Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, tefecilik, bedelsiz senedi kullanmak HÜKÜM : Beraet İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Tefecilik suçunun, 765 sayılı TCK'nın yürürlükte olduğu dönemde, YCGK'nın 03/07/1995 tarih ve 1995/207-236 sayılı Kararında da belirtildiği üzere birden fazla kişiye sürekli ve sistemli bir şekilde faiz karşılığı ödünç para vermek suretiyle çıkar sağlanması, başka bir anlatımla ödünç para verme işinin meslek haline dönüştürülmesi durumunda oluştuğu, suçun yaptırımının ise 2279 sayılı Yasanın 17. maddesinde düzenlendiği, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 241. maddesinde ise atılı suçun; "Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi,..." biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin...

    Davalının ödünç verme faaliyeti, eğitim ve öğretim maksadıyla sınırlıdır ve buna ilişkin düzenlenen ödünç verme kuralları çerçevesinde gerçekleşmektedir. Ayrıca; eserlerin temsilinin doğrudan olması koşul olmayıp, dolaylı olarak da eserin temsili mümkündür. Eserin temsili kavramı içine; eserden doğrudan doğruya yahut işaret, ses veya resim nakline yarıyan aletlerle göstermek gibi temsil suretiyle faydalanmak da girmektedir. Bir eserin eğitim ve öğretim maksadıyla ödünç verilmesi, aynı zamanda o eserin gösterilmesi anlamına da gelmektedir. İzah edilen gerekçelerle; davalının ödünç verme eylemi, 5846 sayılı ... m.33 hükmü kapsamında kalmakta olup hukuka uygundur. Yukarıda izah edilen gerekçelerle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

      Somut olay değerlendirildiğinde, Davalı 545 sayılı KHK ile değişik 90 sayılı ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında İkrazatçılık faaliyeti ile Uğraşmakta olup, davacı ile davalı arasındaki ilişkide bu kapsamda taraflar arasında imzalan Karz Akti(Ödünç verme)'ne dayanmaktadır. TKHK 'nun 3.maddesinin k. bendinde "Kredi veren'in" tanımı yapılmış olup, Gerek öğretide gerekse Yerleşmiş Yargısal içtihatlarda İkrazatçılık faaliyetinin TKHK kapsamında Kredi veren olarak kabulü mümkün değildir. Bu durumda, dava konusu, Tüketici Mahkemelerinin görevalanına girmemekte olup, davaya bakmaya genel mahkemeler görevlidir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekmekte iken, işin esasına girilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir....

        Türk Borçlar Kanunu'nun 386. maddesi şöyledir: “Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.” Bu kapsamda; davacının tacir olmayan gerçek kişi olması, işlemin TTK'nın 4. maddesi kapsamında bir ödünç para verme işi olarak değerlendirilmesinin mümkün bulunmaması karşısında taraflar arasındaki ilişkinin TBK'nın 386. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalıların, davacı kooperatifin yönetim kurulu üyeleri oldukları dönemde, kooperatife ait 35.650,00-Euro'yu 30/06/2004 tarihinde dava dışı .ödünç olarak verdiğini, kooperatif yönetim kurulunun ödünç para verme yetkisi olmadığını, ...ın 18.000,00-Euro'yu ödemediğini, yönetim kurulu üyelerinin kooperatifi zarara uğrattığını ileri sürerek 18.000-Euro'nun 30/06/2004 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı ......

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR ESAS NO : KARAR NO : HAKİM : KATİP : DAVACI : VEKİLİ : DAVALILAR : 1- 2- 3- DAVA : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : Karaman ....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali-menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 2006 yılında aldığı borcun bir kısmını ödeyemediğini, davalının yapılan ödemeleri mahsup etmeden ve alacağına fahiş oranda faiz işleterek teminat olarak alınan ipoteği paraya çevirmek üzere 2007/9593 esas sayılı icra takibi başlattığını iddia ederek ödünç sözleşmesinin feshi ve borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında yanlar arasında ödünç akdi bulunduğunu ve davacının borcunu ödememesi üzerine icra takibi yapıldığını beyan ederek davanın reddini istemiştir....

                Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, 09/06/2011 tarihli "ödünç hisse senedi alım ve iade protokolünün" sahtecilik ve muvazaa nedeni ile geçerli olup olmadığı ve bu doğrultuda davacının takip alacağından borçlu olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmış,09/06/2011 tarihli "ödünç hisse senedi alım ve iade protokolü" senedinde ödünç alarak gösterilen ... isminin yanında (V) harfinin bulunduğu ve ... tarafındanda imzalanmadığı belirtilmiş isede, uyuşmazlığın temeli ' tine ait hisse senedi olması nedeniyle, davanın ticari dava niteliğinde olduğu ve ../... sözleşmenin geçerli olup olmadığıda ticaret mahkemesinde değerlendirileceği nazara alındığında, uyuşmazlığın, genel hükümler çerçevesinde Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Dosya, mahkememize------ edilmesi üzerine dosya incelenmiştir. ---------,---- ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki ----- ---------- görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere,-----veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde----, bu kapsamda -------- mahkemesi bulunması nedeniyle---- yetkilendirilmiştir. Bu cihette yukarıda sayılan hususlardan doğacak uyuşmazlıklarda mahkememiz ----- olarak yetkilidir....

                    Menfi tespit istemine konu bono davalı bankanın kullandırdığı kredi borcu nedeni ile alınmış olup, bononun zaman aşımına uğradığı dahil davacıların davalı bankaya borçlu olup olmadıklarının finans ilişkisinin irdelenmesi gerektiği kabul edilmiştir. Talep, bankacılık işlemleri uyarınca kullandırılan kredi nedeni ile oluşan banka alacağının tahsili amacı ile alınan bono dolayısı ile davacıların davalıya borçlu olup olmadıklarının belirlenmesi istemine ilişkindir. .... 'nun 25.11.2021 tarih, 1232 sayılı kararı ile 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan "Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine" ilişkin düzenlemelerde, on dört veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde.... mahkemeleri görevli kılınmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu