Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Eğer borçlu kendi borcu için değilde başkasının borcu için ipotek kurmuşsa ipoteğin dayanağı kredi sözleşmesinin türü ne olursa olsun anılan ipotek borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel olur. Somut olayda davaya konu taşınmaz üzerinde Sınırlı Sorumlu Kula Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi lehine 30/03/2018 tarihli ipotek kurulduğu tartışmasız olup, ipoteğin davacının eşi Elif Kırgezen'in kooperatiften kullandığı ve kullanacağı kredilere kefalet kapsamında tesis edildiği anlaşılmaktadır....
CEVAP: Davalı T2 Sönmez Oto ve Kimyevi Mam.Tic. San. Ltd. Şti Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kötü niyetli olarak hiç bir somut gerekçeye dayanmadan itiraz ettiğini, davacının meskeniyet iddiasına ilişkin olarak söz konusu taşınmaz için meskeniyet iddiasının yasal süresi geçtikten sonra yapıldığını, davacının yapmış olduğu meskeniyet iddiasının yerinde olmadığını, ayrıca davacının evinin haline münasip bir ev olmadığını, davacının müvekkilinin alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla bu iddiada bulunduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3. kişinin açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi dahi, haczin kaldırılması sonucunu doğurmaz. Bu durumda, haczin kaldırılması istemi ancak 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabilir ( Yargıtay 12. HD'nin 10.02.2022 tarihli, 2021/8368 E, 2022/1571 K. sayılı içtihadı). Somut olayda, meskeniyet iddiasına konu taşınmaz üzerine konulan haciz sırasında tapu kaydında ipotek şerhinin mevcut olduğu, davacı tarafından ipoteğin kaldırıldığına ilişkin herhangi bir kesinleşmiş mahkeme kararı sunulmadığı ve taşınmazın ipotek dahil üzerinde mevcut yükümlülüklerle birlikte davacıya geçtiği, mevcut ipoteğin zorunlu tesis edilen ipotek olmaması sebebiyle meskeniyet şikayetine engel olduğu anlaşılmıştır....
No.4 Pendik" adresindeki taşınmaza isabet ettiğini, bu taşınmazın bodrum kat, + Zemin kat+üç normal katlı bir apartman olduğu ve apartmanın isminin Akkuş apartmanı olduğunu, davacının meskeniyet iddiasında bulunma hakkının hak düşürücü süre açısından mümkün olmadığını, bu durum mümkün görülse bile taşınmazın niteliğinin meskeniyet iddiasına uygun olmadığını ve hepsinden önemlisi davacının meskeniyet iddiası "borçlunun haline münasip ev" tanımlamasına uygun olmadığını belirterek İstanbul Anadolu 7. İcra Müdürlüğünün 2017/12864 (2010/23680 ) E sayılı dosyasından yapılan icra takibi neticesinde borçlu adına kayıtlı İstanbul ili, Pendik ilçesi, Dolayoba mah. 7 pafta 2138 parsel sayıtı taşınmaz kaydına konan haciz sebebiyle borçlu vekilinin yapmış olduğu meskeniyet iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu durumda, ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve ipoteğe konu borcun şikayete konu haciz tarihinden önce ödenmemiş olduğu sabit ve tartışmasız olduğuna göre, mahkemece, meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, açıklanan nedenlerle şikayetin kısmen kabulüne dair kararın hukuka uygun olmadığı, bu itibarla davacı borçlu tarafın istinaf başvurusunun da yerinde olmadığı anlaşıldığından; davacı borçlu tarafın istinaf başvurusunun HMK‘nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı alacaklı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile; HMK'nun 355. ve 353/1- b-3 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden, meskeniyet şikayetinin reddine oy birliği ile karar verilmiştir....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar....
bulunduğunu, bahse konu ipoteğin kurulmasında eş rızası bulunmamasından dolayı ipotek sahibi tarafından taşınmaza ipotek tesis edilmesinin dahi usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmaz üzerindeki ipoteğin zorunlu olarak konulan ipoteklerden olup meskeniyet iddiasının dinlenmesi gerektiğini belirterek İİK.82/1- 12 maddesi kapsamında haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile mesken üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Dava, İİK 82/12 maddesi kapsamında açılan haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetidir. Bu dava İİK 16/1 maddesi anlamında şikayet niteliğindedir ve ileri sürme süresi öğrenme tarihinden itibaren 7 gündür. Somut olayda davacıya hacze ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ tarihi 31/07/2019 tarihidir. Davacının dava dilekçesinde yapılan tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin bir iddiası da bulunmadığına göre meskeniyet şikayeti için başvuru süresi 103 davetiyesinin tebliği ile başlamış durumdadır. Dava tarihi ise 04/11/2019 tarihidir. O halde dava tarihi itibarı ile meskeniyet şikayeti bakımından dava açma süresi dolmuş olup açılan dava süresinden sonradır. Nitekim mahkemece de aynı gerekçeler ile davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir. Yukarıdaki açıklama çerçevesinde istinaf istemine konu kararın yerinde olduğu anlaşıldığından istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Manisa 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ...... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendine dayalı meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetidir. Şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılmalıdır. Somut olayda, borçlunun.......
gerçek değerinin belirlenmesini talep ettiğini, yapılan yargılama neticesinde Tire İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/60 Esas ve 2021/175 sayılı Kararı ile taşınmazın değerinin 270.000,00 TL olarak tespit edildiğini ve kararın kesinleştiğini, süresinde yapılmayan şikayet sebebiyle iş bu davanın usulden reddi gerektiğini, davacının kıymet takdirine itiraz davası sonrası açtığı iş bu dava ile haksız olarak meskeniyet iddiasında bulunduğunu, ancak davacının haczin öğrenildiği tarihten itibaren süresi içerisinde meskeniyet şikayetinde bulunmadığı gibi kıymet takdiri raporunun tebliğinde de bu şikayet yoluna başvurmadığını, ayrıca açmış olduğu kıymet takdirine itiraz davasında alınan yeni kıymet takdiri raporu sonrasında da meskeniyet iddiasının öne sürülmediğini, kaldı ki yeni bir kıymet takdirinin yapılmasının davacıya meskeniyet şikayeti hakkı tanımayacağının açık olduğunu, meskeniyet şikayeti haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süreye tabi olduğundan ve davacı bu iddiaya yönelik dava...