Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunduğunu, zarar meydana geldiyse köy tüzel kişiliğinin dava açması gerektiğini, dava konusu taşınmazın evveliyatta Hazine adına kayıtlı olduğunu, sonrasında mera sınırları içinde kaldığını, davalının merayı bozmadığını, inceleme sonunda toprak yapısında değişiklik olmadığının anlaşılacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 611 numaralı mera parselinin dava konusu edilen 25.200m²'lik kısmından fen bilirkişisi Cengiz Dağdelen'in 20.08.2015 tarihli krokili raporunda A harfi ile gösterilen 6.580m²'lik kısmına davalı tarafından gerçekleştirilen elatmanın önlenmesine, davacının geriye kalan kısım yönünden elatmanın önlenmesi talebi hakkında dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 13.683,60TL eski hale getirme ve ot bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....
Sayılı ilamı bu sebeple usul ve yasaya aykırı olup istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına karar verilmesinin gerektiğini, davaya konu mera vasfındaki taşınmazların 2018 yılından bu tarafa Altunhisar ilçesinde Mahmut Boz isimli bir şahsın tarafından kullanıldığını ve müvekkillerinin merayı bozarak, bozdukları bu araziye ekin ekmelerinin söz konusu olmadığını, bu konuda keşif mahallinde dinlenen Hamit Çakmak, İsmet Özsoy,Yaşar Kaya isimli mahalli bilirkişilerin merayı ilk bozanın Mahmut Boz tarafından gerçekleştirildiğini beyan ettiklerini, dolayısı ile keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin beyanı doğrultusunda mahkemenin davayı merayı ilk bozan yani meralık vasfını sürmek sureti ile tecavüz eden bu şahsın kendisine veya ölümü halinde mirasçılarına yöneltilmesi şeklindeki itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, böylece mahkemenin noksan inceleme ile dosyayı karara bağladığını, bu sebeple Bor Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/395 E. 2021/605 K....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; her ne kadar mahkemenin davalının işgal edilen mera alanını, arazi toplulaştırma çalışmaları sırasında kendisine verilen Çaplı Yer Teslim Tutanağına göre kullandığı gerekçesiyle davanın reddine hükmetmiş ise de, dava konusu 199 ada 12 parsel numaralı taşınmazın 2017 yılında mera olarak tapuya tescil edildiğini ve mera olarak tescil edildikten sonra davalı tarafından kullanılmaya devam edildiğini, davalının merayı Bünyan Kaymakamlığı’nın 12.11.2018 tarihli men kararına kadar kullandığını, men kararından sonra kullanmayı bıraktığını, arazi toplulaştırma çalışmaları kesinleşip tapuda işlemler yapılıncaya kadar İdare tarafından verilen belgelerin geçici nitelikte olup kesin bir hak sahipliği vermediğini, davalının Çaplı Yer Teslim Tutanağı ile kendisine teslim edilen alanın sonradan mera olarak tespit edildiğini ve elindeki tutanağın geçerliliğinin kalmadığını bilerek merayı kullanmaya devam ettiğini, bu nedenle davalının...
Her ne kadar davalı vekili, davaya konu yeri kendisinin kiraladığı savunmasında bulunmuş ise de, kamu orta malı olan meraların tarım amaçlı hiçbir kurum ya da kişi tarafından kiralanamayacağı, bu sebeple davacının burayı kiralamış olmasının merayı ekip biçmesini yasal hale getirmeyeceği, merayı kullandığından dolayı da meranın eski vasfını kazanmasına engel olduğu ve böylece mera vasfını bozduğu/bozmaya devam ettiği anlaşılmıştır. Davalı tarafından meranın kullanıldığının 2018 yılında tespit edilmesi nedeniyle bilirkişinin 2018 resmi verilere göre meranın eski hale getirilmesi tazminatını hesaplaması usul ve yasaya uygun olup davalının bu yöndeki istinafı yerinde değildir....
TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü: Dava, davacının Konya ili, Çumra ilçesi, … kasabası sınırlarında bulunan …parsel numaralı mera vasıflı taşınmaza sürmek ve ekmek suretiyle tecavüzde bulunduğundan bahisle tecavüzde bulunulan alanın eski haline getirme bedelinin istenilmesine, meranın işgal edildiği yıllara ait ot verim kaybının tahsili için dava açılmasına ve men kararlarına rağmen davacının merayı işgale devam etmesi nedeniyle hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına ilişkin olarak Konya Valiliği İl Mera Komisyonu'nca tesis edilen 15/06/2012 tarihli kararın iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır....
Her ne kadar davalı vekili, davaya konu yeri kendisinin 2019 yolunda icarladığı savunmasında bulunmuş ise de, kamu orta malı olan meraların tarım amaçlı hiçbir kurum ya da kişi tarafından kiralanamayacağı, bu sebeple davacının burayı kiralamış olmasının merayı ekip biçmesini yasal hale getirmeyeceği, yine başkaları tarafından meranın sürüldüğü ve mera vasfının kaybettirildiği ileri sürülmüş ise de davalının cevap dilekçesi ile verdiği 2019 tarihinde kullandığı yönündeki beyanı da dikkate alındığında, davalının da merayı sürdüğü meranın eski vasfını kazanmasına engel olduğu ve böylece mera vasfını bozduğu/bozmaya devam ettiği anlaşılmıştır. Davaya konu mera parselinin kadastro tutanağının kadim mera olarak düzenlendiği ve tapu kaydının iptaline yönelik bir karar bulunmadığı, davalı adına yapı kayıt belgesi bulunmasınında mera vasfını değiştirmeyeceği anlaşıldığından, davacının taşınmazın evveliyatının mera olmadığı yönündeki istinaf istemi yerinde değildir....
Sanığın Temyiz Sebepleri Suça konu merayı kendisi ve köy ihtiyar heyeti üyelerinin ortak kararıyla 38.000 TL'ye kiraya verdiklerini, kira sözleşmesinden kaynaklanan kira bedelinin 8.000 TL'lik kısmını köyün işleri için harcadığını ve geri kalan 30.000 TL'lik kısmının ise yaptığı araştırmalar sonucunda köy ihtiyar heyeti tarafından alındığını tespit ettiğini, bu konuyla ilgili belgelerin kaymakamlık ve savcılık kayıtlarında bulunduğunu, suç işleme kastının olmadığını belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir. III. OLAY VE OLGULAR Suç tarihinde Şenkaya ilçesi Beşpınarlar köyünde muhtar olarak görev yapan sanığın, köye ait meralardan bir kısmını köy dışından gelen Yavuz isimli şahsa para karşılığı kiraladığı ve bu şekilde köylünün meradan yararlanmasına engel olduğu belirtilen somut olayda; sanık hakkında icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan kamu davası açıldığı ve cezalandırılması yoluna gidildiği anlaşılmıştır. IV....
Mahallesinde bulunan 145 parsel sayılı merayı ekerek üzerine atılı köy tüzel kişiliğine ait veya köylünün ortak kullanılmasından ayrılmış taşınmazlara tecavüz etme suçunu işlediği kabulü ile mahkûmiyetine karar verilmiştir. B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü 6360 sayılı Kanun ile suça konu yerin, eylem tarihinden önce 6360 sayılı Kanun ile belediye sınırlarına alınmış olduğu, Kanun'un yürürlüğünden sonra 2019 yılı içerisinde yapılan eylemin atılı suça vücut vermeyeceği anlaşıldığından atılı suçtan sanık hakkında beraat kararı verilmesi yerine mahkûmiyet kararı verilmesi isabetsiz görülmüştür. IV....
Mahkemece sanıkların merayı ekip biçmek suretiyle veya bir şekilde, köy halkının kullanımını engellediklerine dair bir somut delil bulunmadığı gerekçesi ve suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle sanıkların beraatine karar verilmiştir. B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü Sanıkların üzerine atılı 5237 sayılı Kanun'un 5237 sayılı Kanun’un 154 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü, sanıklar ..., ..., ... ve ...'nın savunmalarının 04.10.2013 tarihinde alındığı, sanıklar ... ve ...'...
Ceza Dairesinin 13.12.2018 tarihli ve kararı ile ''6360 sayılı yasayla TCK.nun 154/2. maddesinde düzenlenen hakkı olmayan yere tecavüz suçunun unsurlarında bir değişiklik yapılmaması karşısında, suça konu taşınmazın mahallinde tarafsız yerel bilirkişiler ve fen bilirkişisi marifetiyle keşif yapıldıktan sonra sanıkların merayı sürüp ekmek şeklindeki eylemlerinin sabit olması halinde meraya tecavüz suçunu oluşturup oluşturmadığı hususu tartışılarak sonucuna göre, hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırmayla yazılı şekilde beraat kararları verilmesi, UYAP ortamından alınan nüfus kayıt örneğine göre sanık ...’ın hükümden sonra 27.11.2015 tarihinde vefat ettiğinin belirtilmesi karşısında; bu husus araştırılarak, 5237 sayılı TCK.nun 64. maddesi gereğince hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması...'' nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir. 6....