Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Karara dayanarak alınan bilirkişi raporunda alternatifli görüş belirtilerek, ödünç para verme sözleşmesindeki %120 faiz oranı ve buna ilave edilecek %35 oranı üzerinden hesaplanma yapılması halinde 21.5.2001 tarihindeki davacı borcunu 20.825.452.955 TL, aylık %6 faiz uygulanması halinde ise davacının borcunun 7.248.016.428 TL olacağı belirtilmiş olup taraflar bu bilirkişi raporuna itiraz etmişlerdir. Davacı davada icra takip dosyasında borçlu olmadığının tespiti yanında borcu var ise bunun miktarının da belirlenmesini istemiş olduğundan davacı borcunun eldeki derdest davanın açıldığı tarihte ne kadar olduğunu mahkemece belirlenmesi zorunludur....

    ın müvekkilinin elindeki aynı grubun başka bir şirketine ait (adese hisseleri) hisseleri ödünç almasına karşın hisseleri ya da satış bedellerini müvekkiline vermeyen ... ile işbirliği içinde hareket ettiğini, müvekkiline ait hisselerin sözleşmeye aykırı şekilde satılması suretiyle elde edilen parayla haksız bir şekilde menfaat sağladığını ve sebepsiz olarak zenginleştiğini, müvekkili ile ...'ın sahibi ve yetkilisi olduğu ...firmasıyla yapılan 14/03/2013 başlangıç ve 16/09/2013 bitiş tarihli hisse alım opsiyon ve hisse ödünç verme sözleşmesi gereğince müvekkilinin aktifinde bulunan borsaya kote edilmiş "adese" hisselerini nitelikli yatırımcılara satmak üzere ödünç olarak teslim alan şirket ve ...'ın hem hisseleri iade etmediğini hemde satış bedellerini müvekkiline göndermediğini, davacının iş ortağı olan ... aleyhine sözleşmeye dayalı olarak alacak davası açtığını ve mahkemece ihtiyati tedbir karar verildiğini, borçlu ...'...

      Türk Borçlar Kanununun 386. maddesinde ödünç sözleşmesinin tanımı" tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelikte ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği bir sözleşmedir. " şeklindedir. İncelenen dosyada, davalı tarafından ödünç verildiği iddia edilen ve icra takibine konu edilen miktar yönünden davacı borçlu olmadığının tespitini ve söz konusu bedelin ödünç olarak verilmediği iddiasıyla menfi tespit davasını açtığı anlaşılmıştır. Davalı ödünç olarak verdiğini iddia ettiği bedelle ilgili banka dekontu ibraz etmiş ve açıklamada da borç karşılığı yazıldığı görülmüştür. Dolayısıyla menfi tespit davasında alacaklı konumunda bulunan davalı ödünç iddiasını banka dekontuyla ispatlamıştır. Aksine iddiaların davacı tarafından ispatlanması gerekir. Mahkemece toplanan deliller, Yargıtay uygulamaları nazara alındığında mahkemece verilen ret kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ÖDÜNÇ VERME SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN İTİRAZIN İPTALİ DAVASI -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; ödünç paranın iade edilmesi üzerine yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,5.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Maddesinde belirtilen ödünç para verme işi ile uğraşan kurumlardan olmadığı da açıktır. Borç para verme işleminin banka yoluyla yerine getirilmesi, taraflar arasındaki hukuki işlemin (ödünç) niteliğini değiştirmez. Açıklanan bu nedenlerle eldeki davanın, TTK'nın 4. Maddesinde sayılan mutlak ticari dava olmadığı ve tarafların her ikisi de tacir vasfını haiz bulunmadığından Asliye Hukuk Mahkemesi'nde çözümlenmesi gerekmektedir. İzah olunan gerekçeler ışığında; uyuşmazlığın Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerekeceğinden yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerektiği anlaşılmaktadır. H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için Mahkemesine İADESİNE, Dair, dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonucu oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi. 24/12/2021 Başkan Üye Üye Katip...

          SUÇ : Tefecilik (iki kez) HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: TCK'nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12/05/2015 gün ve 2014/4-655 Esas, 2015/152 sayılı Kararında da açıklandığı üzere kişiler arasında doğmuş bir alacak borç ilişkisine dayanmayan kazanç elde etme amaçlı ödünç para verme eylemlerinin tefecilik suçu kapsamında bulunması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları dikkate alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması ile bu suçta suç tarihinin kazanç elde etmek amacıyla ödünç paranın verildiği tarih, zincirleme suçlarda...

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/56 Esas KARAR NO : 2022/70 DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/01/2022 KARAR TARİHİ: 01/02/2022 Mahkememize tevzi edilen dava dosyası incelenmekle; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : ------ gelen işlerin vasıf ve mahiyeti itibarıyla çeşitli olması, bu çerçevede finans davalarının yoğunluğu ve niteliklerinin farklı olması göz önünde bulundurularak, gerek uygulama birliğinin sağlanması, gerekse etkinlik ve verimliliğin artırılması ile ihtisaslaşmanın önemi nazara alınarak, finans davalarında iş dağılımı bakımından iki veya daha fazla dairesi bulunan mahallerde ihtisaslaşmaya gidilmesinde fayda olacağı değerlendirilmiş olmakla; -13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden, -22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinden, -19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu...

              TTK.nun 4/1-6. maddesinde, bankalar ve ödünç para verme işleri konularında tanzim edilen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı öngörülmüştür. Bu durumda mahkemece aynı yasanın 5/2. maddesi uyarınca davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevine girdiği gözetilmeden yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 06.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece, tensiple asliye hukuk mahkemesi görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1 maddesinde her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olduklarına bakılmaksızın 4/1-F maddesine göre bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Aynı kanunun 5/3 maddesine göre de asliye ticaret mahkemesi ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, göreve ilişkin usül hükümleri uygulanır. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, her aşamada resen göz önüne alınır. Kredi kartlarından kaynaklanan uyuşmazlıkta asliye ticaret mahkemeleri görevlidir....

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/249 Esas KARAR NO : 2023/348 DAVA : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 01/04/2023 KARAR TARİHİ : 06/04/2023 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili tarafından mahkememize gönderilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından başlatılmış olan ------- Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu