sebepsiz zenginleştiğini, anılan miktarın küçük ...'nin hesabına banka tarafından yeniden aktarılmış olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sehven ödeme yapılan ...'nden 23.050,90 TL'nin 14/08/2013 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

      na aktarılan ortak hesaptaki 31.037,27 USD meblağlı teminat mektupları nedeniyle blokeli tutulan mevduata da 03.06.2002 tarihinden itibaren faiz işletilmediğini ileri sürerek, müvekkilleri için toplam 5.200,00 USD faiz alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle, müvekkili ...'a ait hesap için 3.029,00 USD, tüm müvekkillerine ait ortak hesap için 12.500,00 USD'nin tahsil tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden TL olarak tahsiline, müvekkili ...'a ait hesaptaki 8.000,00 USD, tüm müvekkilerine ait ortak hesaptaki 31.037,27 USD tutarındaki mevduata, davalı banka tarafından dava tarihinden itibaren blokelerin devam ettiği sürece kamu bankalarında USD mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden faiz uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

        Şubesi'nde vadeli mevduat hesabı açtıklarını, bu bankaya el konulması sonucu hesabın son olarak davalı bankaya devredildiğini, işlem görmeyen hesapların ...'ye devrine ilişkin ilan üzerine müvekkillerinin bu hesabı fark ettiklerini, hesaptaki paranın kendilerine ödenmesi için davalı bankaya yaptıkları başvurunun, hesabın açılışında şahıs isimlerinin belirtilmemiş ve açılış belgelerine de ulaşılamamış olması nedeniyle reddedildiğini, hesap sahibi olarak ... isminin yazılı olduğunu, hesap adındadan anlaşılacağı üzere müvekkillerinin isimlerinin kısaltılarak yazılmış bulunduğunu, daha sonraki başvurunun ise hesabın ...'ye devredildiği gerekçesiyle kabul görmediğini, oysa söz konusu hesabın zamanaşımına uğramadığı gibi hesabın ...'ye devir prosedürünün de yerine getirilmediğini ileri sürerek, 615.149,46 USD'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili ile fer'i müdahil vekili, ayrı ayrı davanın reddini istemiştir....

          Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının babası ... tarafından davacı adına, davalı bankanın ... şubesi nezdinde 1988 yılında vadeli mevduat hesabı açıldığı, hesaptaki son işlem tarihinin 22.11.1989 olduğu, 10 yıllık zamanaşımı süresinin sonunda hesabın ... veya ...'ye aktarılması gerektiği, ... ve ...'...

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki rehnin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkiliyle davadışı Kentbank arasında akdedilen kredi sözleşmesi kapsamında müvekkilince taşıt kredisi kullanıldığını ve kredi borcunun ödendiği halde krediye konu araçlar üzerindeki rehnin davalı yanca kaldırılmadığını belirterek, rehin şerhlerinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı yanın Kentbank A.Ş.' den kullandığı kredilere ait risklerin devam ettiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

              kabulüne ve banka hesabı üzerindeki haczin iptaline karar verildiği görülmektedir. ...'...

                Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte, haciz aşaması olmadığı için, istihkak iddiaları paraya çevirme aşamasında (rehinli malın satışının istenmesinden sonra) incelenir (İİK m. 150/g). Somut olayda şikayet tarihi (24.04.2008) itibariyle henüz rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlamamış, dolayısıyla paraya çevirme aşamasına da geçilmediği için bu aşamada istihkak iddiasının incelenmesi mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle mahkemece şikayetin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabul şekline göre de; borçlu kiracıya ait menkuller (bilgisayar, TV, masa, sandalye vs.) üzerindeki hapis hakkının da kaldırılması doğru görülmemiştir. Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 05.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  GEREKÇE: Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın teminatını teşkil eden araç üzerinde konulan rehnin kaldırılması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, dava tarihinden sonra araç üzerindeki rehnin kaldırıldığından konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştır. HMK 355 maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni nedenleri ile sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Davalı vekilinin istinafı vekalet ücretine yöneliktir....

                    UYAP Entegrasyonu