WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Suçun maddi unsurunu oluşturan seçimlik hareketler; merayı kısmen veya tamamen zapt etme veya üzerinde tasarrufta bulunma ya da sürüp ekmektir. Zapt etme; taşınmazdan başkalarının kısmen veya tamamen yararlanmasını engellemek, taşınmazı fiilen el altında tutmaktır.Tasarruf etmek ise, taşınmazın devamlı bir biçimde kullanılması olup kısa süreli tasarruflar, kanunun aradığı anlamda tasarruf değildir. Öte yandan sürüp ekmek de, taşınmaz üzerinde tasarruf etme şekillerinden biridir. Suçla korunan hukuki yarar meranın mülkiyet ve ortak kullanım hakkının korunmasıdır. Bu suçla meraya vâki tecavüz eylemlerinin herhangi bir şikayet ve başvuru şartına bağlı olmaksızın etkin bir biçimde yaptırım altına alınması ve bu suretle meranın korunması amaçlanmıştır. Suçun mağduru meradan yararlanma hakkı olan herkestir. Meranın kullanma hakkı sahibi Belediye ve meranın sahibi Hazine de suçtan zarar görendir....

    in meraya tecavüz ettiğine dair bir tespit bulunmamasına rağmen, duruşmada sanığın Çukurçayır köyü 116 ada 43 parselde kain merayı uzun zamandır kullandığına dair ikrar içeren savunması karşısında; mahallinde yeniden keşif yapılarak sanığın bahsi geçen meraya herhangi bir tecavüzünün bulunup bulunmadığı hususu kesin olarak saptandıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik araştırmayla yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, 2- Sabıkasının silinme koşulları oluştuğu anlaşılan ve suç tarihi itibariyle 65 yaşından büyük olan sanık Kiyasettin hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 50/3. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi, 3- 765 sayılı TCK.nun 80. maddesinden farklı olarak 5237 sayılı TCK.nun 43. maddesinin uygulanabilmesi için aynı mağdura karşı aynı karar altında değişik zamanlarda birden fazla suçun işlenmesi gerektiği...

      yerinde görülmediğinden reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün bu kısımlarının onanmasına, ancak 6 sayılı parsele ait olduğu saptanan 8244 tahrir numaralı vergi kaydında doğu, güney ve kuzey sınırları değişmez sınır olarak görülmekte ise de 09/10/1968 tarihli keşif zaptının 2.sahifesinde bu vergi kaydının uygulanmasında doğuda görünen İbrahim'in tarlasının ötesinde olduğu ifade edildiği 21/04/1970 tarihli krokide bu taşlık mera niteliği ile 14 parsel numarası ile gösterilmiştir, keza vergi kaydında yazılı olmayan batı sınırında sözü edilen kroki üzerinde kısmen mera ve kısmen Ertuğrul taşınmazı olduğu açıkça görülmektedir. 10 sayılı parsele ait olduğu saptanan 8248 tahrir numaralı vergi kaydı sınırları şahıslara ait yerleri okumakta ise de 21/04/1970 tarihli krokide batı ve kuzey sınırlarının fiili ve gerçek durumlarında meraya sınır aldığı görülmektedir. 6 ve 10 sayılı parsellerde açıklanan bu hususlara göre değişebilir ve genişletilmeye el verişli sınır bulunduğu ve gerçek durumda merayı...

        güvenerek taşınmazı satın aldığı ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1023 üncü maddesi gereğince iyi niyetli olduğu ileri sürülmüş ise de 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16 ncı maddesinde “kamu malları” başlığı altında kamunun ortak kullanımına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerler hakkında ayrıntılı düzenlemelere yer verilmiş olup benzer düzenlemelerin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda (madde 715, 999) da yer aldığı, anılan düzenlemeler gereğince kamu malları üzerinde özel mülkiyet kurulamayacağı, bu taşınmazlar kamu hizmeti yönünden tahsis edildikleri yetkili idarece kamu malı olmaktan çıkarılmadıkları sürece temlik edilemeyeceği, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla da edinilemeyeceği, kamu malı niteliği kazanmış bir taşınmaz özel mülkiyete konu olamayacağından, her nasılsa özel mülk olarak tapuya tescil edilmesi yolsuz tescil olup böyle durumlarda iyiniyet veya tapu siciline güven ilkelerinin uygulama yerinin bulunmadığı, hukuki dayanaktan yoksun ve geçersiz olan bir işlemle merayı...

          gibi bugünden sonra da yapılmayacağını, dava konusu mera parselinin hayvancılığın gelişmesi yönünde ıslah amaçlı otlakîye vasfına dönüşmüş olup Karacaviran halkına ihale edildiğini, davacı tarafından açılan davanın konusuz kaldığını ve reddinin gerektiğini, Kayseri İl Mera Komisyonu Başkanlığının ilanı ile dava konusu Kayseri ili Develi ilçesi Karacaviran mah. 785 parselin 14.01.2021 tarihinde ihaleye çıkarıldığını, ilgili ilana göre 785 parselde bulunan taşınmazın büyükbaş veya küçükbaş hayvancılık yapan veya yapmak isteyen kişilere kiraya verildiğini, dolayısıyla dava konusu taşınmazın mera vasfının kalmadığını, ihale ile kullanıma açıldığını, Karacaviran köyündeki dava konusu taşınmazın bulunduğu alan da dahil olmak üzere mera alanının otlakiye olduğunu, ihalede belirtilen taşınmazların ıslah amacı ile köylü tarafından otlakiye olarak kullanılacağını, bu nedenle tarafından eski hale getirme bedeli talep edilmesinin ortada mera vasfı kalmadığı için hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, merayı...

          Anılan düzenlemeler gereğince, kamu malları üzerinde özel mülkiyet kurulamayacağı, bu taşınmazlar kamu hizmeti yönünden tahsis edildikleri yetkili idarece kamu malı olmaktan çıkarılmadıkları sürece temlik edilemeyeceği; kazandırıcı zamanaşımı yoluyla da edinilemeyeceği, kamu malı niteliği kazanmış bir taşınmaz özel mülkiyete konu olamayacağından her nasılsa özel mülk olarak tapuya tescil edilmesi bir yolsuz tescil olduğundan, böyle durumlarda, iyiniyet veya tapu siciline güven ilkelerinin uygulama yeri de bulunmadığı (HGK'nın 11.06.2003 tarihli ve 2003/13- 414 E. ve 2003/410 K. sayılı Kararı), hukuki dayanaktan yoksun ve geçersiz olan bir işlemle merayı kendi adına tescil ettiren kişiden vaki iktisaplar da geçersiz olduğu, taşınmazı kayda dayanarak iktisap eden kişinin ikinci ya da üçüncü el olması sonuca etkili olmadığından bu kişilerin TMK'nın 1023. maddesi uyarınca iyiniyet iddiasının dinlenemeyeceği anlaşılmakla, davalı yanın yerinde olmayan istinaf başvurusunun HMK.'...

          .; dava konusu meranın iki tarafında, kendisine ait tarla niteliğinde gayrimenkulü olduğunu, kesinlikle merayı işlemediğini, meranın yanında bulunan tarlasında nane ekili olduğunu, arsız ve köklerini dağıtan bir bitki olması nedeniyle mera ile tarla arasında duvar olmadığı için yaklaşık 50 cm civarında meraya kök saldığını, sadece bir tarafında olduğunu, bilirkişiler tarafından incelendiğinde meraya bitkinin kök saldığının anlaşılacağını, dava konusu meraya el atmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davasının kısmen kabulü ile; 1. Çorum ili, Merkez ilçesi, ......

            Keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi Hüseyin Şahin'in taraflar dışında komşu köyde ikamet ettiği, dava konusu taşınmazları davalı köyün sakinlerinin hayvan otlatmak amacıyla kullandıklarını, daha sonra davacı köyün halkının 1960'lı yıllarda dava konusu meraları kullanmaya başladığını beyan ettiği, davalı tanığı Arif Keskin'in komşu köyde ikamet ettiği, 133 ada 1 parsel sayılı taşınmazı daha öncesinde davalı köyün sakinlerinin kullandıklarını beyan ettiği, yine diğer parselde davalı köyün daha öncesinden hayvancılık yaparak merayı kullandığını beyan ettiği, diğer tanıkların taraf olan köylerden olması, yine diğer mahalli bilirkişilerin de hangi köyün sakinlerinin dava konusu meraları kullandıklarına dair görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı gözetilerek yukarıda bahsedilen komşu köylerin mahalli bilirkişisinin ve tanığının beyanlarına Mahkememizce üstünlük tanınmıştır....

            Merayı kullanma hakkına sahip köy tüzel kişiliği ile meranın sahibi olan hazinenin suçtan zarar gören konumunda oldukları gözönüne alındığında, meraların sahibi olup üzerinde sınırlı da olsa tasarruf, denetleme ve koruma yetkisi bulunan Hazinenin, meraya tecavüz suçlarında doğrudan zarar gördüğü ve buna bağlı olarak davaya katılma ve hükmü temyiz etme hak ve yetkisinin bulunduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle yerel mahkemece Hazinenin davaya katılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.01.2014 gün ve 222-6; 18.02.2014 gün ve 130-71 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Dairenin katılan ... Hazinesi vekilinin temyizine yönelik ret kararının kaldırılmasına, dosyanın temyiz incelemesinin yapılması amacıyla Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir....

              Merayı kullanma hakkına sahip köy tüzel kişiliği ile meranın sahibi olan Hazinenin suçtan zarar gören konumunda oldukları gözönüne alındığında, meraların sahibi olup üzerinde sınırlı da olsa tasarruf, denetleme ve koruma yetkisi bulunan Hazinenin, meraya tecavüz suçlarında doğrudan zarar gördüğü ve buna bağlı olarak davaya katılma ve hükmü temyiz etme hak ve yetkisinin bulunduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle yerel mahkemece Hazinenin davaya katılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.01.2014 gün ve 222-6; 18.02.2014 gün ve 130-71 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Dairenin katılan ... vekilinin temyizine yönelik ret kararının kaldırılmasına, dosyanın temyiz incelemesinin yapılması amacıyla Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir....

                UYAP Entegrasyonu