ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR ESAS NO : KARAR NO : HAKİM : KATİP : DAVACI : VEKİLİ : DAVALILAR : 1- 2- 3- DAVA : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : Karaman ....
Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, 09/06/2011 tarihli "ödünç hisse senedi alım ve iade protokolünün" sahtecilik ve muvazaa nedeni ile geçerli olup olmadığı ve bu doğrultuda davacının takip alacağından borçlu olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmış,09/06/2011 tarihli "ödünç hisse senedi alım ve iade protokolü" senedinde ödünç alarak gösterilen ... isminin yanında (V) harfinin bulunduğu ve ... tarafındanda imzalanmadığı belirtilmiş isede, uyuşmazlığın temeli ' tine ait hisse senedi olması nedeniyle, davanın ticari dava niteliğinde olduğu ve ../... sözleşmenin geçerli olup olmadığıda ticaret mahkemesinde değerlendirileceği nazara alındığında, uyuşmazlığın, genel hükümler çerçevesinde Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali-menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 2006 yılında aldığı borcun bir kısmını ödeyemediğini, davalının yapılan ödemeleri mahsup etmeden ve alacağına fahiş oranda faiz işleterek teminat olarak alınan ipoteği paraya çevirmek üzere 2007/9593 esas sayılı icra takibi başlattığını iddia ederek ödünç sözleşmesinin feshi ve borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında yanlar arasında ödünç akdi bulunduğunu ve davacının borcunu ödememesi üzerine icra takibi yapıldığını beyan ederek davanın reddini istemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/56 Esas KARAR NO : 2022/70 DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/01/2022 KARAR TARİHİ: 01/02/2022 Mahkememize tevzi edilen dava dosyası incelenmekle; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : ------ gelen işlerin vasıf ve mahiyeti itibarıyla çeşitli olması, bu çerçevede finans davalarının yoğunluğu ve niteliklerinin farklı olması göz önünde bulundurularak, gerek uygulama birliğinin sağlanması, gerekse etkinlik ve verimliliğin artırılması ile ihtisaslaşmanın önemi nazara alınarak, finans davalarında iş dağılımı bakımından iki veya daha fazla dairesi bulunan mahallerde ihtisaslaşmaya gidilmesinde fayda olacağı değerlendirilmiş olmakla; -13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden, -22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinden, -19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu...
TTK.nun 4/1-6. maddesinde, bankalar ve ödünç para verme işleri konularında tanzim edilen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı öngörülmüştür. Bu durumda mahkemece aynı yasanın 5/2. maddesi uyarınca davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevine girdiği gözetilmeden yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 06.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, tensiple asliye hukuk mahkemesi görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1 maddesinde her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olduklarına bakılmaksızın 4/1-F maddesine göre bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Aynı kanunun 5/3 maddesine göre de asliye ticaret mahkemesi ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, göreve ilişkin usül hükümleri uygulanır. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, her aşamada resen göz önüne alınır. Kredi kartlarından kaynaklanan uyuşmazlıkta asliye ticaret mahkemeleri görevlidir....
Yabancı memleketlerde, kredi verme işlemlerinin ülkemizde olduğu gibi banka ve finans kuruluşlarının tekelinde olmaması, başkaca özel yatırımcı kişi ya da şirketler tarafında da, gerek yatırım ortağı alırken ve gerekse de sair surette kredi kullandırılması, yani ödünç para verilmesi de bu durumu değiştirmez. Taraflar tüzel kişi tacir olup, aradaki ilişki iç mevzuatımız yönünden, 6102 sayılı TTK’nın 4/1(f) maddesinde belirtildiği gibi ödünç para verme işlemidir. Esasen anılan TTK 4/1-(f) maddesinde, “bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara,” dair işler tek tek sayılmakla yetinilmemiş, ayrıca “…ve ödünç para işlerine dair düzenlemeler...” diye de belirtilmekle, banka ve finans kuruluşlarına ait olmasa bile tacirler arasında yapılan ödünç para verme işlerine dair düzenlemelerin bu madde kapsamında olduğu ayrıca vurgulanmaktadır....
Türk Borçlar Kanununun 386. maddesinde ödünç sözleşmesinin tanımı" tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelikte ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği bir sözleşmedir. " şeklindedir. İncelenen dosyada, davalı tarafından ödünç verildiği iddia edilen ve icra takibine konu edilen miktar yönünden davacı borçlu olmadığının tespitini ve söz konusu bedelin ödünç olarak verilmediği iddiasıyla menfi tespit davasını açtığı anlaşılmıştır. Davalı ödünç olarak verdiğini iddia ettiği bedelle ilgili banka dekontu ibraz etmiş ve açıklamada da borç karşılığı yazıldığı görülmüştür. Dolayısıyla menfi tespit davasında alacaklı konumunda bulunan davalı ödünç iddiasını banka dekontuyla ispatlamıştır. Aksine iddiaların davacı tarafından ispatlanması gerekir. Mahkemece toplanan deliller, Yargıtay uygulamaları nazara alındığında mahkemece verilen ret kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır....
Maddesinde belirtilen ödünç para verme işi ile uğraşan kurumlardan olmadığı da açıktır. Borç para verme işleminin banka yoluyla yerine getirilmesi, taraflar arasındaki hukuki işlemin (ödünç) niteliğini değiştirmez. Açıklanan bu nedenlerle eldeki davanın, TTK'nın 4. Maddesinde sayılan mutlak ticari dava olmadığı ve tarafların her ikisi de tacir vasfını haiz bulunmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi'nde çözümlenmesi gerekmektedir. İzah olunan gerekçeler ışığında; uyuşmazlığın Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerekeceğinden yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerektiği anlaşılmaktadır. H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için Mahkemesine İADESİNE, Dair, dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonucu oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 24/12/2021 Başkan Üye Üye Katip...
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; davacı tarafın keşidecisi olarak bulunduğu, ------- düzenleme tarihli ----- vade tarihli ----- bedelli senedin hangi miktarda borç olarak verilen para için düzenlendiği, taraflar arasında senet düzenlenmesine sebep olan ödünç verme işleminin dışında borç verme işlemi olup olmadığı, davacı tarafça yapılan ve davalının kabulünde olan ödemelerin ne miktar borç için yapıldığı, davacı tarafça ne kadar ödeme yapıldığı, bahse konu senedin anlaşmaya aykırı doldurulup doldurulmadığı, bu itibarla takip konusu senet sebebiyle davalı tarafın davacıdan alacaklı olup olmadığının tespitine ilişkin Menfi Tespit davasıdır.Taraf vekillerince -----tarihli davadan feragat ve feragati kabule ilişkin dilekçe sunulduğu, davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu, tarafların birbirinden yargılama gideri ve ücreti vekalet taleplerinin olmadığı görülmüştür. Davadan feragat HMK mad. 307....