Davalının ödünç verme faaliyeti, eğitim ve öğretim maksadıyla sınırlıdır ve buna ilişkin düzenlenen ödünç verme kuralları çerçevesinde gerçekleşmektedir. Ayrıca; eserlerin temsilinin doğrudan olması koşul olmayıp, dolaylı olarak da eserin temsili mümkündür. Eserin temsili kavramı içine; eserden doğrudan doğruya yahut işaret, ses veya resim nakline yarıyan aletlerle göstermek gibi temsil suretiyle faydalanmak da girmektedir. Bir eserin eğitim ve öğretim maksadıyla ödünç verilmesi, aynı zamanda o eserin gösterilmesi anlamına da gelmektedir. İzah edilen gerekçelerle; davalının ödünç verme eylemi, 5846 sayılı ... m.33 hükmü kapsamında kalmakta olup hukuka uygundur. Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 18/07/2018 ESAS NUMARASI : DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit KARAR TARİHİ : 31/05/2021 YAZILDIĞI TARİH :01/06/2021 Yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352.maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Dava konusu uyuşmazlık; zamanaşımına uğramış bonolara dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Somut olayda zamanaşımına uğradığı için bono vasfını kaybetmiş belgenin taraflar arasındaki karz (ödünç) sözleşmesinin delili olarak değerlendirilerek bir sonuca varılması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Dava konusu uyumazlığa ilişkin olarak; Dairemizin 19.06.2017 tarih 2016/1165 E - 2017/10476 K sayılı ilamında uyuşmazlığın hukuki niteliği ödünç sözleşmesi (borç verme) olarak nitelendirilmiş olup, mahkemece bozmaya uyularak hüküm kurulmuş olmasına göre, ödünç sözleşmesi ile ilgili temyiz incelmesi yapma görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'ne aittir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 17/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
in sanıktan kazanç karşılığında ödünç para almaları, sanığın ödünç verdiği borç miktarlarının fazla oluşu, ödünç verilen paralar karşılığında senetler aldığının ve icra takiplerinde bulunduğunun sanık tarafından da doğrulanması, mağdurların şikayetlerinden vazgeçerek yargılama aşamasında verdikleri ifadelerin sanığı suçtan kurtarmaya yönelik olduğu gözetilerek maddi gerçeğin tereddüte yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması açısından sanığın alacaklı olduğu başkaca icra takip dosyalarının bulunup bulunmadığı araştırılarak bulunması halinde getirtilip incelenmesinden, faiz karşılığı ödünç para verme işi ile uğraşıp uğraşmadığı hususunda kolluk marifetiyle araştırma yaptırılmasından, mağdur ...'in ifadelerinde geçen ve oğlu olduğu ifade edilen ....'...
Dosya, mahkememize------ edilmesi üzerine dosya incelenmiştir. ---------,---- ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki ----- ---------- görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere,-----veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde----, bu kapsamda -------- mahkemesi bulunması nedeniyle---- yetkilendirilmiştir. Bu cihette yukarıda sayılan hususlardan doğacak uyuşmazlıklarda mahkememiz ----- olarak yetkilidir....
Menfi tespit istemine konu bono davalı bankanın kullandırdığı kredi borcu nedeni ile alınmış olup, bononun zaman aşımına uğradığı dahil davacıların davalı bankaya borçlu olup olmadıklarının finans ilişkisinin irdelenmesi gerektiği kabul edilmiştir. Talep, bankacılık işlemleri uyarınca kullandırılan kredi nedeni ile oluşan banka alacağının tahsili amacı ile alınan bono dolayısı ile davacıların davalıya borçlu olup olmadıklarının belirlenmesi istemine ilişkindir. .... 'nun 25.11.2021 tarih, 1232 sayılı kararı ile 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan "Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine" ilişkin düzenlemelerde, on dört veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde.... mahkemeleri görevli kılınmıştır....
Türk Borçlar Kanunu'nun 386. maddesi şöyledir: “Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.” Bu kapsamda; davacının tacir olmayan gerçek kişi olması, işlemin TTK'nın 4. maddesi kapsamında bir ödünç para verme işi olarak değerlendirilmesinin mümkün bulunmaması karşısında taraflar arasındaki ilişkinin TBK'nın 386. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, tefecilik, bedelsiz senedi kullanmak HÜKÜM : Beraet İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Tefecilik suçunun, 765 sayılı TCK'nın yürürlükte olduğu dönemde, YCGK'nın 03/07/1995 tarih ve 1995/207-236 sayılı Kararında da belirtildiği üzere birden fazla kişiye sürekli ve sistemli bir şekilde faiz karşılığı ödünç para vermek suretiyle çıkar sağlanması, başka bir anlatımla ödünç para verme işinin meslek haline dönüştürülmesi durumunda oluştuğu, suçun yaptırımının ise 2279 sayılı Yasanın 17. maddesinde düzenlendiği, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 241. maddesinde ise atılı suçun; "Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi,..." biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin...
Karara dayanarak alınan bilirkişi raporunda alternatifli görüş belirtilerek, ödünç para verme sözleşmesindeki %120 faiz oranı ve buna ilave edilecek %35 oranı üzerinden hesaplanma yapılması halinde 21.5.2001 tarihindeki davacı borcunu 20.825.452.955 TL, aylık %6 faiz uygulanması halinde ise davacının borcunun 7.248.016.428 TL olacağı belirtilmiş olup taraflar bu bilirkişi raporuna itiraz etmişlerdir. Davacı davada icra takip dosyasında borçlu olmadığının tespiti yanında borcu var ise bunun miktarının da belirlenmesini istemiş olduğundan davacı borcunun eldeki derdest davanın açıldığı tarihte ne kadar olduğunu mahkemece belirlenmesi zorunludur....
ın müvekkilinin elindeki aynı grubun başka bir şirketine ait (adese hisseleri) hisseleri ödünç almasına karşın hisseleri ya da satış bedellerini müvekkiline vermeyen ... ile işbirliği içinde hareket ettiğini, müvekkiline ait hisselerin sözleşmeye aykırı şekilde satılması suretiyle elde edilen parayla haksız bir şekilde menfaat sağladığını ve sebepsiz olarak zenginleştiğini, müvekkili ile ...'ın sahibi ve yetkilisi olduğu ...firmasıyla yapılan 14/03/2013 başlangıç ve 16/09/2013 bitiş tarihli hisse alım opsiyon ve hisse ödünç verme sözleşmesi gereğince müvekkilinin aktifinde bulunan borsaya kote edilmiş "adese" hisselerini nitelikli yatırımcılara satmak üzere ödünç olarak teslim alan şirket ve ...'ın hem hisseleri iade etmediğini hemde satış bedellerini müvekkiline göndermediğini, davacının iş ortağı olan ... aleyhine sözleşmeye dayalı olarak alacak davası açtığını ve mahkemece ihtiyati tedbir karar verildiğini, borçlu ...'...