Şikayet konusu 10.8.2016 tarihli haciz, borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği adresten farklı üçüncü kişiye ait taşınmazda yapılmış, haciz mahallinde borçlu şirket yetkilisi veya ortağı hazır bulunmamış, haciz mahallinde borçluyla ilgili evrak araştırılması yapılmamış olduğuna göre mahcuzların haciz sırasında üzerinde mülkiyet iddia eden üçüncü kişi elinde olduğunun kabulü gerektiği, kaldı ki üçüncü kişi borçlu şirket ortağı veya yetkilisi olmayıp farklı icra dosyasında yapılan hacizde hazır bulunan ... isimli şahsın hem borçlu hem de dava konusu haczin yapıldığı taşınmazda kiracı olan dava dışı ....A.Ş.'nin yetkilisi olmasının istihkak davasında değerlendirilmesi gerektiğinden şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi hatalı olmuştur....
KARAR Davacı 3.kişi vekili; 25/04/2014 tarihinde yapılan haczin yasal olmadığını, haciz yapılan yerin müvekkili şirket tarafından kiralandığını...'dan gerekli yasal izinlerin alındığını, mülk sahipleri ile kira sözleşmesinin düzenlendiğini, haczedilen menkul malların müvekkiline ait olduğunu belirterek, davanın kabulü ile mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı alacaklı vekili, davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında genel haciz yoluyla icra takibine girişildiği, alacaklının gösterdiği adreste haciz işlemi yapılmak istendiğinde icra müdürlüğünce adreste 3. kişinin olduğu ve iş yerinin kendisine ait olduğu yönündeki 3. kişinin beyanları haciz tutanağına geçirilmek suretiyle haciz işleminin gerçekleştirilmediği ve alacaklı vekilinin icra müdürlüğü işleminin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 79/1. maddesi gereğince, icra dairesinin, haciz talebinden itibaren en geç 3 gün içinde haczi yapması gerekir...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine girişildiği, alacaklının gösterdiği adreste haciz işlemi yapılmak istendiğinde icra müdürlüğünce adresin 3. kişiye ait olduğu ve işyerinde borçluya ait evrak bulunamadığı haciz tutanağına geçirilmek suretiyle haciz talebinin reddedilmesini müteakip alacaklının, icra müdürünün haczi uygulama konusunda takdir yetksisinin bulunmadığını ileri sürerek icra müdürünün haciz talebinin reddi kararının iptali ile haciz yapılmasına karar verilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece haciz mahallinin...
Davacı vekili ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz konulması şeklinde talepte bulunmuş ise de mevzuatımızda, ihtiyati haciz niteliğinde tedbir şeklinde bir düzenleme bulunmadığından anılan şekilde hüküm tesisi hukuk usulüne uyarlı değil ise de nitelemenin hakime ait olması nedeniyle davacı tarafın talebi ihtiyati haciz olarak değerlendirilmiştir....
Sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, borçluların icra dosyasına yasal süre içerisinde itiraz etmedikleri için dosyanın kesinleştiğini ve borçluların Erenköy Altıntaş/Kütahya'daki adreslerine 27/08/2020 tarihinde ikinci hacze gidildiğini, borçluların haciz esnasında davalı 3. Şahıs T3'ın adresinde ölen babalarından miras kalan bir takım menkul malların olduğunu söylediklerini, bunun üzerine yine aynı köyde bulunan 3. Şahıs T3'ın adresine gidildiğini, haciz zaptından da anlaşılacağı üzere haciz mahallinde icra memurunu ve kendilerini istihkak iddiasında bulunan 3....
Üçüncü kişi; borçlunun elinde bulunan ve haczedilen mal hakkında açtığı istihkak davasında ancak yukarıdaki iki hususu -yani; haczedilmiş olan malı ne suretle iktisap ettiğini ve haczedilmiş olan malın niçin borçlunun elinde bulunduğunu kanıtlayarak; borçlunun elindeki malın borçluya ait sayılması gerektiği konusunda MK. mad. 898 ve İİK. mad. 97/a-1, c. 1’de öngörülen karinenin aksini isbat edebilir. Haciz yapılan yerde borçlunun hazır bulunması veya haciz mahalinde borçluya ait borçlunun o adreste faaliyette bulunduğuna dair önemli ve güncel evrakların (belgelerin), eşyaların bulunması halinde, mülkiyet karinesi borçlu (ve dolayısıyla alacaklı) yararına olduğundan, davacı üçüncü kişi bu karinenin aksini ancak ‘kesin ve güçlü delillerle’ ispat edilebilir. Mülkiyet karinesinin aksi ancak yukarıda da açıklandığı üzere kesin ve inandırıcı deliller ile ispat edilebilir....
Bu sebeple dava konusu malın mülkiyetinin zilyetliğin devri ile takip borçlusuna geçtiğinin, malın mülkiyetinin takip borçlusuna ait olduğunun kabulü ile 3. kişi tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, taksitle satım hükümlerinin uygulanması gerektiğine dair kanaat bildiren bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, taraflarca yapılan her iki haciz konusu menkul malların aynı olduğu, ilk haczin şikayet olunan tarafından konduğunun sabit olması nedeniyle derece kararının şikayet olunanın dosyasından yapılmasının doğru olduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Karar, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Şikayet, hacizde sıra cetvelindeki sıraya ilişkindir. Borçlunun menkul mallarının haczi için şikayet olunan tarafından 28.05.2009 ve 13.05.2010 tarihilerinde, şikayetçi tarafından ise 05.05.2010 tarihinde haciz yapılmıştır. Şikayetçi iddiası, şikayet olunan alacaklının ilk haczine konu menkul malların kendi haczine ve şikayetcinin daha sonraki haczine esas olan mallar ile aynı olmadığı, bu sebeple şikayetçi tarafından 13.05.2010 tarihinde haczedilen mallara ilk kez haciz uygulanması nedeniyle kendi haciz tarihi önce olduğundan sıra cetvelinde birinci sırada yeralması gerektiği yönündedir....
İİK'nın 82. maddesine 02.07.2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanun'un 16. maddesiyle eklenen son fıkra "icra memuru haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığını değerlendirir ve talebin kabulüne veya reddine karar verir" şeklinde olup, icra memuruna haciz talep edilen malın bu madde uyarınca haczinin kabil olup olmadığını değerlendirerek, haciz talebini yerine getirip getirmeme konusunda takdir yetkisi verilmiştir. İcra memurlarına tanınan takdir yetkisi İİK'nın 82. maddesi kapsamında malın haczinin kabil olup olmadığıyla sınırlı olup, icra memurunun bunun dışında haczedilmesi talep edilen malın üçüncü kişiye ait olduğu gerekçesiyle haciz talebini reddetme yetkisi bulunmamaktadır. İİK'nın 79. maddesinin 1. fıkrası gereğince icra dairesinin, haciz talebinden itibaren en geç 3 gün içinde haczi yapması gerekir....