DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar re'sen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, ödünç verilen paranın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 386 ve devamı maddelerinde düzenlenen tüketim ödüncü sözleşmeleri; taraflar sözleşmede belirli bir süre kararlaştırmışlarsa, bu sürenin sona ermesiyle sona erer ve ödünç alanın geri verme borcu istenebilecek (muaccel) duruma girer. Sözleşmede belirli bir süre kararlaştırılmış faka bu süre sona ermeden ödünç konusu şey eşit miktar ve nitelikte eksiksiz olarak ödenmiş ise sözleşme yine sona erer. Taraflar sözleşmede, ödünç verenin, geri verme isteminde bulunmasıyla sözleşmenin hemen ya da istemden belirli bir süre sonra sona ereceğini karlaştırmış olabilirler....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar re'sen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, ödünç verilen paranın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 386 ve devamı maddelerinde düzenlenen tüketim ödüncü sözleşmeleri; taraflar sözleşmede belirli bir süre kararlaştırmışlarsa, bu sürenin sona ermesiyle sona erer ve ödünç alanın geri verme borcu istenebilecek (muaccel) duruma girer. Sözleşmede belirli bir süre kararlaştırılmış faka bu süre sona ermeden ödünç konusu şey eşit miktar ve nitelikte eksiksiz olarak ödenmiş ise sözleşme yine sona erer. Taraflar sözleşmede, ödünç verenin, geri verme isteminde bulunmasıyla sözleşmenin hemen ya da istemden belirli bir süre sonra sona ereceğini karlaştırmış olabilirler....
Asliye Ceza Mahkemesi TARİHİ : 20/12/2011 NUMARASI : 2011/191 Esas, 2011/729 Karar SUÇ : Tefecilik Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 241. maddesinde tefecilik suçunun; "Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi..." biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye bile kazanç gayesiyle ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin bulunmadığı nazara alındığında, mahkemece oluşa uygun olarak sabit görülen katılana faiz karşılığı para verme fiilinin atılı suçu oluşturacağı ve cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, eylemde süreklilik şartı gerçekleşmediği ve sanığın faizle borç verme işini meslek haline getirmediğinden bahisle yasal olmayan gerekçe ile beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı, katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320...
Kararnamenin 11'inci maddesinde ise, 1) Bu kanun hükmünde kararname uyarınca ikrazatçılık yapmak üzere izin belgesi alınmadan ödünç para verme işleri ile uğraşılması; 2) Bu kanun hükmünde kararname uyarınca alınan izin belgesi iptal edildiği veya iptal edilmiş sayıldığı halde ödünç para verme işlerine devam edilmesi; 3) Bu kanun hükmünde kararnamenin diğer hükümlerinin ihlal edilmesinin, tefecilik sayılacağı hükme bağlanmıştır. Görüldüğü üzere, gerek ikrazatçılığın, gerekse tefeciliğin tanımında, faizden para kazanmak amacıyla ödünç para verme işleriyle uğraşılması hususu üzerinde durulmuştur. Kısacası, faaliyetin ikrazatçılık veya tefecilik olarak nitelendirilip, elde edilen faizin vergilendirilebilmesi için, öncelikle faiz elde edebilmek amacıyla ödünç para verilmiş olması ve borcun ya bir takvim yılında birkaç kişiye veya bir kişiye birden çok yıllarda verilmesi gerekmektedir. Olayda, ...'...
DAVA : Rehin Karşılığında Ödünç Verme İşinden Kaynaklanan (TMK M. 962 - 969) (Menfi Tespit) DAVA TARİHİ : 22/01/2021 KARAR TARİHİ : 27/12/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/12/2022 Mahkememizde görülmekte olan Rehin Karşılığında Ödünç Verme İşinden Kaynaklanan (TMK M. 962 - 969) (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin davalı kooperatifin ortağı ve aynı zamanda kooperatiften kullanılan krediler için birbirlerinin kefili olduklarını, müvekkilleri hakkında davalı tarafından ... 16....
ya ilk olarak 2002 yılında faiz karşılığı borç para verdiği ve ikinci kez ödünç para verme tarihinin ise 2008 yılı Ekim ayı olduğu, tefecilik suçunun 765 sayılı TCK'nın yürürlükte olduğu dönemde, YCGK'nın 03/07/1995 tarihli ve 1995/207-236 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, birden fazla kişiye sürekli ve sistemli bir şekilde faiz karşılığı ödünç para vermek suretiyle çıkar sağlanması, başka bir anlatımla ödünç para verme işinin meslek haline dönüştürülmesi durumunda oluştuğu, suçun yaptırımının ise 2279 sayılı Yasanın 17. maddesinde düzenlendiği, 5237 sayılı Yasanın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun maddede yazılı tipik hareketin bir kez işlenmesiyle oluşan sırf hareket suçu niteliğinde bulunduğu, bu suçun ivaz karşılığında ödünç paranın borç alana verilmesiyle tamamlandığı, suçun tamamlanması için ivazın temin edilmiş olmasının şart olmadığı, hatta ödünç olarak alınan paranın vadesinde geri ödemesinin yapılmamış olmasının da suçun oluşması üzerinde bir etkisinin bulunmadığı...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı T1 vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı tarafın parayı ödünç verdiği iddiasını yasal delillerle kanıtlaması gerektiğini, banka dekontlarında paranın ödünç olarak verildiğine dair bir açıklama bulunmadığını, bu durumda paranın bir borcun ödenmesi için gönderildiğinin kabul edilmesi gerektiğini, davacının beyanlarının çelişmediğini, tüm beyanlar ile dava dışı beyanlarının birbirini doğrular nitelikte olduğunu, davalının dava ve dava dışı beyanlarında müvekkiline gönderilen paraların aslında müvekkilin abisine ve ortak kuracakları iş için gönderdiğini belirttiğini, yani davalı tarafın bu parayı borç verme amacıyla müvekkiline vermediğini açıkça beyan ettiğini, bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, TBK.nun 386. Maddesine dayalı menfi tespit ,istirdat istemine ilişkindir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/40 KARAR NO : 2021/919 DAVA : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 21/01/2020 KARAR TARİHİ : 23/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, ... Bankası hesabında ... tarihinde borçlu şirkete ödünç para olarak ...-TL gönderdiğini, davalı tarafça ödünç paranın iadesi yapılmadığından müvekkili tarafından ... icra Müdürlüğünde takibe geçildiğini, borçlu tarafından yetkiye ve borca itiraz edildiğinden dosyanın Antalya ... İcra Müdürlüğüne tevdi edildiğini ... Esas numarasını aldığını, davalının borca ve ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının haksız itirazlarının iptali ile takibin devamına, %20' den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ticari nitelikteki ödünç verme sözleşmesinden kaynaklanan K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık ödünç ilişkisinden kaynaklanan itirazın iptali isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (13.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ın tanık sıfatıyla beyanlarının alınmasından, faiz karşılığı ödünç para verme işi ile uğraşıp uğraşmadığı hususunun kolluk marifetiyle araştırılmasından sonra sonucuna göre bir karara varılması gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle atılı suçtan sanığın yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, Kanuna aykırı, katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 03/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....