Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/02/2019 NUMARASI : 2016/425 ESAS - 2019/83 KARAR DAVA KONUSU : MADDİ-MANEVİ TAZMİNAT KARAR : Manavgat 1....

Dairemizin 2019/125 Esas, 2021/732 Karar sayılı kararı ile, menfi tespit davası yönünden istinaf talebi reddedilmiş ve bu yönden karar miktar itibariyle kesin olmakla kesinleşmiş, maddi ve manevi tazminat yönünden Harçlar Kanunu 30- 32.madde gereğince harçların tamamlatılması ve usul hükümlerine uygun olarak karar verilmesi için dosya ilk derece mahkemesine gönderilmiştir. Davacı erkek vekili 10.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminat talep etmiş, Bakırköy 4....

Bu konuda her ne kadar davacı vekilinin duruşmadaki ve dilekçesindeki beyanlarında "300.000 TL'nin güncel bedelinin tahsili dışındaki diğer tüm taleplerden vazgeçildiği" yönünde ifadeler mevcut olup, mahkemece de tapu iptali ve tescil isteğinin feragat nedeniyle reddine, sözleşmenin uyarlanması ve tazminat taleplerinin de ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, davacı vekilinin dava dilekçesindeki manevi tazminat dışında kalan 3 ayrı terditli isteğinde de menfi zarar tespiti ve tahsili isteğinin bulunmasına göre, sözleşme gereği ödeyip de güncel değerinden mahrum kaldığını ve karşı tarafın sebepsiz olarak zenginleştiğini iddia ettiği 300.000 TL'nin bizatihi bu menfi zarar kapsamında olması nedeniyle, davacı tarafın dava dilekçesindeki terditli isteklerini sadece 300.000 TL'nin güncel bedelinin tahsili isteğine hasrettiği kabul edilmelidir....

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih : 31.01.2008 No : 44/16 Taraflar arasındaki birleştirilen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, birleşen dosya ile birlikte icra takibine konu edilen bonodaki imzanın davacıya ait olmadığı iddiasına dayanan menfi tespit ve tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilince davalı aleyhine başlatılan takibe itiraz sonucu itirazın kaldırılması için Mahmudiye İcra Tetkik Mercii'n de dava açıldığını ve anılan davada red kararı verilerek davalı lehine %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi sonucu davalı yanın bu tazminat tutarının tahsili için müvekkili aleyhine takip başlattığını bunun üzerine davalı aleyhine itirazın iptali davası açılarak anılan tazminatın ortadan kalktığını belirterek 17.639 YTL'ye ulaşan tazminat nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tesbitine ve %40 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep...

      Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiş olmasına rağmen davalı alacaklının lehine tazminata hükmolunmasına ilişkin talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmadığı gibi, davacının birleştirilen dosyada maddi ve manevi tazminat talep ettiği, asıl dava menfi tespit davasıyla birlikte birleştirilen bu tazminat davasının da reddedildiği gözetilerek Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 8. maddesi gereğinde her bir dava için davalı yararına ayrı vekalet ücretine hükmedilmemesi de isabetsizdir. SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 2.2.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece bonoda “ nakden” kaydı olduğu halde davalının hurda kapı,pencere, karşılığı senedi aldığını söylemesi karşısında ispat yükünün senedi talil eden davalı tarafta bulunduğu, davalının bu hususu usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı gerekçeleri ile menfi tespit isteminin kabulüne tazminat talebinin yerinde olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 20.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.01.2009 gününde verilen dilekçe ile borçlu olmadığının tespiti ve kötüniyet tazminatı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, menfi tespit, çek istirdadı ve tazminat tahsili istemleriyle açılmıştır. Davalı, davaya yanıt vermemiştir. Mahkemece, dava kabul edilmiştir....

            Davalı vekilinin temyizi, % 40 tazminat talepleri konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olmasına yöneliktir. Davacı yan, aleyhine başlatılan icra takibinden sonra iş bu menfi tespit davasını açarak, takip konusu bonodaki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasıyla bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı yan ise cevap dilekçesi ile davanın reddinin yanı sıra % 40 tazminata hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, İİK.nun 72. maddesi gözetilerek, davalının % 40 tazminat talebi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Davalı, konutun teslim tarihi için tarafların kararlaştırması olmadığını sözleşme tarihinin konutun teslimi için öngörülen başlangıç tarihi olarak kabul edilemeyeceğini, davacının sözleşmeden dönmesi nedeniyle tazminat isteyemeyeceğini savunarak, davanın reddini dilemiştir....

                UYAP Entegrasyonu