Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir. Bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi veya kiraya vermesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmaz. Böyle bir durumda, borçlunun kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı, haczedilen haczedilmeyen tüm taşınmazları, keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılmalı, borçlunun asıl uğraşısının çiftçilik olup olmadığı belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Öte yandan çiftçi olan borçlunun, emekli maaşı alması da çiftçilik vasfını ortadan kaldırmaz....

İİK'nun 82/1- 4. bendinde; ''Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletlerinin..." haczedilemeyeceği belirtildikten sonra, aynı maddenin, 02.07.2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanun'un 16. maddesiyle eklenen üçüncü fıkrasında; ''Birinci fıkranın (2), (4), (7) ve (12) numaralı bentlerinde sayılan malların kıymetinin fazla olması durumunda, bedelinden haline münasip bir kısmı, ihtiyacını karşılayabilmesi amacıyla borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır'' hükmüne yer verilmiştir. Borçlunun bu maddeden yararlanabilmesi için, asıl mesleğinin çiftçilik olması ve bilfiil bu işi yapması gerekir. Anılan maddeye göre, haczedilmemesi gereken taşınır ve taşınmaz mallar ve miktarları tespit edilirken, borçlunun ve ailesinin geçimi için zorunlu olup olmadığı ve tarımsal faaliyetini sürdürebilmesi için gerekli olup olmadığı hususunun göz önünde tutulması gerekmektedir....

gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Tüm dosya kapsamına göre; İcra ve İflas Yasasının 18/3 maddesinde; "İcra mahkemesi, şikayet konusu işlemle ilgili duruşma yapılmasına uygun gördüğü takdirde ilgileri duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir." düzenlemesi mevcuttur. Bu düzenlemeye göre şikayet niteliğinde olan istem hakkında taraflar duruşmaya gelmese dahi karar verilmesi gerektiği göz önüne alındığında mahkemece davacının duruşmaya gelmemesi nedeniyle davanın ispatlanamadığına yönelik gerekçesinin isabetli olmadığı, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın esasının incelenerek hüküm kurulmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....

bir anlamının bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte rapora konu keşif çalışmasında görüşülen tanık beyanlarında davacının esas geçim kaynağının aldığı emekli maaşı olduğu ve tarım veya hayvancılıktan bir gelir elde etmediğini belirttiklerini, davacının emekli aylığının 2.300 TL olduğunu ve bilirkişi raporu ile varsayımsal olarak 936,24 TL gelir elde edeceğinden bu rakamın asıl meslek olarak değil ek gelir elde etme amacı ile yapıldığının ve dava konusu tarlalar üstünde bir haczedilmezlik kararı için kanunun aradığı ölçütün oluşmadığını, davacı hakkında başlatılan icra takibinin mobilya alım satımı ile uğraşan müvekkilinden satma amacı ile aldığı ürünlerin bedelinin ödenmemesi üzerine açılmış bir takip olduğunu, davacının ticaretle uğraştığı bilirkişi raporunda yer alan beyanlarda da açık iken çiftçilik ile uğraştığından bahsetmesi ve çiftçilik kaydını sonradan aktif hale getirmesinin kötü niyetli olduğu ortada olduğunu, dava konusu diğer taşınmaz olan 2 katlı müstakil evin...

Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir. Bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi veya kiraya vermesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmaz. Borçlunun çiftçi olduğu iddiasının tanık dahil her türlü delil ile ispatı mümkündür. Böyle bir durumda, borçlunun asıl uğraşısının çiftçilik olup olmadığı araştırılıp tesbit edildikten sonra, kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı, haczedilen haczedilmeyen tüm taşınmazları, keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir....

Mahkemece şikayetin kabulüne, haczin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, alacaklı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- Alacaklı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Borçlu haciz konulan taşınmaz bakımından hem meskeniyet iddiasında bulunulmuş aynı zamanda taşınmazın geçimini sağladığı zorunlu tarım arazisi olduğunu belirterek İİK'nun 82/1. maddesinin 4. bendi gereğince haczin kaldırılmasını talep etmiştir. İİK'nun 82/1. maddesinin 4. bendi uyarınca; “Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi” haczedilemez. Borçlunun bu maddeden yararlanabilmesi için asıl uğraşının çiftçilik olması gerekir. Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir....

    Somut olayda, meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulan ve borçluya ait ... mahallesi, 102 ada 3 parsel sayılı taşınmaz, tapuda içerisinde kargir ev olan incir bahçesi vasfında ve mesken niteliğinde olup, yapı ve eklentileri ile beraber 4.848,00 metrekare ölçüsündedir. Mahkemece değerlendirmeye alınmayan 09/2/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda; taşınmazın üzerinde yem şalgam ve zeytin ağaçlarının olduğu, eklentilerinin mevcut olduğu, buna göre; zemin ve üzerindeki yapılar ile birlikte toplam değerinin 86.249,45 Tl olarak belirlenmiştir....

      Davalı birleşen dosya davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; asıl davada davanın reddini talep etmiş, birleşen dosyada dava dilekçesinde ise;aracabey icra Müdürlüğünün 2016/1534 esas sayılı takip dosyası ile müvekkiline ait Karacabey İlçesi, Canbalı Mah, 742 Ada, 6 parsel sayılı tarla vasfındaki taşınmazının bilgisi haricinde haczedildiğini ve taşınmaza kıymet takdiri yapıldığını, raporun 08/08/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, bu tebliğ ile müvekkilinin hacizden haberdar olduğunu, bahse konu taşınmazda müvekkilinin çiftçilik yaptığını, geçimini çiftçilik ile sağladığını, ayrıca kıymet takdiri raporunda eksiklikler ve hatalar bulunduğunu, kıymeti takdir edilen değerinin düşük olduğunu, emsal rayiçlerini göstermediğini bu sebeplerle kendisi ve ailesi için zaruri olan bu arazilerin İİK 82/4 maddesi gereğince haczin caiz olmadığını bu nedenlerle takip dosyasında haczedilen ve kıymet takdiri yapılan taşınmaza yapılan haczin kaldırılmasını ve yeniden kıymet takdir yapılmasını talep ve dava...

      Somut olayda, meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulan taşınmazın tapuda borçlu adına kayıtlı olup, tapu kaydında ... ili, Demirci ilçesi, Yeşildere Mah. 120 ada 8 parselde kayıtlı 8.740,97 m² miktar arsalı kerpiç iki katlı ev ve tarla vasfında olduğu görülmektedi Bölge adliye mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda meskeniyet şikayetine konu 120 ada 8 parselde kayıtlı taşınmazın üzerindeki yapılarla birlikte toplam değerinin 147.170,00-TL olduğu, haline münasip alabileceği evin değerinin ise 25.000,00-TL olduğu belirtilmiş ise de, borçlunun alabileceği haline münasip evin kıymetinin, günümüz ekonomik koşulları gözardı edilerek belirlendiği, raporun bu yönüyle hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır....

        UYAP Entegrasyonu