Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu vekili, icra mahkemesindeki şikayetinde, ihalenin feshi talebinin yanı sıra meskeniyet iddiası nedeniyle taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması talebinde bulunmuş, mahkemece, davanın reddine karar verilirken meskeniyet şikayeti yönünden ayrı, ihalenin feshi şikayeti yönünden de ayrı vekalet ücretine hükmedilmiştir....

    İcra Hukuk Mahkemesi'nin 26.06.2015 tarih ve 2015/44 E.-2015/63 K. sayılı kararı eldeki meskeniyet şikayeti yönünden HMK'nun 303. maddesi anlamında kesin hüküm niteliğini taşımaz. O halde mahkemece, borçlu mirasçıların meskeniyet şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak kesin hüküm nedeniyle istemin reddedilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      O halde mahkemece, alacaklının 22.02.2013 tarihli talebi ile konulan hacze ilişkin meskeniyet şikayeti hakkında; borçlunun 03.05.2013 tarihinde icra müdürlüğüne yaptığı müracaat ile bu haczi öğrendiğinin kabulü ile, 17.10.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı meskeniyet nedenine dayalı haczedilmezlik şikayetinin, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal (7) günlük süreden sonra yapıldığından reddi gerekirken, 25.01.2007 tarihli ilk hacze ilişkin değerlendirme yapılarak 24.07.2012 tarihinde haberdar olduğu gerekçesi ile istemin reddi doğru değil ise de, sonuçta istem süreden reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir....

        Dava meskeniyet iddiasına dayalı haczin kaldırılması davasıdır. İİK'nun 82/1- 12 maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Takip dosyasının incelenmesinde, 103 davetiyesinin borçluya 08/07/2021 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihe göre şikayetin süresinde yapıldığı görülmüştür. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Bu nedenle, davacının sosyal ve ekonomik durum araştırmasının ilgili kolluk tarafından yapılması gerekmektedir. Meskeniyet şikayeti, mahkemece keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak çözümlenmelidir. Bilirkişiler tarafından öncelikle, şikayete konu taşınmazın müştemilatı ve arsası ile birlikte değeri tespit edildikten sonra borçlunun haline uygun bir evi ne kadara alabileceği belirlenmelidir. Ayrıca borçlunun taşınmazda müşterek veya iştirak halinde malik olması meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel teşkil etmez....

        Mahkemece; Meskeniyet şikayetinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, yönelik karar verildiği görülmüştür....

        , haciz konulan bu taşınmaz ailesi ile birlikte ikame ettiği ev olduğunu, başkaca taşınmazı bulunmadığını beyanla, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, taşınmazın tapu kaydında Ziraat Bankası A.Ş. lehine ipotek tesis edildiği, Mahkemece bankaya yazılan yazı uyarınca 17.11.2020 tarihli yazı cevabında ipoteğin konut kredisi sebebiyle tesis edildiğinin ve borcun devam ettiğinin bildirildiği görülmüştür....

        Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, İstanbul ili Ümraniye ilçesi, Tatlısu mah. 14293 Ada, B blok, 1. Kat 3 numaralı bağımsız bölüm üzerinde T.C. Garanti Bankası lehine 31/01/2018 tarihli ipotek kaydının bulunduğu görülmüştür....

        , borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipoteklerin, daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasına engel teşkil edeceği, bununla birlikte haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabileceği, haczedilmezlik şikayetine konu taşınmazın tapu kaydına göre 08/03/2013 tarihinde 300.000,00 TL bedelli Halkbank AŞ lehine ipotek konulduğu, mahkemece HalkBank AŞ.'...

        İle "meskeniyet iddiasına yönelik haczedilmezlik şikayeti" nde bulunulduğunu, dosyanın derdest olduğunu, Çerkezköy İcra Müdürlüğü'nün 2015/1732 no'lu dosyasının takipsizlik sebebiyle düştüğünü, alacaklı tarafın talebi üzerine yenilenen dosyanın 2019/1217 no'lu yeni esasa kaydedildiğini, yeni esas üzerinden hacizli mesken üzerine 18/0382019 tarihinde yeniden haciz işlemi uygulanarak hacze yönelik taraflarında yeni bir 103 davetiyesi gönderildiğini, Çerkezköy İcra Hukuk Mahkemesi'nde "meskeniyet iddiasına yönelik haczedilmezlik şikayeti"nin derdestlik sebebiyle ret edildiğini, derdestlik itirazının hukuki dayanağının olmadığını, dosya ile görülmekte olan meskeniyet itirazlarının yenilenen 2019/1217 no'lu dosya kapsamında 15.09.2019 tarihinde uygulanan ayrı ve yeni bir hacze yönelik olduğunu ve derdestlik söz konusu olamayacağını, yargıtay içtihatlarının da aynı taşınmaz üzerine uygulanan her haczin yeni bir işlem ve borçluya yeni bir şikayet hakkının doğuracağı yönünde olduğunu, bu sebeplerle...

        UYAP Entegrasyonu