WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Meskeniyet nedeni ile haczedilemezlik şikayeti mevcut ve oturmaya uygun bir evin bulunması halinde yapılabilir. Henüz mesken olarak kullanılabilir durumda bulunmayan taşınmaz, meskeniyet şikayetine konu edilemez. (Bkz. Aynı konuda Dairemizin 22.05.1996 Tarih ve 6810-6879 Sayılı içtihadı.) Hatta borçlu bu arsa üzerinde daha sonra ev yapmış olsa bile yine haczin kaldırılmasını isteyemez. Çünkü bir malın haczedilip haczedilemeyeceği haciz anındaki duruma göre belirlenir. Bu halde, borçlunun hacizden sonra üzerine bina yapmış olduğu arsa, üzerindeki bina ile birlikte satılır. Açıklanan ilke ve kurallar ışığında somut olaya bakıldığında, borçluya ait 3915 parsel sayılı taşınmaza 30.10.2006, 25.12.2006, 11.01.2011,04.02.2011 en son 04.04.2013 tarihinde haciz konmuş ve borçlu 24.06.2013 tarihinde şikayette bulunmuştur....

    Her ne kadar İcra ve İflas Kanununda taşınmaz haczinin yenilenmesine dair bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz yeni bir işlem olup borçlunun her haciz için şikayet hakkı var ise de;yeni bir kıymet takdiri işleminin yeni bir şikayet hakkı doğurmayacağı açıktır. Kural olarak icra mahkemesi kararları kesin hüküm teşkil etmez ise de, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı icra müdürlüğü ya da takip işlemi hakkında verilmeleri ve kesinleşmeleri koşuluyla sonraki şikayet yönünden birbirlerine karşı kesin hüküm teşkil ederler. O halde; Mahkemece kesin hüküm nedeniyle borçlunun meskeniyet şikayetinin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu ögeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha lüks bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Ayrıca şikayetçi borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabilmesi için şikayete konu meskende oturması zorunlu değildir. Şikayete konu meskenin kiraya verilmiş olması meskeniyet şikayetinde bulunulmasına engel teşkil etmez....

      Alınan bilirkişi raporlarında dava konusu taşınmazın değeri, taşınmazın bulunduğu mevkii, meskenin üzerinde bulunduğu arsa ile birlikte ve objektif veriler esas alınarak, davacının haline münasip meskenin değeri ise davacının sosyal ve ekonomik durumu ile eşi ve iki çocuğu ile birlikte yaşıyor olması, şikayete konu edilen taşınmazın bulunduğu mahallin köy olması, imar planının ve ruhsatının bulunmaması, bu ev nazara alınarak haline münasip edinebileceği evin değerinin belirlenmiş olması v.b. kriterler esas alınarak hazırlandığından hükme esas alınmasında, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bu rapor gözetilerek mahkemece davacının meskeniyet şikayetinin kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

      Bankası A.Ş....er Şubesi'nin 22.01.2013 tarihli yazısı ile bireysel finansman kredi sözleşmesi suretinin, 26.02.2013 tarihli ve 14.06.2013 tarihli yazıları ile de sabit faizli konut finansman kredisi sözleşmesi suretinin gönderildiği görülmektedir. T.C. ... Bankası A.Ş....er Şubesi tarafından verilen cevaplar çelişkili olduğundan mahkemece bu yazılara itibar edilerek ve işin esası incelenerek şikayetin kabulüne karar verilmesi doğru değildir. ... 4. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğü'nce düzenlenen 04.04.2008 tarih ve 7032 yevmiye nolu ipotek akit tablosunda ipoteğin; yapılmış ve yapılacak sözleşme taahhütleri gereği kullanılmış ve kullanılacak olan her türlü krediye karşılık olarak tesis edilmiş olduğu belirtildiğinden zorunlu ipotek olarak kabulüne imkan bulunmamaktadır. Bu durumda ipotek, borçlunun serbest iradesi ile tesis edildiğinden mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken,yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar....

          İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise İİK'nun 82/2. maddesi gereğince satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu ögeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha lüks bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Ayrıca şikayetçi borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabilmesi için şikayete konu meskende oturması zorunlu değildir. Şikayete konu meskenin kiraya verilmiş olması meskeniyet şikayetinde bulunulmasına engel teşkil etmez....

          Mahkemece;"Meskeniyet şikayetinin reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır. Karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunarak; Maliki olduğu haciz konulan taşınmazdan haşka hiçbir taşınmazının bulunmadığını, bu taşınmazın da haline münasip bir daire olduğunu, mahkemece sadece çekmiş olduğu yıllık ödemeli zirai kredi dolayısıyla taşınmaz üzerinde ipotek bulunmasından dolayı delil ve beyanlarının dikkate alınmadan ve yeterli inceleme yapılmadan davanın reddine karar verildiğini, ancak Yargıtay kararlarında da taşınmaz üzerinde ipotek bulunmasının meskeniyet iddiası ile dava açılmasına ve davanın kabul edilmesine engel teşkil etmediğini belirterek kararın kaldırılmasına, davanın ve taleplerinin kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık; Meskeniyet şikayetine ilişkindir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; 109 nolu parselde bulunan taşınmaza yönelik meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayetinde bulunduğu, mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda meskeniyet iddiası kabul edilerek 109 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. İİK’nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince; borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez....

            Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, İİK'nun 82/12. maddesinde borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceğinin açıkça düzenlendiğini, 73 yaşında olan müvekkilinin 74 yaşındaki eşi ve 26 yaşındaki zihinsel engelli kızı ile birlikte meskeniyet iddiasına konu taşınmazda mütevazi bir hayat sürdüğünü, müvekkilinin bu taşınmaz dışında bir taşınmaz ve yurt dışı emekliliği haricinde başkaca bir gelirinin bulunmadığını, dava konusu taşınmazın Kayseri ilinin en ucuz muhitlerinden birinde olduğunu, müvekkili ve ailesinin yaşları ve sağlık durumlarından dolayı devam eden tedavileri, doktor kontrolleri ve eczanelerinin bu muhitte yer aldığını, davalının iddialarının aksine müvekkilinin yılın belli bir dönemi yurt dışında yaşıyor olmasının Türkiye'deki taşınmazına ilişkin meskeniyet iddiasında bulunmasına engel teşkil etmediğini, kanun maddesinde de yalnızca haline münasip kavramı kullanıldığını ve meskende oturma zorunluluğunun...

            UYAP Entegrasyonu