Mahallesi sınırları içerisinde bulunan 209 parsel sayılı merayı ekip biçerek işgal ettiği iddiasına ilişkindir. A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü; Yapılan yargılamada dosya kapsamında sanığın vaki tecavüzü nedeniyle hakkında müdahalenin meni kararı verildiği, Koçarlı Kaymakamlığı tarafından sanık hakkında 209 parsel sayılı meraya bilinçli olmasa dahi ekim dikim yapmak suretiyle tecavüzde bulunulduğunun tespit edildiğinin bildirildiği, olay mahallinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda mevcut parselin mera vasfı ile kayıtlı olduğunun belirtildiği hususları bir bütün olarak dikkate alındığında sanığın üzerine atılı suçu işlediği sabit görülmüş sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir. B....
Mahkememizce davacı taraf harçtan muaf olmakla dava konusu davalı yönünden taşınmazda müdahale edilen alanın zemin değeri 14.364,35 TL, merayı eski hale getirme bedeli 1.929,09 TL olmak üzere 16.293,44 TL üzerinden harç ve yargılama giderleri hesaplanarak; -Davanın KABULÜNE, -Dava konusu Tokat ili, Pazar ilçesi, Çiftlik Köyü, 110 ada, 109 parsel (eski 296 parsel)sayılı mera parselinde 05/01/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda belirtilen 1.446,33 m²'lik alana davalının yaptığı müdahalenin menine, -Dava konusu Tokat ili, Pazar ilçesi, Çiftlik Köyü, 110 ada, 110 parsel (eski 295 parsel)sayılı mera parselinde 05/01/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda belirtilen 2.042,09 m²'lik alana davalının yaptığı müdahalenin menine, 1.929,09 TL merayı eski hale getirme bedelinin davalıdan dava tarihi 05/02/2020 itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, -05/01/2021 havale tarihli fen bilirkişisi ve harita mühendisi bilirkişi heyet raporunun kararın eki sayılmasına...
Keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişiler ile tespit bilirkişisi beyanları ile çekişmeli taşınmazlar üzerinde 30-40 yıl önce tarım yapıldığının bildirildiği ve keşif sonucunda dosyaya sunulan ziraat bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazlar üzerinde hali hazırda çan çiçeği, gazal boynuzu, domuz ayrığı, kadife otu ve salkım otları gibi merayı karakterize eden otların yoğun olarak bulunduğu belirtildiği gibi, dava konusu taşınmazlara ait fotoğraflardan da taşınmazlar üzerinde her hangi bir kullanım bulunmadığı anlaşılmaktadır....
nın yapılan yargılaması sonunda; sanığın 104 ada 8 nolu parselde meraya tecavüz suçundan beraatine, paftasında sınırlandırılması yapılmış merayı sürmek sureti ile TCK 513/2. maddesi gereğince hükümlülüğüne ve ertelemeye dair (HACIBEKTAŞ) Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 8.12.2004 ... ve 90 esas, 153 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi C.Savcısı ve katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile 31.1.2006 günü daireye gönderilmekle incelendi: TÜRK MİLLETİ ADINA Gereği görüşülüp düşünüldü: I- Mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle sanık hakkında verilen beraat kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan C.Savcısının ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi oybirliğiyle (ONANMASINA), 2- Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyize gelince; Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen kanıtlara, mahkemenin...
Köyüne ait merayı sürmek suretiyle tarla haline getirdiği üç parça taşınmazı için açtığı hasımsız dava sonucu tapuda adına tescil ettirdiğini, bunlardan 07/10/1952 tarih ve 98 noda kayıtlı olan taşınmazı davalı ...'a sattığını belirterek her üç taşınmaz kaydının iptali ile mera olarak sınırlandırılmasını ve elatmanın önlenmesini istemiştir. Mahkemece, 20.12.1976 tarihli 1962/2800 Esas - 1976/411 sayılı kararı ile davalı ... adına olan 10.04.1962 tarih 15 numara ve 07.10.1952 tarih 97 No’lu tapu kayıtları yönünden verilen kararın onanması, davalı ... adına kayıtlı taşınmaz yönünden ise eksik inceleme nedeni ile bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava konusu 07.10.1952 tarih 98 No'lu taşınmaz satış yolu ile 14.11.1958 tarih ve 2 No’lu kayıt ile ... adına kayıtlı iken yargılama sırasında kadastro çalışmaları yapılmış ve 128 ada, 11 parselde davalı ... adına tapuya tescil edilmiştir....
Davalı ... merayı tahrip etmediğini taşınmazın uzun yıllar tarla olarak kullanıldığını, ... 'dan kiraladığını savunmuştur. Mahkemece dava ret edilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dosya içindeki mahkeme kararlarından, daha önce aralarında davalının da bulunduğu bir çok kişi hakkında dava açılıp 2002/42 esasına kayıt edildiği, bilahare talep edilen miktarlar, parseller açıklattırılarak davalının ayrılmasına karar verilip, davalı ... hakkındaki eldeki davanın 2003/66 esasına kaydedildiği ... hakkındaki davanın da, bu dava ile birleştirildiği görülmektedir. Dosya kapsamından, uyuşmazlık konusu taşınmazın öteden beri mera olduğu Kadastro Mahkemesi kararı ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesi uyarınca bu niteliği ile özel siciline yazılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. 4342 sayılı Mera Kanununun 4.maddesi uyarınca mera, yaylak ve kışlakların amacı dışında kullanma olanağı yoktur....
Kararı davalı temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının sair temyiz itirazlarının reddine 2-Ancak meraya müdahalenin önlenmesi davalarında eski hale getirme giderleri Hazine tarafından istenebilir ise de, ot bedeline nizalı merayı kadimden beri kullanan veya tahsis edilen köy ya da belde yetkilileri talep edebilirler. Bu nedenle davacı Hazinenin ot bedeli adı altında istemde bulunması mümkün değildir. Bu bölüme yönelik bedelin kabulü doğru görülmediğinden, hükmün bu yönden davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. Ayrıca davalı ...'ün karar başlığında davalı olarak isminin ... ... şeklinde yanlış yazılması HUMK.nun 80. maddesi gereğince mahkemece düzeltilmesi gereken maddi hata şeklinde görülmüştür....
Anılan tutanağa göre krokide A harfi ile gösterilen yere davalılar ... ve ...’in, B harfi ile gösterilen bölüme de diğer davalı ...’in merayı ekip biçmek suretiyle tecavüz ettiği sabittir. Mera hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan taşınmazlardandır. 4342 sayılı Kanununun 4.maddesi uyarınca da meranın amaç dışı kullanmak suretiyle vasıfları bozulmuşsa tekrar eski hale getirmek için yapılması gereken giderlerin sebebiyet verenlerden tahsili gerekir. Davalıların 18.8.2006 tarihli tutanaktan sonra mera parselinden el çekmiş olmaları tahrip ettikleri meranın eski hale getirme bedelini ödemekten kurtarmaz. Bu durumda mahkemece, ziraatçi bilirkişiye elatılarak tahrip edilen krokide A ve B harfleri ile gösterilen yerlerin eski hale getirme bedelleri hesaplattırılmalı, sorumluluk durumlarına göre bu bedellerin davalılardan tahsili hüküm altına alınmalıdır....
Merayı kullanma hakkı sahibi köy halkının suçtan zarar gören konumunda olduğu gözönüne alındığında, köyde oturup meraya tecavüz suçunda doğrudan zarar gördüğü ve buna bağlı olarak davaya katılma ve hükmü temyiz etme hak ve yetkisinin bulunduğu gözetilerek, dosyanın esasına ilişkin temyiz incelemesi yapılması yerine, köy halkından katılan sanık ...’ün davaya katılma hakkı bulunmadığından temyiz isteminin reddine ilişkin sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 07.04.2016...
Davalılar, el atılan bölümleri çok daha önce merayı terk ettiklerinden konusuz kaldığını, davacı tarafın kâl isteminin ise yerinde olmadığını, 2008 yılında Karkamış Kaymakamlığının men kararından sonra tüm davalıların el atılan yerleri kullanmadıklarını, tüm bu nedenlerden dolayı davanın reddini talep ettiğini bildirmiştir. Mahkemece, birleştirilen ve asıl davanın konusuz kaldığı için karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 1)Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davacının diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2)Dava meraya elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat istemine ilişkindir. Gerekçeli kararda davacının dava açmakta haklı olduğu belirtilmiş olmasına rağmen hüküm kısmında davacı aleyhine vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiş ise de bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yönde düzelterek onama kararı vermek gerekmiştir....