Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, meskeniyet talepli şikayetlerinin icra takibinde haczedilen taşınmazın aynından kaynaklandığını ve meskeniyet iddiasında bulunulamayacağından şikayetlerinin reddine karar verildiğini, mahkeme kararının hatalı olduğunu, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/774 Esas 2021/577 Karar sayılı gerekçesinde davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine alacak talebinin kabulüne karar verildiğini, bu sebeple malın aynından kaynaklanan bir borcun olmadığını, davalı kooperatif lehine hükmedilen kesin maliyet talebi içerisinde ise taşınmazın bedelinin yanı sıra kooperatifler kanunundan kaynaklı birçok kalemin yer aldığını, borcun taşınmazın aynından kaynaklandığının iddia edilmesi ve bu şekilde karar verilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve meskeniyet taleplerinin kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip niteliğinde olduğunu ve ipoteğin konut finansmanının teminatı olduğunu, bu nedenlerle meskeniyet şikayetinin yerinde olmadığını, davacının eşine ait evlerinin olduğunu ve meskeniyet iddiasında bulunabilmek için dava konusu evi kullandıklarını, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, İİK.'nun 82/12.maddesine dayalı olarak yapılan meskeniyet iddiası, haczedilmezlik şikayeti niteliğindedir....

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle, tek meskeni olan hacze konu taşınmaza konulan hacze karşı meskeniyet şikayeti ile İzmir 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/392 Esas sayılı dosyası ile açtığı davanın derdest olduğunu, anılı dava devam ederken, dava konusu taşınmazdan aldığı kira geliri üzerine de haciz uygulandığını, kararın açıkça hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay kararlarının da bu doğrultuda olduğunu, İzmir’de bulunan hem aynına, hem de kira gelirine ilişkin ayrı ayrı meskeniyet iddia ettiği taşınmazdan başka bir meskeni olmadığını, farklı bir adreste İstanbul’da kirada oturduğunu, buradan elde ettiği kira geliri ile oturduğu evin kirasını ödediğini belirterek, kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca meskeniyet şikayetine konu taşınmazdan elde edilen kira gelirinin haczine ilişkin icra memur işlemini şikayettir....

Davacı tarafından her ne kadar meskeniyet şikayetinde bulunmuş ise de ;dava konusu taşınmazın üzerinde Ziraat Bankası lehine ipotek verildiği ve ipoteğin konut kredisinden kaynaklı ise de ;haciz tarihinde konut kredi borcunun ödenmediği ve "kullanmış ve kullanacağım her türlü krediye "istinaden ipotek verildiği belirlendiğinden her ne kadar konut kredisi zorunlu ipotek olarak değerlendirilirse de ipoteğin yalnızca konut kredisine özgülenmediği ve zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmakla taşınmaz üzerinde iradi ipotek konulması durumunda meskeniyet iddiasında bulunamayacağı davacının meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılacağı anlaşılmakla, davanın reddine " karar verilmiştir....

Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki meskeniyet şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince, meskeniyet şikayetinin kısmen kabul kısmen reddi ile davaya konu taşınmazdaki davacı borçlu hissesinin davacı borçlunun haline münasip evi alabilmesi için gerekli olan 270.000,00 TL'den aşağı olmamak üzere satışı yapılarak elde edilecek paranın 270.000,00 TL'sinin davacı borçluya, kalan kısmının ilgilisine ödenmesine, karar verilmiştir. Kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

    İcra Müdürlüğü'nün 2016/15484 E. sayılı dosyasından başlatılan icra takibinde müvekkili adına kayıtlı bulunan Manisa İli, Yunus Emre İlçesi, Muradiye Mahallesi, 196 ada, 4 parselde bulunan 3 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydına haciz uygulandığını 16/10/2020 tarihinde kıymet takdidir için taşınmaza gelindiğinde öğrendiklerini ve dosyaya vekalet sunduklarını, müvekkilinin tek taşınmazı olduğunu, meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunduklarını belirterek, dava konusu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....

    Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, ... İli, ... İlçesi,... Mahallesi, 3830 ada 16 parselde kain, 6 nolu bağımsız bölüm üzerinde ...Bankası A.Ş. lehine 06/03/2013 tarihli ipotek kaydının bulunduğu, adı geçen bankanın 02/11/2017 tarihli cevabi yazısında taşınmaz üzerindeki ipotek kaydının 7305/74228 nolu konut kresinin teminatını oluşturmak üzere tahsis edildiğinin bildirildiği görülmektedir. Şikayete konu taşınmaz üzerindeki ipoteğe ilişkin resmi senette yer alan; “Türkiye...Bankası A.Ş. Merkez ve .../......

      Uyuşmazlık meskeniyet şikayetine ilişkindir. İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde, borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edilmiştir. Somut olayda, borçlunun eşi olan şikayetçinin yukarıda değinilen yasal düzenleme ve açıklamalar uyarınca taşınmazın maliki olmaması sebebiyle meskeniyet şikayetinde bulunamayacağı açıktır. Dairemizce yapılan değerlendirmede; Davacının icra dosyasında taraf sıfatının olmadığı, icra dosyasında borçlu olan Cemalettin Büyüknalbant'ın eşi olduğu, şikayete konu taşınmaz üzerinde aile konutu şerhinin bulunması davacıya meskeniyet şikayetinde bulunma hakkını tanımayacağı, zira Anayasa Mahkemesince bireysel başvuru üzerine verilen karar ancak o davadaki taraflar lehine hak doğrucu işlem olup 2004 sayılı İİK'nun 82/12. Maddesi de iptal edilmediğinden ve Yargıtay 12....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, davacının meskeniyet iddiasında bulunduğu taşınmaz üzerinde meskeniyet iddiasından feragat niteliğinde ipotek mevcut olduğunu, taşınmazın davacının eşi olan borçlunun adına kayıtlı olduğunu ve borçlunun haline münasip evi olmadığını, davanın süresinde açılmadığını belirterek, davanın reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 5. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmiştir....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir. İİK'nın 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. Somut olayda, İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2018/13408 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip olduğu, takibin niteliği gereği bu takip dosyasına ilişkin olarak haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunulamayacağı anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece şikayetin bu nedenle reddi gerekirken, süre aşımından ret kararı verilmesi isabetsizdir. (benzer mahiyette Yargıtay 12....

      UYAP Entegrasyonu