WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahallesinde bulunan 29 parsel numaralı merayı slajlık mısır depolama alanı olarak kullanmak suretiyle işgal ettikleri iddiasına ilişkindir. 2. Sanıklar hakkında 3091 sayılı Kanun'a aykırılık suçundan dolayı ... tarafından 20.01.2017 tarihli men kararı verilmiştir. 3. İlk derece mahkemesince sanıkların ... İlçesi ... Mahallesi 29 parsel sayılı mera arazisine slajlık mısır depoladıkları, sanık ...'in 250,10 m2, sanık ...'un 190,08 m2, sanık ...'nin de 410,36 m2 alana slajlık mısır depoladıkları, bunun üzerine ... Kaymakamlık Makamının 20/01/2017 tarih ve 2017/6 sayılı taşınmaz mal zilyetliğine yapılan tecavüzün önlenmesine karar verildiği, kararın sanıklara tebliğ edilerek, 02/02/2017 tarihli infaz tutanağı ile yerine getirildiği ve sanıkların tecavüzüne son verildiği, sanıkların da bu aşamada söz konusu alanın mera olduğunu kabul ettikleri alanı terk ettikleri ve atılı suçun oluştuğu gerekçesiyle mahkumiyet hükümleri kurulmuştur. B....

    Bu itibarla, dava konusu edilmemesi nedeniyle bakılmakta olan davada hukuki denetime elverişli olmayan müdahalenin men'ine ilişkin karar uyarınca, davacıların meraya müdahale ettiği sabit olduğundan Mera Kanunu'na göre merayı eski hale getirme amacıyla bir bedel istenilmesi gerektiği açıktır. Bu kapsamda, ziraat mühendisi ve ziraat teknikeri tarafından dava konusu alanın eski haline getirilebilmesi için yapılması gerekli olan masrafları gösteren detaylı bir liste çıkartılmış, her bir dekar için hesaplanan masraf ile tecavüz edilen alanın çarpımı sonucu bulunan eski konumuna getirme bedeli esas alınarak dava konusu işlem tesis edilmiştir. Bu durumda, meraya tecavüz edildiği sabit olan alan esas alınarak Mera Kanunu uyarınca hesaplanan eski konumuna getirme bedelinin istenilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık, aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığından, kararın bozulması gerektiği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz....

      CEVAP Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu yerin mera olduğunu, taşınmazın çevresinde de mera vasıflı taşınmazlar bulunduğunu, davacının merayı işgal eden konumunda olduğunu, Kaymakamlık soruşturması sırasında; davacının eşi ve oğlunun imzalı beyanlarında "...taşınmazın mer'a olduğunu, sadece taşınmazın içindeki zeytin ve armut ağaçlarının satın alındığını, köylülerin otlayan hayvanlarının satın alınan ağaçların dallarını yemesine ve dalların kırılmasına engel olmak için taşınmazın etrafının kendileri tarafından çevrildiğini.." belirttiklerini, ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... Köyü Muhtarlığı cevap dilekçesinde: dava konusu yerin mera olduğunu, zilyetlik koşullarının oluşmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....

        Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, ancak çekişmeli meranın hangi köye ait olduğunun belirlenemediği, her iki köyünde merayı kullandıkları gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı köy tüzel kişiliği tarafından temyizi üzerine 14. Hukuk Dairesince “Davalı köy tüzel kişiliğinin önceki hükme yönelik diğer temyiz itirazları 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamında reddedilerek kesinleştiği halde bu durum gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinin usulsüz olduğu, bu sebeple bozmadan önceki bilirkişi ve tanıklar huzuruyla yeniden keşif yapılarak davacı köyün kadim merası belli edildikten sonra davalı köyün, meranın hangi bölümüne elattığının kesin şekilde belirlenip ... bilirkişiden bu yönde krokili rapor alınması, oluşacak sonuca göre karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuştur....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince "3091 sayılı kanun çerçevesinde kaymakamlık tarafından yapılan işlemin doğruluğunu görmek için dosya kapsamında keşif kararı verilmiş,yapılan keşifte mahalli bilirkişi beyanları incelendiğinde dava konusu yerlerin davalı tarafından ekip biçilmediği anlaşılmış olup her ne kadar ziraat bilirkişi ve fen bilirkişi raporunda dava konusu yerin ekip biçildiği şeklinde raporu verilse de dava konusu yerin davalı tarafından ekip biçilmediği anlaşılmış olup, merayı bozan davalı olmadığı kanaatine varılmış olup davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir....

          CEVAP Davalı ... adına köy muhtarı ... dilekçesinde özetle; davacının beyanlarını, iddialarını kabul etmediklerini, iddiaların delilsiz, desteksiz, gerçeklerden uzak olduğunu, davaya konu yerlerin eskiden beri mera olarak kullanılan, köylülerin hayvan otlattığı ortak yerler olduğunu, meranın bitişiğinde davacının 9 dönümlük tarlası olduğunu, zamanla merayı süre süre bu tarlayı genişletmeye çalıştığını, söz konusu yerin mera olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile gerçek kişi davacının bu davayı açma ehliyeti bulunmadığından davanın 6100 sayılı HMK'nın 114/1-d maddesi gereğince aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

            KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1.HUKUK DAİRESİ DOSYA NO: 2021/492 KARAR NO: 2021/527 "kamu orta malı olan meraların tarım amaçlı hiçbir kurum ya da kişi tarafından kiralanamayacağı, bu sebeple davacının burayı kiralamış olmasının merayı ekip biçmesini yasal hale getirmeyeceği, merayı kullandığından dolayı da meranın eski vasfını kazanmasına engel olduğu ve böylece mera vasfını bozduğu/bozmaya devam ettiği anlaşılmıştır." ilamda göz önüne alınarak dava konusu taşınmazın eski hale getirilmesi gerektiği, davaya konu Çorum İli, Osmancık ilçesi Gemici Mahallesinde bulunan 422 ada 70 nolu parselin fen bilirkişi raporunda belirlenen kısmının davalı tarafından ekilip biçildiği, terkedilmiş ise de davalının bu eylemi nedeniyle taşınmazın mera vasfının bozulduğu, mahallinde keşif yapılarak meranın eski hale getirilmesi için gerekli bedelin hesaplandığı,, taşınmazın mera kütüğüne kayıtlı olması nedeniyle hiçbir kişi yada kurumun mera niteliğindeki taşınmazın tarımsal amaçlı kullanımı için kiraya...

            Maddesi gereği bedelinin talep edildiğini, zararı gidermeleri halinde işgalciler hakkında genel hükümler kapsamında dava açılmasına karar verildiğini, mera komisyonunun 31/10/2018 tarih ve 2018/20 sayılı Kararının gerekçesinde merayı eski hale getirme bedellerinin hesaplanmasında Iğdır, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Koordinasyon ve Tarım. Veril. Şube Müdürlüğü'nün 2018 yılı verileri kullanılarak vasfı bozulan mera alanlarının eski haline getirilme maliyetlerinin hesaplandığını, şube müdürlüğü tarafından işgal edilen Bir (1) dekar mera alanın (sulu şartlarda meranın tesisi+işletme masrafı) eski hale dönüştürme maliyeti 781,44- TL olarak belirlendiğini, 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 4....

            Yapılan yargılama sonunda, 22/02/2011 tarihli karar ile sanığın, 5237 sayılı TCK'nın 44. maddesi delaletiyle 2863 sayılı Kanunun 65/b, 5237 sayılı TCK'nın 62/1, 52/2, 53/1, 5271 sayılı CMK'nın 231/5. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın itiraz edilmeksizin 25/03/2011 tarihinde kesinleştiği, daha sonra sanığın, 08/05/2012 tarihinde hakkı olmayan yere tecavüz suçunu işlediği sabit kabul edilerek, Yeşilhisar Asliye Ceza Mahkemesinin 13/11/2012 tarihli ilamı ile mahkumiyetine hükmedildiği, anılan mahkumiyet hükmünün, temyizde düzeltilerek onanmak suretiyle 11/02/2014 tarihinde kesinleştiği, ihbar üzerine yeniden ele alınan dosyada, 5271 sayılı CMK'nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasına karar verildiği anlaşılmakla; 29/05/2010 tarihli iddianame ile sanık hakkında, öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bildiği merayı...

              Davalı idare 6360 sayılı Yasa’nın verdiği yetkileri de kullanarak tesisin kurulacağı yeri gösterirken merayı seçmiş olup, davacı yüklenicinin bunun kullanımıyla ilgili ayrıca bir araştırma yapmasını beklemek genel bir basiretli tacirden beklenilenden öte bir araştırmayı gerektirecektir. Bu açıdan asıl kusurlu olanın davalı idare olduğunun kabulü gerekecektir. Diğer yönden tarafların ortak kusuru durumunda birbirlerinden menfi ve müspet zarar nedeniyle tazminat istemeleri mümkün değil ise de; birbirlerine verdikleri ve karşı tarafın yararına olan imalât bedelini istemeleri mümkündür. Davacının yapmış olduğu tesisin davalı idarenin mülkiyetinde olan taşınmazda başka bir amaçla değerlendirilmesi ve kullanılması mümkündür. Zira, uygulamada da kamunun ortak menfaati için yapılan bir çok tesisin kamu orta malı niteliğindeki taşınmazlara yapılması ve kullanılması da mümkündür. Bu durumunda dikkate alınarak imalât bedelinin davacı tarafından istenmesinin yerinde olduğunun kabulü gerekir....

                UYAP Entegrasyonu