İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/322 esas sayılı dosyası ile meskeniyet şikayetinde bulunduğunu, mahkemece şikayetin kısmen kabulüne, satışın 180.000,00 TL'den az olmamak üzere yapılmasına karar verildiğini, bu arada taşınmaz üzerine 19/12/2019 tarihinde yeniden haciz konulduğunu, borçluya 103 davetiyesi tebliğ edildiğini, borçlu vekilinin icra müdürlüğüne başvurarak meskeniyet şikayetlerinin kısmen kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle karar gereği işlem yapılmasını talep ettiğini, icra müdürlüğünce 30/08/2020 tarihinde taşınmazın satışının talep edilmesi halinde mahkeme kararı doğrultusunda işlem yapılmasına karar verildiğini, meskeniyet şikayetinin 08/12/2017 tarihli hacze yönelik yapıldığını, 19/12/2019 tarihli haciz için meskeniyet şikayetinde bulunulmadığını, bu nedenle icra müdürlüğü kararının iptali gerektiğini ileri sürerek, 30/08/2020 tarihli memur işleminin iptaline, 19/12/2019 tarihli hacizle ilgili olarak satıştan sonra borçluya pay ayrılmamasına karar verilmesini talep etmiştir...
Aile Mahkemesinin 2019/643 Esas - 2020/466 Karar sayılı dosyası ile sabit olduğunu, AYM'nin emsal kararı gereği şikayet hakkı bulunduğunu, bu nedenle müvekkillerinin aile konutu olarak kullandığı taşınmazının haczedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan yerel mahkeme kararının kaldırılarak, meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; somut olayda; şikayetçi-muris ...'un icra takibinde taraf sıfatı olmadığından, meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı olmayıp, diğer taraftan, borçlu hakkındaki takip ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip olup meskeniyet şikayetinde bulunulamayacağından yerel mahkeme kararının yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
açıkça aykırılık taşımakta olduğunu, müvekkilinin bahse konu taşınmazda eşi, bakıma muhtaç olan yaşlı kayınvalidesi ve 3 çocuğu ile birlikte toplam 6 kişi olarak yaşamakta olduğunu, bahse konu evin müvekkilinin ve ailesinin haline münasip ev vasfında bulunduğunu, bu nedenlerle meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetlerinin kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir....
Her ne kadar aynı mesken ile ilgili daha önce konulan haciz nedeniyle yapılan meskeniyet şikayetinin tam kabulüne karar verilmiş ise de, söz konusu kararın 22/12/2016 tarihli olduğu, aradan yaklaşık 5 yıl geçmiş olması nedeniyle günün ekonomik koşulları ile emlak piyasasındaki değişimler nazara alındığında ve daha önce konulan haczin kaldırılmasından sonra dosyanın işlemden kaldırıldığı ve 14/03/2019 tarihinde yenilenmesinden sonra şikayete konu taşınmaz üzerine yeniden haciz konulmuş olması nedeniyle davacı borçlu tarafından meskeniyet şikayetinde bulunulmuş olması nazara alındığında, 5 yıl önce haline münasip kabul edilen meskenin 5 yıl sonra şikayete konu meskenin değerindeki artış olması nedeniyle buna karşılık haline münasip edinebileceği evin değerinin ise bundan düşük belirlenmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/158 esas sayılı dosyası ile meskeniyet şikayetinde bulunulduğu, mahkemece 23.06.2021 tarih ve 2021/158 E, 2021/352 K. Sayılı kararı ile süresinde satış talep edilmemesi nedeniyle haczin düşmüş olduğu gerekçesiyle şikayetin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verildiği ve kararın 10/08/2021 tarihinde kesinleştiği, bilahere alacaklı vekilinin 08/04/2021 tarihli talebi üzerine taşınmazın tapu kaydına 16/04/2021 tarihinde yeniden haciz konulduğu ve Büyükçekmece 3....
Kat 11 nolu bağımsız bölümde bulunan taşınmazın kaydına 28.11.2020 tarihinde haciz şerhi işlendiği, İİK’nun 103. maddesine dair davetiyenin borçluya 04.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde 103 davetiyesi tebliğ işlemine yönelik bir tebligat usulsüzlüğü iddiasının bulunmadığı, yapılan meskeniyet şikayeti başvurusunun ise 15.06.2021 tarihli olduğu, davacı borçlu tarafından Örnek 103 davetiyesinin tebliğinden itibaren 7 günlük süre içerisinde dava açılmaması nedeniyle T1 meskeniyet şikayetinin süresinde olmaması nedeniyle reddine,T2 'ın haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı olmaması nedeniyle davacı T2 tarafından açılan haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacıdan olan alacağının tahsili amacıyla davacının meskeniyet iddia ettiği taşınmazına haciz konulduğunu, davacının hacizli taşınmaz üzerinde meskeniyet iddiasında bulunarak huzurdaki davayı açtığını, meskeniyet iddia edilen taşınmazın daha önce başka bir borca karşılık teminat olarak gösterildiğini, meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmaz üzerinde "Türkiye Halk Bankası A.Ş." lehine 2013 yılında ipotek tesis edildiğini, mesken üzerindeki ipotek kurulmasıyla taşınmazın meskeniyet niteliğinden çıkarıldığını, taşınmaz üzerine, ipotek tesis edilmesi, ipotek alacaklısının yanında diğer alacaklılara karşı da haczedilmezlik iddiasından feragat niteliğinde olduğundan davacının meskeniyet iddiasının haksız ve yersiz olduğunu, davacı/borçlunun hali hazırdaki oturduğu evinin haczine engel bir durum olmadığını, dava konusu taşınmazın Alaşehir de bulunan bir site içerisinde olduğunu, konumu itibari ile Alaşehir ilçe merkezine çok yakın...
Mahkemece; Davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, yönelik karar verildiği görülmüştür. Karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın usul ve yasalara aykırı olduğunu, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin mahkeme tarafından aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddedildiğini, tarafınca aile konutuna ilişkin Aanayasa'daki güvencelerin gözetilmediğini, taşınmazın üzerine konulan hacizden doğrudan tarafının etkilenmesi nedeniyle aile konutuna ilişkin güvencelerden yararlanarak meskeniyet iddiasıyla dava açabileceğini, mahkemenin dava ehliyetine ilişkin daraltıcı yorumunun Anayasa'nın 20. ve 41. maddelerindeki güvencelere uygun olmadığını, Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verildiğini, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Kat 33 nolu mesken nitelikli taşınmaz üzerine haciz şerhi işlendiğini, haciz şerhi nedeniyle gönderilen 103 davet kağıdının usul ve yasaya aykırı tebliğ edildiğini, öncelikle 103 davet kağıdının tebliğ işleminin usulsüzlüğünün tespitinin gerektiğini beyan ederek, meskeniyet şikayetinin ve usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı TEB A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, davacıya ait birden fazla taşınmaz bulunduğunu, davaya konu Mersin ili Mezitli ilçesi Mezitli Mahallesi 614 ada 4 parselde kayıtlı C Blok 16....
Somut olayda, şikayete konu taşınmaza ilişkin olarak icra dosyasından borçlu T1 27.01.2020 tarihinde 103 davet kağıdının tebliğ edildiği, borçlunun 27.07.2020 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu, şikayetinde 103 davet kağıdı tebligatının usulsüz olduğunun ileri sürülmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, borçlu T1 meskeniyet şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır. O halde, mahkemece, istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Sivas 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/118 Esas ve 2020/205 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, 2- Dosya kapsamı, delil durumu ve takip dosyası içeriğine göre, Sivas 2....