Öte yandan, önceki haciz üzerine meskeniyet şikayetinde bulunulmamış olması, yapılan yeni haciz nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulmasına ve bu şikayetin incelenmesine engel değildir. Zira, borçlunun şikayet hakkı her haciz nedeniyle yeniden doğar. Somut olayda, şikayete konu edilen taşınmaz üzerine 31.01.2013 tarihinde ilk haczin konulduğu, borçluya 05.03.2013 tarihinde 103 davetiyesinin tebliğ edildiği, akabinde aynı taşınmaza 14.02.2014 tarihinde tekrar haciz uygulandığı ve bu işleme ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ yapılmadığı, 15.02.2016 tarihinde kıymet takdiri yapıldığı ve borçlunun 19.02.2016 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, taşınmaz üzerine konulan 14.02.2014 tarihli haciz, yeni bir haciz olup, her haciz yeni bir şikayet hakkı vereceğinden, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun, İİK.'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süre içinde olduğu açıktır....
Öte yandan, önceki haciz üzerine meskeniyet şikayetinde bulunulmamış olması, yapılan yeni haciz nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulmasına ve bu şikayetin incelenmesine engel değildir. Zira, borçlunun şikayet hakkı her haciz nedeniyle yeniden doğar. Somut olayda, şikayete konu edilen taşınmaz üzerine 10.07.2013 tarihinde ilk haczin konulduğu, borçluya 12.12.2013 tarihinde 103 davetiyesinin ve 12.05.2014 tarihinde kıymet takdiri raporunun tebliğ edildiği, akabinde aynı taşınmaza 05.09.2014 tarihinde tekrar haciz uygulandığı, alacaklı vekilinin 07.11.2014 havale tarihli talebi doğrultusunda icra müdürlüğünce borçlu adına 05.09.2014 günlü son hacze ilişkin 103 davet kağıdının gönderildiği, anılan davetiyenin borçluya 15.12.2014 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlunun 19.12.2014 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu görülmektedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, İİK'nın 82/12 maddesine dayalı meskeniyet şikayeti niteliğindedir. İİK'nın 16/1. ve 82/12. maddeleri gereğince borçlu meskeniyet şikayetini haczi öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine bildirmelidir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda, kıymet takdir raporunun davacı eşe 10.02.2021 tarihinde tebliğ edildiği 17.03.2021 tarihinde açılan dava ile meskeniyet şikayeti bildirildiği, buna göre, davacı eşin icra mahkemesine haczin kaldırılması istemiyle yaptığı başvurunun, öğrenme tarihine göre yasal süresinde yapılmadığı, ayrıca davacı eşin meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının da olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına ve şikayetin reddine hükmedilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde 3. kişi temyiz isteminde bulunmuştur. B....
Şikayetin yasal dayanağı olan İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edildiğinden dolayı meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup; icra takibinin tarafı olmayan ve takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. Ancak taşınmaza ipotekli olarak devralan yeni malike icra müdürlüğünce 05/03/2019 tarihinde icra emri, 08/06/2021 tarihinde ise kıymet takdiri raporunun tebliğ edildiği, şikayetçi yeni malikin ipotek limiti kadar sorumluluğunun bulunduğu dolayısıyla takibin tarafı ve borçlusu olduğu bu nedenle aktif husumet ehliyeti bulunmaktadır....
nin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçtiği ve takibin derdest olup, ipotek konusu borcun ödenmediğinin anlaşıldığı, bu durumda ipotek zorunlu ipotek olmadığından ve şikayet tarihinden önce de ipoteğe konu borcun ödenmemiş olduğu açık olduğundan mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle kararın HMK'nın 353/1- b-2. maddesi gereğince kaldırılarak şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür. Davacının birden fazla takip dosyasına yönelik açtığı aynı taşınmaza yönelik meskeniyet şikayeti üzerine tefrik edilip ayrı esasa kaydedilen dosyalarda verilen kararların istinaf incelemesinin Dairemizin 2019/1678 esas, 2019/2753 esas ve 2020/743 esas sayılı dosyaları ve İstanbul BAM 20.Hukuk Dairesi'nin 2020/879 esas sayılı dosyaları ile yapıldığı ve tüm meskeniyet şikayetlerinin taşınmazdaki ipoteğin varlığı nedeniyle reddedildiği görülmüştür....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Kıymet takdirine itiraz istemine ilişkin olarak açılan davada Erzurum 1. İcra Hukuk ile Gaziantep 1. İcra Hukuk Mahkemeleri'nce ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -KARAR- Dava, kıymet takdirine itiraza ilişkindir. Erzurum 1....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı borçluya örnek 6 icra emirinin 23/10/2019 tarihinde, kıymet takdiri raporunun da 26/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği dolayısıyla davacı borçlunun kıymet takdirinin tebliğ tarihinden itibaren en geç 7 gün içerisinde icra mahkemesine meskeniyet şikayetinde bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kıymet takdiri raporunun müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediği gibi vekil ile takip edilen dosyalarda vekile tebliğ zorunluluğu göz ardı edilerek usulsüzce müvekkiline tebliğ edildiğini, mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, işin esasına girilse idi taşınmazın mesken niteliğinde olduğunun görüleceğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olup, borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda ise, alacaklının talebi üzerine, taşınmaz kaydı üzerine son olarak 26.11.2015 tarihinde haciz şerhinin işlendiği, bu haciz nedeniyle borçluya icra dosyasından gönderilen kıymet takdir raporu ve 103 davetiyesinin bulunmadığı, borçlunun 15.02.2016 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu anlaşılmıştır....
Öte yandan İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaz haczinin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz yeni bir haciz olup borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı vardır. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaza ilk haczin 20.10.2009 tarihinde konduğu, hacze ilişkin İİK 103. madde davetiyesinin borçluya 23.12.2099 tarihinde tebliğ edildiği, daha sonra alacaklının talebi üzerine taşınmaz üzerine 14.02.2014 tarihinde yeniden haciz konulduğu ve bu hacze dair borçluya herhangi bir tebligat yapılmadığı, borçlunun haczi bu taşınmaza ilişkin kıymet takdir raporu tebliğ tarihinden (14.05.2014) daha evvel öğrendiği iddia edilmediği gibi, öğrendiği yönünde yazılı bir belgenin de mevcut olmadığı görülmektedir. Buna göre, borçlunun 21.05.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, ikinci haciz yönünden İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen 7 günlük yasal sürededir....