Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir. Bunun için borçlunun bizzat kendisinin ... yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi veya kiraya vermesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmaz. Böyle bir durumda, borçlunun asıl uğraşısının çiftçilik olup olmadığı araştırılıp tesbit edildikten sonra, kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı, haczedilen haczedilmeyen tüm taşınmazları, keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. ./.. -...- Öte yandan, çiftçi olan borçlunun, emekli maaşı alması da çiftçilik vasfını ortadan kaldırmaz....
Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1-Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının REDDİNE, 2-Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun haczedilen taşınmazın İİK'nun 82/1. maddesinin 12. bendi uyarınca haline münasip evi olduğunu ve geçimini haczedilen taşınmazlardan elde edilen gelir çiftçilik yaparak sağladığını belirterek icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece...
Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir. Somut olayda, mahkemece yapılan araştırma sonucu düzenlenen sosyal ve ekonomik durum raporunda, davacı T2'in yevmiyeli işlerde çalıştığı, bir fabrikada hamallık yaptığı, güncel çiftçilik kaydı bulunmadığı, asıl işinin çiftçilik olmadığı, geçimini çiftçilik ile sağlamadığı anlaşılmaktadır. Davacı T1 ise, haczedilen taşınmazların maliki olmayıp, haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı sadece borçlu malike aittir. Tüm bu nedenlerle, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere ve ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir....
Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir. Bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi veya kiraya vermesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmaz. Böyle bir durumda, borçlunun kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı, haczedilen haczedilmeyen tüm taşınmazları, keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılmalı, borçlunun asıl uğraşısının çiftçilik olup olmadığı belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Öte yandan çiftçi olan borçlunun, emekli maaşı alması da çiftçilik vasfını ortadan kaldırmaz....
İİK'nun 82/1- 4. bendinde; ''Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletlerinin..." haczedilemeyeceği belirtildikten sonra, aynı maddenin, 02.07.2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanun'un 16. maddesiyle eklenen üçüncü fıkrasında; ''Birinci fıkranın (2), (4), (7) ve (12) numaralı bentlerinde sayılan malların kıymetinin fazla olması durumunda, bedelinden haline münasip bir kısmı, ihtiyacını karşılayabilmesi amacıyla borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır'' hükmüne yer verilmiştir. Borçlunun bu maddeden yararlanabilmesi için, asıl mesleğinin çiftçilik olması ve bilfiil bu işi yapması gerekir. Anılan maddeye göre, haczedilmemesi gereken taşınır ve taşınmaz mallar ve miktarları tespit edilirken, borçlunun ve ailesinin geçimi için zorunlu olup olmadığı ve tarımsal faaliyetini sürdürebilmesi için gerekli olup olmadığı hususunun göz önünde tutulması gerekmektedir....
gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Tüm dosya kapsamına göre; İcra ve İflas Yasasının 18/3 maddesinde; "İcra mahkemesi, şikayet konusu işlemle ilgili duruşma yapılmasına uygun gördüğü takdirde ilgileri duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir." düzenlemesi mevcuttur. Bu düzenlemeye göre şikayet niteliğinde olan istem hakkında taraflar duruşmaya gelmese dahi karar verilmesi gerektiği göz önüne alındığında mahkemece davacının duruşmaya gelmemesi nedeniyle davanın ispatlanamadığına yönelik gerekçesinin isabetli olmadığı, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın esasının incelenerek hüküm kurulmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
bir anlamının bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte rapora konu keşif çalışmasında görüşülen tanık beyanlarında davacının esas geçim kaynağının aldığı emekli maaşı olduğu ve tarım veya hayvancılıktan bir gelir elde etmediğini belirttiklerini, davacının emekli aylığının 2.300 TL olduğunu ve bilirkişi raporu ile varsayımsal olarak 936,24 TL gelir elde edeceğinden bu rakamın asıl meslek olarak değil ek gelir elde etme amacı ile yapıldığının ve dava konusu tarlalar üstünde bir haczedilmezlik kararı için kanunun aradığı ölçütün oluşmadığını, davacı hakkında başlatılan icra takibinin mobilya alım satımı ile uğraşan müvekkilinden satma amacı ile aldığı ürünlerin bedelinin ödenmemesi üzerine açılmış bir takip olduğunu, davacının ticaretle uğraştığı bilirkişi raporunda yer alan beyanlarda da açık iken çiftçilik ile uğraştığından bahsetmesi ve çiftçilik kaydını sonradan aktif hale getirmesinin kötü niyetli olduğu ortada olduğunu, dava konusu diğer taşınmaz olan 2 katlı müstakil evin...
Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir. Bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi veya kiraya vermesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmaz. Borçlunun çiftçi olduğu iddiasının tanık dahil her türlü delil ile ispatı mümkündür. Böyle bir durumda, borçlunun asıl uğraşısının çiftçilik olup olmadığı araştırılıp tesbit edildikten sonra, kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı, haczedilen haczedilmeyen tüm taşınmazları, keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir....
Mahkemece şikayetin kabulüne, haczin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, alacaklı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- Alacaklı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Borçlu haciz konulan taşınmaz bakımından hem meskeniyet iddiasında bulunulmuş aynı zamanda taşınmazın geçimini sağladığı zorunlu tarım arazisi olduğunu belirterek İİK'nun 82/1. maddesinin 4. bendi gereğince haczin kaldırılmasını talep etmiştir. İİK'nun 82/1. maddesinin 4. bendi uyarınca; “Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi” haczedilemez. Borçlunun bu maddeden yararlanabilmesi için asıl uğraşının çiftçilik olması gerekir. Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir....