tarihli tebliğnamede davalı vekilinin temyiz istemi ile ilgili olarak görüş belirtilmediği ve davalı vekilinin temyiz dilekçesinin davacı vekiline tebliğ edildiğine dair dava dosyasında herhangi bir tebligat mazbatasına rastlanılmadığı anlaşıldığından; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin davacı vekiline tebliğ edilmiş olması durumunda buna ilişkin tebligat parçasının dosyasına eklenmesi, aksi hâlde, söz konusu eksikliğin giderilmesi ve davalı vekilinin temyiz istemi ile ilgili görüş bildirilmek ve düzenlenecek ek tebliğname ile birlikte gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.02.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir'' ve aynı Kanun’un 301. maddesinin ''Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek yapılan incelemede; 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 35/1-3 ve Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 20. maddeleri ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 20.11.2018 tarih 2016/6-986 Esas - 2018/554 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; suç tarihi itibariyle 15 yaşından büyük 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, mahkemece sosyal inceleme raporu alınmadan veya alınmaması durumunda buna ilişkin gerekçenin kararda belirtilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme...
- K A R A R - Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 12/02/2013 günlü kararı ile bozulmuş olup, bu karara karşı davalı temlik alan vekilinin karar düzeltme istemi ile yeniden yapılan inceleme sonucunda; Dava menfi tespit davası olup, İİK'nın 72. ve 89. maddeleri gereğince para ödendikten sonra menfi tespit davası açılamaz, açılacak olan dava istirdat davası olmalıdır. Mahkemece açıklanan bu yön gözetilerek hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan bu yönler ile yerel mahkeme kararının onanması gerekirken ilamda yazılı gerekçelerle bozulduğundan temlik alan vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....
Bu itibarla davacının icra hukuk mahkemesinde ileri süreceği sebeplerle genel mahkemede menfi tespit adı altında dava açmasında hukuki yararı yoktur. Netice olarak yerel mahkemece davanın hukuki yarar yokluğundan davanın reddine ilişkin kararının onanması gerektiği görüşünde olduğumundan saygıdeğer çoğunluğun yazılı gerekçesiyle bozma kararına muhalifim. 21/02/2018...
Davacı tarafça icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında İİK 72/3 maddesi gereğince ihtiyati tedbire hükmedilmesi talep edilmiştir. Mahkemece tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir. İhtiyati tedbir şartları değerlendirildiğinde; geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati tedbir, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir.(HMK m. 406) Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların yada onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir....
İhtiyati tedbir, geçici hukuki koruma görünümlerinin temelini oluştur ve hükmün kesinleşmesine kadar, dava konusuna, hukuki koruma sağlayarak olası verilecek hükmün infazının kolaylaştırmasını amaç edinir. Mevzuatımızda ihtiyati tedbirlerler hakkında genel düzenleme HMK'nın 389 ve 399 maddeleri arasında yapılmış olup özel kanunlarda da bir hayli düzenleme bulunmaktadır. 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu'nda da ihtiyati tedbir hususunda düzenleme bulunmaktadır. Dosyamız konusu, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında, icra takibinin durumuna ilişkin ihtiyati tedbir 72/3 maddesinde düzenlenmiş olup "İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir" hükmünü getirmiştir....
İhtiyati tedbir, geçici hukuki koruma görünümlerinin temelini oluştur ve hükmün kesinleşmesine kadar, dava konusuna, hukuki koruma sağlayarak olası verilecek hükmün infazının kolaylaştırmasını amaç edinir. Mevzuatımızda ihtiyati tedbirlerler hakkında genel düzenleme HMK'nın 389 ve 399 maddeleri arasında yapılmış olup özel kanunlarda da bir hayli düzenleme bulunmaktadır. 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu'nda da ihtiyati tedbir hususunda düzenleme bulunmaktadır. Dosyamız konusu, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında, icra takibinin durumuna ilişkin ihtiyati tedbir 72/3 maddesinde düzenlenmiş olup "İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir" hükmünü getirmiştir....
KANITLAR VE GEREKÇE : Her ne kadar davacı yan menfi tespit ve icra tehdidi altında ödediği bedelin istirdatını talep etmiş ise de; dava konusu tutarın tamamının ödenmiş olduğu, menfi tespit talebinde hukuki yarar bulunmadığı, istirdat istemi yönünden ise arabuluculuğa başvurmamış olduğu, 6102 sayılı T.T.K.'nın 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A maddesine göre arabuluculuk dava şartına tabi davalardan olmasına, arabuluculuğa başvurulmadan dava açılmasına, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A.2.maddesinde "Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." açık düzenlemesi karşısında davanın usulden reddi gerekmiştir....
Anılan kararın davacı tarafından, temyiz edilmesi üzerine ise temyiz incelemesine konu … tarih ve E:… sayılı kararla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 48/6. maddesi uyarınca, kesin karara karşı yapılan temyiz istemi reddedilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, kararın temyize tabi karar olduğu, kendisinin ve ailesinin tehdit altında bulunduğu bu sebeple uluslararası koruma talebinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafında, davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir....
Derece Koruma Alanı içerisinde kaldığından bahisle uygun görülmemesine ilişkin … Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işlemi ile 25/03/2015 tarih ve 29306 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın …Mahallesi İçmesuyu Kaynağı Koruma Alanına ilişkin işleminin iptali istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, davalı idarece tesis edilen … Mahallesi İçmesuyu Kaynağı 1....