Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı banka, müteveffanın krediyi kullandığı tarihte 58 yaşında bulunduğunu yüksek risk grubunda bulunması nedeniyle prim miktarının yüksek çıktığını hayat sigortasından vazgeçilerek ferdi kaza sigortası yapıldığını beyan ederek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, menfi tespit isteminin kabulüne, istirdat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacıların murisi 20.01.2011 tarihli belgeyle hayat sigortası beyan formunu imzalamıştır.Söz konusu bu belge davalı banka tarafından kabul edilmekle birlikte krediye konu hayat sigortasının davalı banka tarafından düzenlenmediği sabit olup, bu konuda davacıların murisinin sözlü olarak vazgeçmesi de yazılı belge karşısında ispat edilememiştir. Davacıların murisinin de hayat sigortasının yapılıp yapılmadığını kontrol etmeyerek kusurlu davrandığı sabittir. Bu durumda sigorta bedeli daha düşük bir miktardan akdedilmiş ferdi kaza sigortası yapılmış olup primde daha az ödenmiştir....

    Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, hayat sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesince, uyuşmazlığın tüketici kredisinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 7. Tüketici Mahkemesi tarafından ise, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sigorta poliçesinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir....

      Davalı vekili, davacıların murisinin davalı bankadan 12.10.2016 tarihinde 75.000,00 TL bedelli ve 36 ay vadeli kredi kullandığını, kredi için hayat sigortası yapıldığını, yine murisin 29.01.2013 tarihinde 98.500,00 TL bedelli 36 ay vadeli kredi kullandığını, kredi için hayat sigortası yapıldığını, kredilerin aksaması üzerine davacılar murisinin her iki krediyi yapılandırdığını, yapılandırılmanın kabul edildiğini, davacılar murisine hayat sigortası isteğinin sorulmasına rağmen murisin kabul etmediğini, murisin kullandığı her iki kredinin yapılandırma sonucu kapatılarak yeni oranlı kredi kullandırıldığını, bu nedenle hayat sigortası bittikten sonra yenilenmediği iddiasının dinlenemeyeceğini, hayat sigortasının ihtiyarî sigorta olduğunu, davacıların kredi borçlarının devam ettiğini ve ödenmediğini savunarak davanın reddini istemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki, murisin taraf olduğu ihtiyaç kredisi sözleşmesine bağlı hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı, davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili; müvekkillerinin murisi ...'ın ... Şubesi'nden 12/06/2013 tarihinde 48 ay vadeli 20.000,00 TL tutarında ihtiyaç kredisi kullandığını, öldüğü tarihe kadar kredi taksitlerini muntazam ödediğini, ...'...

          Dava, hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un geçici 73.maddesinde; "Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir" ifadesi ile tüketici mahkemelerinin görev alanı tüketici işlemleri ile sınırlandırılmıştır. Aynı yasanın 3/l maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem, tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır....

            Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının murisi ile davalı arasında imzalı hayat sigorta poliçesinden doğduğu, olayda tüketici sıfatının davacının murisine ait olduğu ve davacının tüketici sıfatı bulunmadığı, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemeleri'nde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine; karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ... Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminatın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un geçici 73....

              Davalılar murisi ile davacı banka arasında 23.05.2012 tarihli 5200 Tl bedelli tüketici kredisi sözleşmesi imzalandığı esnada dava dışı sigorta şirketi nezdinde 1 yıllık hayat sigortası yapılmış, krediyi kullanan tüketici 24.05.2012 tarihinde vefat etmiştir.Davacı ihbar olunan şirketin ödeme yapmaması üzerine takibe geçmiş, davalılar kredinin hayat sigortası ile güvence altına alındığını, kredinin sigortadan tahsil edilmesi gerektiğini savunmuşlar mahkemece " kullanılan tüketici kredisinden dolayı hayat sigortası yaptırılmasının isteğe bağlı olduğu, bununla birlikte hayat sigortası yapılmak suretiyle kredi kullanılmasından sonra vefat gerçekleştiğinde öncelikle sigorta şirketine müracaat edilmesi gerektiği yönünde bir hükmün bulunmadığı, davalıların mirası reddettiklerine ilişkin bir bilginin yer almadığına göre mirasçıların terekeden mesul olduğu, sigorta şirketinin ödeme yapıp yapmamasının çözümü gereken bir uyuşmazlık olmadığını, mirasçıların gerektiğinde yaptıkları ödeme oranında ya...

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/446 Esas KARAR NO : 2022/433 DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 21/04/2014 KARAR TARİHİ : 22/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacılar vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ..., ... ve ...’in babaları, diğer davacı ...’in eşi ...’in 02.05.2013 tarihinde davalı banka ... şubesinden 120 ay vadeli 60.000.00 TL. konut kredisi aldığını ve 03.05.2013 sigorta başlangıç tarihli ... nolu ......

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 25/02/2021 tarih ve 2019/146 esas 2021/205 karar sayılı karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize gönderilmiş ise de; Uyuşmazlık kargo taşımacılığına ilişkin olup istinaf inceleme görevi dairemize ait olmayıp, HSK'nun 25/06/2020 gün ve 564-586 sayılı iş bölümü kararı gereğince 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda yer alan ticari işletme, ticaret sicili ve unvanı, haksız rekabet, ticari defterler, acente, şirketler (anonim, limited, kollektif ve komandit), kıymetli evrak (poliçe, bono, çek ve diğerleri), yolcu ve eşya taşıma, deniz ticareti (gemi, donatma iştiraki, deniz kazaları, deniz taşımaları), sigorta (hayat, mal, sorumluluk ve deniz sigortaları) ve ilişkilerinden ve sigorta sözleşmesinden kaynaklanan prim alacaklarına ilişkin davalar ile 6098 sayılı TBK'nın 520 vd. maddelerinde düzenlenen simsarlık (tellallık) sözleşmesinden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlara ilişkin istinaf inceleme görevi İstanbul...

                    Dava, hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı sigorta şirketi vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacıların murisi .... ile davalı sigorta şirketi arasında konut kredisi sözleşmesi kapsamında hayat sigorta poliçesi tanzim edildiği iddiasıyla eldeki dava açılmış, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili, poliçe tanzim tarihinde Hepatit B olan sigortalının bu durumu müvekkilinden saklaması nedeniyle tazminatla sorumlu olmayacaklarını ileri sürmektedir. Dosya içeriğinden, davacıların murisine Hepatit B tanısı 31.03.2010 tarihinde konulduğu, poliçenin ise 20.09.2010 tarihinde düzenlendiği, 22.11.2011 tarihinde ise sigortalının hepatocellüler carsinoma hastalığından öldüğü anlaşılmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu