Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/691 E. sayılı kesinleşen menfi tespit davası ile de sabit olduğu üzere davanın tarafları arasındaki akdi ilişkiye istinaden yapıldığı tespit olunamadığından diğer davacılar yönünden menfi tespit talebinin kabulü gerektiği davalıların takibinde kötüniyeti sabit olmadığından tazminat isteminin yerinde olmadığı gerekçeleri ile ... hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davacılar ...Gıda Akaryakıt İnş. San. Ltd. Şti. ve ... tarafından açılan davanın kısmen kabulüne ... 4. İcra Müdürlüğü'nün 2010/5813 sayılı takip dosyasında takibe konu 12.05.2013 tarihli 123.000,00 TL bedelli dekonttan dolayı davalıların borçlu olmadıklarının tespitine, tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar Yeni Bosna Ltd. Şti. ve ... vekili ile davalılar vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar ... Ltd....

    Ticaret Mahkemesinin 2006/534 Esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açıldığını, ihtiyati tedbir nedeniyle icra dosyasına ... alınan 40.000,00.-TL'lik, mahkemenin dosyasına ise 10.000,00.-TL'lik teminat mektubu ibraz edildiğini, teminat mektupları nedeniyle üç ayda bir teminat mektubu nedeniyle komisyon ödemek zorunda kaldığını, menfi tespit davasının müvekkili lehine sonuçlanıp, kararın kesinleştiğini ileri sürerek teminat mektupları için bankaya ödenen 9.570,00.-TL komisyon ücreti nedeniyle uğradığı zararın davalıdan tahsili için ... 11....

      Menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde, ayrıca menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılması ve ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde de yarar vardır. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72.maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; işbu davadaki talebin, menfi tespit istemine ilişkin olduğu, 6102 sayılı TTK. 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olduğu, menfi tespit davalarının bu kapsamda değerlendirilmesinin mümkün olmadığını ve arabuluculuk şartının bulunmadığı gerekçesi ile istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava; kambiyo senedinden kaynaklı yapılan icra takibine ilişkin olarak, davacının davaya konu icra dosyasından borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir....

          Hukuk Dairesinin 24/05/2021 tarihli 2020/2891 Esas, 2021/4366 Karar sayılı ilamı ve yerleşik uygulamalarında da HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davasının, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemeyeği ve menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi tutulmadığı yönündeki kararları" dairemiz tarafından da benimsenmiştir Somut olayda, davacı icra takibine konu edilen çekte lehtar konumunda olması sebebiyle çek tazminatından sorumluluğu bulunmadığı nedenine dayalı olarak borçlu olmadığının tespitin talep etmiş olmakla, menfi tespit davasının “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri” cümlesinden olmadığı, bu nedenle dava zorunlu arabuluculuk dava şartına tâbi bulunmadığından, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın kaldırılması gerekmiştir....

            Hukuk Dairesinin 24/05/2021 tarihli, 2020/2891 Esas, 2021/4366 Karar sayılı ilamı ve yerleşik uygulamalarında da HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davasının, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemeyeği ve menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi tutulmadığı yönündeki kararları" dairemiz tarafından da benimsenmiştir Somut olayda, davacı icra takibine konu edilen senetlerin dava dışı lehtara kira ilişkisi sebebiyle verildiğini ve ödendiğini, davalı hamil, ciranta ve lehtarın birlikte hareket ederek bedelsiz kalan senetlerin tahsil etmeye çalışıldığını belirterek borçlu olmadığının tespitini talep etmiş olmakla, menfi tespit davasının “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri” cümlesinden olmadığı, bu nedenle dava zorunlu arabuluculuk dava şartına tâbi bulunmadığından, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş...

              Menfi tespit davası tarihi ve dava öncesi, takibin haksız ve kötü niyetli olması önem arz etmektedir. İcra takibi bir bütündür, takip sadece takip talebi ve takip talep tarihi itibariyle değerlendirilemez. İbraya ve bu konuda beyana, hacizlerin fekkine rağmen tekrar haciz talebi ve hacizlerin işlenmesiyle, böylece, davalı alacaklının haksız ve kötü niyetli olarak takibe devamıyla davacı aleyhindeki takip, davacıyı menfi tespit davası açmaya zorlamış ve menfi tespit davası kabul edilerek, davalının temyiz etmemesiyle de kesinleşmiştir. İİK’nın 72/5. maddesinde “Bu dava sebebiyle uğradığı zararın alacaklıdan tahsiline karar verilir” denmekle, tazminatın alacaklının haksız ve kötü niyetli olarak takibe devamı nedeniyle borçlunun zorlanmasıyla açılan ve kabul edilen dava nedeniyle hükmedilecek tazminat olduğu anlaşılmaktadır. 29....

                Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile menfi zarar kapsamındaki tazminatın tahsiline, müspet zarar kapsamındaki kira tazminatı, ifraz ve tevhitten dolayı yer kaybı, emlak vergi borcu nedeniyle uğranılan zarar ve ayrıca manevi tazminata yönelik taleplerinin reddine dair verilen karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle, ... .......

                  Bu nedenle davacının manevi tazminat isteminin bütünüyle reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle çoğunluğun onama kararına katılmıyorum.21/02/2019...

                    Dava açıldıktan sonra borç tahakkukunun iptal edildiği anlaşıldığından menfi tespit talebinin konusuz kaldığı anlaşılmakla bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalının dava açılmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığıdan menfi tespit talebi yönünden yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar vermek gerekmiştir...... Davacının şahsına bağlı sağlık, yaşam, isim gibi kanunen korunması gereken kişisel değerlerine bir tecavüz yapıldığı iddiası da mevcut değildir. Bu sebeple manevi tazminat isteğinin şartları oluşmadığı" gerekçesiyle 1- menfi tespit talebi konusuz kaldığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 2- manevi tazminat isteminin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu