ya ciro edilerek kendisine iade edilmediğini, bu sebeple bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti amacıyla açtığı menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması neticesinde; davanın reddine karar verildiği, davacı tarafından " senet üzerinde oynama yapıldığını ve şahidinin dinlenmesini" gerekçe göstererek kararın kaldırılması istemi ile istinaf yasa yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
Davacının istemi taşınmazın aynına yönelik tapu iptali ve tescil, ipoteğin fekki olup dava konusu 653 bağımsız bölüm nolu taşınmaz davalı Garanti Koza AŞ adına tapuda kayıtlıdır. Yerel mahkemece tensip tutanağı ile ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile dava konusu taşınmaz davalı adına kayıtlı ise tedbir konulmasına karar verilmiş ve davacının tapu iptali ve tescil istemi yönünden geçici hukuki koruma sağlanmıştır. İhtiyati tedbir kararının en önemli özelliklerinden biri de dava konusu ile ilgili tesisi gereken bir geçici koruma önlemi olmasıdır. Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davada konut satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, ipoteğin fekki talebinde bulunulmuştur. Ancak ipotek alacaklıları davada taraf değildir. Bir davanın konusu ancak o davanın tarafları arasındaki uyuşmazlığın konusudur....
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, müvekkilinin borçlu olmadığını, davalı tarafında icra takibine dayanak gösterilen faturaların müvekkilinin alacaklı olduğunun ispatı olduğunu, davalı tarafça kendi borcuna karşı yapılan kısmi ifanın müvekkilinin borcu olarak gösterilmeye çalıştığını, borçlu olmadıkları miktar üzerinden takip başlatılması ve faiz işletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin zarar uğramasını engellemek için ihtiyati tedbir konulması gerektiğini, ihtiyati tedbirin bir tür hukuki koruma olduğunu ileri sürerek ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE: Dava; İİK 72. maddesine dayalı icra takibinden sonra açılan; davalı tarafından davacı aleyhine bir adet havale dekontuna dayalı başlatılan ilamsız takip nedeniyle, davalıya borç bulunmadığı ileri sürülerek açılan menfi tespit davasına ilişkindir....
Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi halinde davacıya iadesine, 4. Kesin olarak, 05/10/2023 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi....
Bilindiği üzere; uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : 1- Davacı ... yönünden; Davanın reddine 2- Davacı ... yönünden; Davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 300 TL maddi ve 300 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacı ...'ın tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından, davacı ...'...
Ancak somut olayda, ihraç kararının iptali kararı davalı tarafça temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olup, menfi tespit istemi yönünden davacının aktif dava ehliyetine sahip olduğu anlaşıldığından, anılan husus bozma nedeni yapılmamıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; menfi tespit davasında verilen ihtiyati tedbir talebine itirazın reddine ilişkin ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK'nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhtiyati tedbir, geçici hukuki koruma görünümlerinin temelini oluştur ve hükmün kesinleşmesine kadar, dava konusuna, hukuki koruma sağlayarak olası verilecek hükmün infazının kolaylaştırmasını amaç edinir. Mevzuatımızda ihtiyati tedbirlerler hakkında genel düzenleme HMK'nın 389 ve 399 maddeleri arasında yapılmış olup, 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu'nda da ihtiyati tedbir hususunda düzenleme bulunmaktadır....
Tüketici işlemi, tüketici ve satıcı/sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukuki işlemi ifade eder. Ancak her türlü hukuki işlem, tüketim sonucunu doğurmaz. Görülmektedir ki, 6502 sayılı Kanun, ticari dağıtım zincirinin nihai halkasını oluşturan ve ekonominin nihai hedefi olan tüketicinin, satıcı/sağlayıcı karşısında daha etkin olarak korunması gereğinden hareketle düzenlenmiş ve bu koruma anlayışı tüketici hukukunun temelini oluşturmuştur. Tüketici, üretilip piyasaya sürülen ve üretim sürecinin hiçbir aşamasında bilgi sahibi olmadığı ürün veya sunulan hizmeti satın aldığı bir ilişkide zayıf olan taraf olarak kabul edilmiş; yasa koyucu, bu kabulden yola çıkarak iradesini tüketiciyi korumak şeklinde ortaya koymuştur....
Mahkemece, davacının menfi tespit istemekte hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 08/03/2017 tarih, 2017/1745 Esas, 2017/2755 Karar sayılı ilamı ile, "....Davacının davalı ... kayıtlarına göre borcu olduğu bildirildiğine göre, davacının menfi tespit davasını açmakta hukuki yararı vardır, işin esası incelenerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekir. " gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile davacının, davalı tarafından bildirilen 54.238,20TL bakımından borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 25/03/1994 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli Z-104 ve Z-106 nolu dükkanlara ilişkin kira sözleşmeleri konusunda, taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır....