WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Köyü Muhtarlığı vekili 12.04.2012 tarihli cevap dilekçesi ile, müvekkili köyün dava konusu yayla ve merayı yüzyıldan fazla bir zamandan beri kullandığını, yaylanın müvekkili köye ait olduğunu, müvekkil köyün her yaz 3-4 ay dava konusu yaylada çadır açarak kaldığını, hayvanlarını otlattığını, biçeneklerini biçtiğini, müvekkili köyün davacı köye ait herhangi bir yayla, otlak ya da merasına müdahalesinin olmadığını, müvekkili köyün kadimden beri tasarruf ettiği yayla ve merasından yararlanmakta olduğunu, haksız müdahalenin söz konusu olmadığını ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur. 2. Asli müdahil .... Köyü ve ... Köyü Tüzel Kişilikleri dava konusu yaylanın kendi köylerinin sınırları içinde kaldığından bahisle davaya katılmıştır. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI 1....

    muhtarın yol kenarına gübre döktüğünü iddia ederek şikayetçi olduğu, oysa komşularının şikayetçi olmadığı, resmi görevlilerin gönderdiği yazıda halk sağlığını tehdit eden bir unsura rastlanmadığı söylenmesine rağmen hakkında idari para cezası geldiği, yaklaşık 18 yıldır köy boğası uygulaması devam ediyorken hayvan sahiplerinden para toplandığı, 2019 yılında boğa satılıp parasının muhtar tarafından nerede kullanıldığının bilinmediği, bu nedenle ekonomik kayıp yaşadığı, 2014 yılında cami için toplanan derilerin köy sandığına dahil edilip cami derneğinden makbuz istendiği, imece parası adı altında alınan paranın kanunsuz olduğu, içme suyu isale hattının ekili arazilere ve başka şeylere zarar verdiği, davacı muhtarın bedava su kullandığı ve davacının halk arasında şahsına kaçak su kullandığını söylediği, davacı muhtarın akrabalarından bazılarının hayvanları olmadığı halde 4- 5 traktör gübreyi bahçesinin önünde 1 yıldır tuttuğu, muhtarın buna göz yumduğu, davacının tapusu devlete ait olan merayı...

    Maddeleri ile tahsise ilişkin 11 ve 12. maddelerine aykırı olduğu, Mesudiye Asliye Hukuk Mahkemesi 05/11/1957 tarih ve 1954/99 esas 1957/182 karar sayılı kişilerin haksız el atmalarını önlenmesine ilişkin kesinleşmiş kararına göre 372 ada 2 parsel Mesudiye sınırları içerisinde olduğu tahsis kararı oluşturulurken dava konusu mera-yaylanın hangi ilçe sınırları içerisinde kaldığını, kullanım biçiminin nasıl olduğu, kimler tarafından kullanıldığı, kullanım varlığını belirleyen bilgi ve belgelerin olup olmadığını, kullanım konusunda mahkemelere açılmış davaların bulunup bulunmadığı veya açılan davaların kesin hüküm ile sonuçlanıp sonuçlanmadığı gözetmediği gibi bu davalar hakkında gerekli bilgi ve belgelerin soruşturulmadığının, ayrıca komisyon işlem tarihinden önce bölgenin ekonomik durumunun incelenmediği, merayı kadimden beri kullanan ve bu meraya gereksinimi bulunan Mesudiye ilçesine bağlı Yavşan mahallesinin ve bağlı yerleşim alanlarındaki kişilerin gereksinimlerinin araştırılmadığı Yavşan...

    Köyünün kendi adlarına mera kaydı tespiti yapılmasına dair bir talep ve davaları bulunmadığını, Mahkemenin bu hususları gözetmeden davalı köy adına da kullanım hakkı verecek şekilde müşterek olarak mera siciline tescil hakkı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı ve davalı köyülerin dava konusu yere konum ve uzaklıklarının dikkate alınmadığını, merayı müvekkil Erikli Köyünün (Araklı Belediyesi) kadimden beri kullandığını, eski tapu kayıtlarının da bu kullanımı kanıtladığını, müvekkili yönünden kullanım hakkı verildikten sonra davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığını ileri sürmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, meraya el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın batı sınırı ile müvekkillerine ait olan 1937 tarih, 4/25 tapu muamelesi ile 20/04/1963 tarihinde müvekkillerine intikal eden arazinin birbirine komşu olduğunu, müvekkillerine ait taşınmaz ile dava konusu merayı birbirinden ayıran sınırın Koç Yolu olduğunu, Taşlıçay Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1985/17 esas sayılı dosyasında davacıların özel mülkiyet iddiasında bulunarak o dönemin köy muhtarı olan Selahattin Taşdemir'e dava açtıklarını, davalarının esastan reddedildiğini, dosyada davalı olarak bulunan Selahattin Taşdemir'in beyanında dava konusu meranın batı sınırının Abdulbari olduğunu, dosyada sınırlara ilişkin herhangi bir tespit veya değerlendirmenin yapılmadığını, dava konusu tışınmazın batı sınırı ile müvekkillerinin özel mülkiyeti olan arazinin doğu sınırının ortak ve komşu olduğunu, tespit kaydında da belirtildiği üzere müvekkillerinin özel mülkiyeti olan doğu sınırının koç yolu olduğunu, dava...

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/09/2021 NUMARASI : 2018/99 ESAS -2021/204 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı T4 Iğdır, Merkez, Evci Köyü, 107 ada 39 parsel (eski 506 ada 1) sayılı mera vasıflı taşınmazı, davalılar T7 T6 T8 ise Iğdır, Merkez, Erhacı köyü, 146 ada 192 parsel sayılı merayı tarla açmak, yapı yapmak suretiyle işgal ettiklerini, bu nedenle haklarında 3091 kanun uyarınca men kararı verildiğini, bu kararların infaz edildiğini, idarece 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca mera parsellerinin vasfını bozulması nedeniyle eski hale getirme bedellerinin tahsili için dava açılmasına karar verildiğini ileri sürerek 54.627,05- TL'nin 11/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      talebinin zaman aşımına uğramasi nedeniyle reddine karar verilmesinin talep edildiğini, dava niteliği itibariyle haksız fiilden doğan tazminat davası olduğunu, bu yönüyle genel hükümlere tabi olduğunu, bu nedenle öncelikle mahkemenin davanın kabulüne dair kararın kaldırılarak davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, BK'nun 50 maddesine göre zarar gören zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altında olduğunu, buna rağmen davacı idarenin yargılama esnasında hiçbir delil ikame etmediğini, dolayısıyla ne zararını ne de zarar verdiği iddia edilen davalının kusurunu ispat edemediğini, ancak keşif esnasında dinlenen tanıkların tamamının ittifakla “Davalı Erhan'ın söz konusu yerleri sürüp ektiğini, meranın vasfını değiştirdiğini görmediklerini zaten taşınmazların (mera) büyük bir bölümünün tel örgülerle çevrili olduğunu, bir kısmının üzerin de uzun zamandır şantiye binaları olduğunu, büyük bir kısmının güneş enerjisi panelleri ile örtülü olduğunu bu yerlerde merayı...

      SAVUNMA: Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; Köyleri eski mevkiden 1950 yılında yeni mevkisine taşındığını, köy halkından koyun, sığır, keçi, sürüsü olanlara Gecek dağı yamaçlarından devlet tarafından yer verildiğini, dedesi ve babası burada keçi ve sığır ahırcılığı yaptığını, devlet buralara su, elektrik ve yol hizmetlerini yapmış ve zamanla buralar köyleri ile birleşerek köy oturumu haline dönüştüğünü, merayı işgal etmediğini, isnat edilen ev bahçe dedesi ve babasının oturduğu yerler olduğunu, meraya hiç bir işgali olmadığını, talep ve beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNDE İLERİ SÜRÜLEN DELİLLER: Tapu kayıtları, men kararları, bilirkişi raporu....

      SAVUNMA: Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; Köylerinin 1950 yılında eski köyden bu mevkiye taşındığını, koyun, keçi sürüsü olanlara dağ eteklerinden yer verildiğini, dedesinden babasına şuan oturduğu yer verildiğini, bu mevkinin devlet tarafından hazine arazisi olarak bırakıldığını, devletin imar, su ve elektriği köyle beraber sağladığını, dedesi, babası ve kendisinin 2011 yılına kadar düzenli bir şekilde ödemesini yaptıklarını, 1985 yılında yeminli bürolardan tanınan hakkı kullandıklarını ve çap kağıdını yaptırdıklarını, ücretini yatırdıklarını, 2018 yılında devlet sit alanı ve müze yerleri hariç kullandığı yerlerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının sisteminden başvurarak yapı kayıt belgesi alabilir bildirgesiyle müracaat ettiğini ve yapı kayıt belgesi aldığını, 2011 yılında muhtarlık bu mevkiyi mera statüsüne çevirdiğini ve kendilerini mağdur ettiğini, merayı işgal etmediğini, dedesinin, babasının kurduğu yerleştiği yerde barındığını, statü değişikliğinden dolayı verilmiş haklarının...

      Oysa, bu tür davalarda mahalli bilirkişinin davaya konu merayı görerek taşınmaz başında dinlenilmesi zorunlu olup duruşmada dinlenerek beyanının karara esas alınması usul ve yasaya aykırıdır. İlk derece mahkemesince 5 tane mahalli bilirkişi tespit edilmiş, bunlardan 3 tanesi (Nuri Aslan, Bedirhan Arslan ve Emin Koç) keşif mahallinde dinlenmiş, bu mahalli bilirkişilerden Emin Koç ve Nuri Aslan davaya konusu meranın kim tarafından kullanıldığını bilmediklerini bildirmiş, sadece diğer mahalli bilirkişi Bedirhan Arslan meranın davacı köy tarafından kullanıldığını beyan etmiştir. Hal böyle iken, az önce yukarıda belirtilen Yargıtay ilamındaki kritere uygun mahalli bilirkişiler tespit edilip beyanları alınmadan, bir tek mahalli bilirkişi beyanı ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....

      UYAP Entegrasyonu