Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı iddialarını kabul etmediklerini, yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile taşınmazın meskeniyet iddiasına konu olamayacak vasıfta olduğunun anlaşılacağını, davacının meskeniyet iddiası ile birlikte tarafına miras yolu ile intikal eden taşınmazlarda olduğunu ve bu taşınmazları ekip biçerek çiftçilik yaptığını iddia ettiğini, davacı adına kayıtlı 19 adet taşınmaz olduğunu, taşınmazların bağ, bahçe ve ev niteliğinde bulunduğunu, ayrıca davacının Bağ-Kur emeklisi olduğunu, maddi durumunun oldukça iyi olup haczedilmezlik şikayetinin gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafından meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmazın 727,65 m2 alana sahip olup kargir iki katlı ev ve bahçesi niteliğinde bulunduğunu, dolayısı ile meskeniyet iddiasına konu taşınmazın iki kişilik bir ailenin barınması için ihtiyaç duyulandan fazla olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere davanın açılmasına müvekkilince sebebiyet verilmediğini, bu nedenle davanın kabulü halinde...

İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile şikayetin kabulü ile haczin kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İcra Müdürlüğünün 2015/2850 E. numarasına kayıtlı her iki takip dosyasında da 22/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise bu tarihten itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine meskeniyet şikayetinde bulunduğu görülmektedir. O halde mahkemece, meskeniyet şikayetinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin süre aşımından reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Yargıtay’ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 2-Borçlunun meskeniyet şikayetine yönelik temyiz itirazlarına gelince; İİK'nun 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası, haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığı gibi, meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut değildir.O halde, şikayetin bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken zorunlu ipotek olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirse de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir.SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 27,70 TL temyiz harcından, evvelce alınan...

        Meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının, sadece borçlu malike ait olduğu gözetilerek, mahkemece, taşınmaz maliki olmayan ...'nin şikayetinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, meskeniyet şikayetinde bulunan borçlular yönünden ayrım yapılmaksızın meskeniyet şikayetinin esası hakkında hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Meskeniyet İddiası Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu, haczedilen taşınmaz ile ilgili olarak meskeniyet şikayetinde bulunmuş, Mahkeme'ce şikayetin kabulüne, taşınmazın 135.000 TL'den az olmamak üzere satılmasına, satış bedelinden davacı borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar olan 120.000 TL'nin borçluya ödenmesine karar verilmesi üzerine, borçlu vekili kararı temyiz etmiştir....

            Somut olayda; meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmazın 10.05.2013 tarihinde haczedildiği, haczin borçluya 103 davetiyesi ile 25.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 30.04.2014 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet de İİK'nun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Borçlu meskeniyet şikayet dilekçesinde açıkça 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddiada bulunmamış, süresinden sonra 19.06.2014 tarihli duruşmadaki beyanı ile tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürmüştür. O halde mahkemece meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

              Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, ...Mahallesi, 45203 ada 10 parselde kain, 7 nolu bağımsız bölüm üzerinde T.C. ... Bankası lehine 05/05/2008 tarihli ipotek kaydının bulunduğu, adı geçen bankanın 29/03/2021 tarihli cevabi yazısında ipoteğe konu borcun 19/06/2015 tarihi itibariyle ödenmediğinin bildirildiği görülmektedir. Şikayete konu taşınmaz üzerindeki ipoteğe ilişkin resmi senette yer alan; “...Türkiye ... Bankası A.Ş.'...

                Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının meskeniyet davasını yasal süresinde açmadığını, bu nedenle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, davanın süre yönünden reddine, dair karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın haline münasip evi olduğunu, bundan başka evi olmadığını, kıymet takdiri ve satış ilanı tebligatlarının usulüne uygun olarak yapılmadığını, bu sebeplerle mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir....

                İİK'nun 82/12. maddesi gereği meskeniyet şikayetinde bulunulabilmesi için, borçlunun adına kayıtlı meskende bizzat oturması şart olmadığı gibi, burayı kiraya vermesi de anılan şikayette bulunmasına engel değildir. Ayrıca borçlunun birden çok taşınmazı olması halinde de, bunlardan biri hakkında meskeniyet şikâyetinde bulunması mümkündür. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Öte yandan, paylı taşınmazlarda, her paydaşın (borçlunun) meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı vardır. Bu halde iddia, taşınmazın tamamındaki pay oranı esas alınarak çözümlenmelidir....

                  UYAP Entegrasyonu