Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce akdedildiğini, bu nedenle Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun sözleşmeye uygulanmasının mümkün olmadığını; Müvekkilin bir ticari şirketin ortağı olması ya da ayrıca iş kadını olmasının başlı başına müvekkilin her işinde tacir hükmünde sayılacağı anlamını taşımadığını, davalının sözleşme tarihinde, 545 sayılı KHK ile değişik 90 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında ikrazatçılık faaliyeti ile uğraşmakta olup, davacı ile davalı arasındaki ilişkide bu kapsamda taraflar arasında imzalanan Karz Akdi (Ödünç Verme)'ne dayandığını; Yargıtay 3....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, dava dışı Can Evin’in davalıdan aldığı nakit paralara karşılık davacı şirketi lehtar göstererek bono verdiğini, bonoların lehtar adına Can Evin tarafından davalıya ciro edildiğini, davalı ile davacı arasında hukuki ilişki bulunmadığını, davalının protestosuz icra takibine başladığını, davalının kambiyo hukukundan doğan haklarını kaybettiğini, Can Evin ile davalı arasında ödünç para verme ilişkisi sebebiyle şirketin borçlanmadığını belirterek 2 ayrı icra takibine konu 7 adet bono nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir....

      Somut olayda, taraflar arasındaki, para alıp verme işlemlerinin 6098 sayılı TBK'nın 386. vd.(mülga 818 sayılı] BK.'nın 309.vd) maddelerinde düzenlenen tüketim ödüncü sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.(6098 s TBK 386 m, 818 s BK 306 m). Ödünç alanın, ödünç konusunun teslimine ve ödünç verenin de bu şeyin teslim alınmasına ilişkin istemleri, diğer tarafın bu konuda temerrüde düşmesinden başlayarak altı ayın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. (6098 s. TBK 389, 818 s BK 309). Ödüncün geri verilmesi konusunda belirli bir gün ya da bildirim süresi veya borcun geri istendiği anda muaccel olacağı kararlaştırılmamışsa ödünç alan, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir. (6098 sayılı TBK 392 m,818 s BK 312.M)....

      , sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır....

        , finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır....

          Bu kapsamda ----------- Karar sayılı kararı ile; "1)13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden, 2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. Maddelerinden, 3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi Tesbit Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan 7.5.2007 tarihli ödünç (karz) sözleşmesine dayanılarak düzenlenen senedin tahsili amacı ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibine konu borç nedeniyle menfi tesbit istemine ilişkindir. Kiracılık ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlık sözkonusu değildir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 10.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Davacının temyiz istemine gelince: 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28'inci maddesinin üçüncü fıkrasında; 2279 sayılı Kanuna göre ikraz işleriyle uğraşanlarla, ikinci fıkrada belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birini devamlı olarak yapanların, bu Kanunun uygulanmasında banker sayılacakları hükme bağlanmış; 2279 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanunu ek ve değişiklikleri ile birlikte yürürlükten kaldırılan 30.9.1983 gün ve 90 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 3'üncü maddesinde de, devamlı ve mutad meslek halinde, faiz veya her ne ad altında olursa olsun bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işleriyle uğraşan veya ödünç para verme işlerine aracılık eden ve kendilerine faaliyet izni verilen gerçek kişilerin ikrazatçı sayılacakları açıklanmıştır. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 17'nci maddesinin 4'üncü fıkrasının (e) bendinde ise, banka ve sigorta muameleleri...

                Para Verme İşleri Hakkında Kanunu ek ve değişiklikleri ile birlikte yürürlükten kaldıran 30.9.1983 gün ve 90 sayılı Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 3'üncü maddesinde de, devamlı ve mutad meslek halinde, faiz veya her ne ad altında olursa olsun, bir ivaz karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işleriyle uğraşan veya ödünç para verme işlerine aracılık eden ve kendilerine faaliyet izni verilen gerçek kişilerin ikrazatçı sayılacakları açıklanmıştır. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 17'nci maddesinin 4'üncü fıkrasının (e) bendinde ise, banka ve sigorta muameleleri vergisinin kapsamına giren işlemler ile sigorta acente ve prodüktörlerinin sigorta muamelelerine ilişkin işlemlerinin katma değer vergisinden müstesna olduğu hükmüne yer verilmiştir....

                  karşılığı veya ipotek almak suretiyle, ödünç para verme işleriyle uğraşan veya ödünç para verme işlerine aracılık eden ve kendilerine faaliyet izni verilen gerçek kişilerin ikrazatçı sayılacakları açıklanmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu