İcra ve İflas Kanunu’nun 106 ve 110 ncu maddeleri uyarınca bir menkul malın haczini izleyen bir yıl içinde malın satışı istenmelidir. Yasal düzenlemede para haczine de menkul haczi hükümleri uygulanacağı kabul edildiğinden, para alacaklarında da yukarıda belirtilen süre içinde paranın icra dosyasına celbinin istenmesi gerektiği açıktır. Somut olayda paylaşıma konu paranın haczi için davalı yanca dava dışı borçlunun alacaklı olduğu icra takip dosyasına, 01.09.2003 günü 350,-YTL için yazı yazılmış ve bu haciz ilgili dosyaya işlenmiştir. Davalının alacaklı olduğu takip dosyasından bu kez 06.05.2004 günü bir tekit yazısı yazılarak bu kez haczin 350.000,-YTL olduğuna değinilmiştir. Ne var ki bu paranın dosyaya celbi 30.05.2006 tarihli yazı ile istendiğinden davalının yukarıda belirtilen haczinin düşmüş olduğunun kabulü gerekir....
İcra Müdürlüğü'nün 2016/18076 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine 14.800,00 TL asıl alacak ve ferilerinin tahsili amacıyla başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip olduğu, takip kapsamında 08/09/2019 tarihli haciz işleminde 18.465,00 TL değerinde menkul malın ve 02/09/2019 tarihli haciz işleminde 26.934,00 TL değerinde menkul malın haczedildiği, her iki haciz işleminde de davacı üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunduğu, İstanbul Anadolu 14. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/841 Esas 2019/812 Karar sayılı kararıyla 08/07/2019 tarihli hacze ilişkin istihkak davasıyla ilgili olarak davacı üçüncü kişiye dava açmak üzere 7 gün süre verildiği, kararın 06/09/2019 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, 02/09/2019 tarihli hacze ilişkin istihkak iddiasıyla ilgili prosedür işletilmediği, davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır....
nin vergi borçlarından dolayı üzerine haciz uygulanan menkul malların satışından elde edilen bedelin söz konusu malların taraflarca aynı gün ve saatte haczedildiği ileri sürülerek garameten paylaştırılması isteminin reddine ilişkin işleme karşı açılan davayı; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 21. maddesi hükmü ile, amme alacağına, diğer alacakların tahsiline nazaran bir öncelik tanındığı, buna göre üçüncü bir şahıs tarafından haczedilen mallar satılarak bedelleri tahsil edilmeden önce, o mal üzerine amme alacağı için de haciz konulabileceği, bu şekilde haciz konulduğu takdirde amme alacağının da hacze iştirak edeceği ve mahcuz malın satış bedelinin üçüncü şahıs alacağı ile amme alacağı arasında garameten taksim edileceği, ancak, daha önce amme alacağı için haczedilen bir mal paraya çevrilmeden önce o mal üçüncü bir şahıs tarafından da haczedilmiş ise böyle bir taksimin söz konusu olamayacağı, bu durumda mahcuz malın satış bedelinden ilk önce...
Şti. arasındaki ticari ilişkinin araştırılmasını talep ettiklerini, tarafların kanunu adeta dolandırdığını, müvekkili şirketçe yapılan istihkak iddiasının haciz esnasında haciz tutanağına geçirildiğini ve akabinde de aynı gün ilgili icra müdürlüğüne istihkak iddialarını ifade eden dilekçe sunulduğunu, başka bir deyişle, istihkak iddialarının huzurdaki davadan önceye dayandığını, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın menkul malların mülkiyetinin kime ait olduğunun belirlenmesine ilişkin olması gerekirken bu hususta bir karar verilmemiş olup taraflarca muvazaalı olarak yapılan haricen tahsile dayanılarak davanın konusuz kalmasına karar verilmiş olup mülkiyetin kime ait olduğuna dair bir karar verilmediğini, bu sebeple; yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı T7 vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, müvekkili ve diğer borçlu hakkında başlatılan takipte, tebligat adresleri olmamasına ve takip borçlularının ihtiyati haciz işlemi yapılan 3. şahsa ait adreste bulunmamalarına rağmen, 3. şahıs şirketin adresindeki menkul mallara ihtiyati haciz işleminin uygulandığını, haciz işlemi uygulanan adresin gerek müvekkilinin, gerekse diğer borçlunun adresinden tamamen farklı bir adres olduğunu, mahalde borçlu şirket adına ve diğer borçlu müvekkili adına evrak görülmediğinin haciz tutanağında belirtildiğini, 3. şahıs şirkete ait ait ticari defterler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda, şirket defterlerinin HMK'nın 222. maddesine göre delil niteliğine haiz olduğunun ve yapılan ödemelerin ticari defter kayıtlarına yansıtıldığının tespit edildiğini, bilirkişi raporuna göre, söz konusu menkul malların mülkiyetinin 3. şahıs şirkete ait olduğu açıkça belli iken, sırf müvekkili ile 3. şahıs şirket yetkilisi arasında organik...
… Anonim Şirketinin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla 31.1.2008 günlü ve … no'lu haciz tutanağı ile menkul mallarına haciz uygulanmış ise de; idarece anılan şirketin17.11.2008 tarihli başvurusu kabul edilerek hacze konu vergi borçlarının tecil edildiği, dolayısıyla davacıya yediemin olarak bırakılan mallara uygulanan haczin hukuki dayanağının kalmadığı açıktır....
dairesine teslim edebileceği ve malın amme borçlusuna verilmemesi gerektiği, aksi takdirde amme borçlusuna yapılan ödemeler ile malın bedelini tahsil dairesine ödemek zorunda kalacağının bildirileceği, 3. fıkrasında da, haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahsın; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı ve haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği yada kusur olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirilmek zorunda olduğu, üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılacağı ve hakkında kanun hükümlerinin tatbik olunacağı, 4. fıkrasında da herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahsın haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibariyle...
Rehin hakkı; bir alacağı temine yarayan, başkasına ait menkul mal veya hak üzerinde tesis edilen, alacaklıya, borçlulardan alacağını alamaması halinde, rehinli malın satış bedelinden alacağını tahsil yetkisi veren sınırlı bir ayni haktır. Rüçhan; kelime anlamı olarak öncelik, üstünlük, imtiyaz gibi anlamlara gelmektedir. Müsadere, bir şeyin mülkiyetinin devlete geçmesini sağlayan bir müeyyidedir. Diğer bir deyimle işlenen bir suç karşılığı olarak, suçlunun malvarlığının tamamı veya bir bölümü üzerindeki mülkiyete son verilmesi ve bu mülkiyetin kamusal bir teşekküle (Devlete) devredilmesi anlamına gelen bir yaptırım çeşididir. Suça konu araca el konulması ile; araç sahibinin (borçlunun), mülkiyet ve tasarruf hakkı elinden alınmış olur. El koyma ile; araç sahibinin (borçlunun), araç (eşya) üzerinde her hangi bir hakkı kalmamaktadır....
, haciz talebinden itibaren en geç üç gün içinde haczi yapması gerekir....
Dosyanın incelenmesinden, anılan şirketin vergi borçları için davacı adına düzenlenen haciz bildirileri 02/09/2019 tarihinde tebliğ edilerek borçlunun doğmuş ve doğacak tüm hak ve alacaklarına haciz şerhi konularak davalı idareye bildirilmesi istenmiş ve haciz bildirisi üzerine davacının yedi günlük yasal süresi içerisinde herhangi bir bildirimde bulunmaması nedeniyle borç zimmetinde sayılarak dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmıştır. Haciz bildirisine konu borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacağın borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğunun, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirme zorunluluğunun yerine getirilmemiş olması halinde borcun, adına haciz bildirisi düzenlenenin zimmetinde sayılarak ödeme emrine konu yapılacağı 6183 sayılı Kanun'un sözü edilen kurallarında belirli ve öngörülebilir şekilde düzenlenmiştir....