den borçlu bulunmadıklarını ancak şimdilik bunun 8.400,00 TL'lik kısmı yönünden menfi tespit istemi ile dava açtıklarını, bakiye kısım için menfi tespit davası açma haklarını saklı tuttuklarını bildirmiştir.Görüldüğü gibi dava dilekçesinde talep kısmi menfi tespit talebidir. Menfi tespit davası kısmi olarak açılamaz. Davanın bu nedenle reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İhtiyati tedbir, geçici hukuki koruma görünümlerinin temelini oluştur ve hükmün kesinleşmesine kadar, dava konusuna, hukuki koruma sağlayarak olası verilecek hükmün infazının kolaylaştırmasını amaç edinir. Mevzuatımızda ihtiyati tedbirlerler hakkında genel düzenleme HMK'nın 389 ve 399 maddeleri arasında yapılmış olup özel kanunlarda da benzer düzenlemeler bulunmaktadır. Dosyamız konusu, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında, icra takibinin durumuna ilişkin ihtiyati tedbir 72/3 maddesinde düzenlenmiş olup "İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir" hükmünü getirmiştir....
Dava, kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan alacağın tahsili için abone hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi, birleşen dava; abonenin kaçak kullanım nedeniyle hakkında tahakkuk ettirilen borçtan borçlu olmadığının ve kaçak kullanmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır. Hakkı ihlal edilen bir kişi davacı olarak mahkemeye başvurup hukuki korunma talep edebilir.Ancak davacının hukuki korunma talep edebilmesi için korunmaya değer bir yararının bulunması gerekir. Kural olarak inşai davalarda ve eda davalarında hukuki yararın bulunduğu varsayılır. Davacı bu tür davalarda hukuki yararının bulunduğunu bildirmek ve ispat etmekle yükümlü değildir. Ancak şüphe halinde hukuki yararın mevcut olup olmadığı inceleme konusu yapılır. Tespit davasının dinlenebilmesi için, tespit davası konusu hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde hukuki yararın bulunması gerekir....
Dava şartlarından birisi de dava açılmasında davacının hukuki yararının bulunmasıdır. Dava hakkı hukuki yararla sınırlıdır. Tespit davasında hukuki yarar da, başka şekilde hukuki korunmanın sağlanamaması halinde vardır. Bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu, tespit davası açılabilmesi için tek başına yeterli değildir. Davacının tespit davası ile istediği hukuki koruma diğer dava çeşitlerinden biri ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının dava açmada hukuki yararı yoktur. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili, 23/12/2013 düzenleme tarihli, 01/09/2014 vade tarihli, 19.552,34 TL bedelli, ... numaralı kredi borç senedinden dolayı davacının borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkememizce celp edilen davalı kooperatif kayıtları dikkate alındığında ... nolu senet bedelinin 26/09/2014 tarihinde 8.399,70 TL olarak ve 09/09/2014 tarihinde 13.202,51 TL olarak ödendiği anlaşılmıştır. İşbu dava ise 31/07/2015 tarihinde açılmıştır....
Ancak, davacının hukuki korunma talep edebilmesi için korunmaya değer bir yararının bulunması gerekir. Davacının dava hakkına sahip bulunması mahkemeden hukuki koruma isteyebilmesi için yeterli değildir. Dava açan kişinin ayrıca dava açmakta hukuki bir yararı bulunmalıdır. Kural olarak inşai davalarda ve eda davalarında hukuki yararın bulunduğu varsayılır. Davacı bu tür davalarda hukuki yararının bulunduğunu bildirmek ve ispat etmekle yükümlü değildir.Ancak şüphe halinde hukuki yararın mevcut olup olmadığı inceleme konusu yapılır. Tespit davalarında bu arada menfi tespit davasında davacının davanın açılmasında hukuki yararı bulunmalıdır. Davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu bildirmeli, açıklamalı ve gerekirse ispat etmelidir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle Yaralama Hüküm : TCK'nın 89/1, 73/4 ve CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca düşme Temyiz edenler : Müşteki vekili, mağdur vekili Taksirle yaralama suçundan sanık hakkında açılan kamu davasının düşürülmesine ilişkin hüküm, müşteki ... vekili ve mağdur ... vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: A) Müşteki ... vekilinin temyiz istemi yönünden yapılan incelemede; 6284 sayılı Yasanın 20. maddesinin 2. fıkrasında "...Bakanlık gerekli görmesi halinde kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idari, cezai, hukuki her türlü davaya ve çekişmesiz yargıya katılabilir." denilmekle, maddenin amacının kasıtlı olarak gerçekleştirilen şiddet veya şiddet tehlikesi halinde mağdur olan koruma altındaki çocukların hukuken haklarının korunması olduğu; somut olayda maddede belirtilen şekilde bir şiddet veya şiddet tehlikesi olmadığı ve...
Hal böyle olunca, mahkemenin dava dilekçesi üzerine dava şartları arasında sayılan kesin yetki hususunu inceleyip usulden red kararı vermesi usul ekonomisine de uygun ise de, dava dilekçesinde ipoteğin fekki talebi ile birlikte menfi tespit istemi de bulunmaktadır. Menfi tespit istemi yönünden kesin yetki hali söz konusu olmadığından ve kesin olmayan yetki hallerinde mahkemenin yetki konusunda re’sen inceleme yapması aynı Kanunun 19 ve 117.maddelerine aykırılık oluşturduğundan, menfi tespit talebi yönünden de bu aşamada usulden red kararı verilmesi hukuki dinlenilme hakkının (HMK.nın m.27) ihlali sonucunu doğurduğundan, hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir. Kabule göre de, hükmün gerekçesinde kesin yetkiden bahsedilerek usulden ret kararı verilmesi gerektiğinden söz edildiği halde hüküm fıkrasında “dava dilekçesinin görev yönünden reddine”şeklinde karar verilmiş olması da gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturduğundan usul ve yasaya aykırıdır....
Menfi tespit davasında davacı dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gerektiğini de ispat etmelidir. Menfi tespit davası borçlu hakkında bir takip yapılmadan önce açılabileceği gibi sonrada açılabilir. Takipten önce açılan menfi tespit davasında borçlunun hukuki durumu tehlikede ise veya belirsizlik içeriyorsa hukuki yararın bulunduğu kabul edilmelidir. Takipten sonra açılan menfi tespit davasında takibin seyrine göre hukuki yararın varlığı farklılık arz eder . İlamsız icra takibine itiraz etmeyen veya edemeyen borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğu varsayılır. Genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine itiraz üzerine takip durduğu için borçlunun takip konusu alacakla ilgili menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığını tespit etmek zordur. Burada üzerinde durulması gereken husus alacaklının takibini dayandırdığı belgedir....
Bu durumda, mahkemece; dava konusu edildiği halde harcı yatırılmayan menfi tespit istemine ilişkin olarak, menfi tespit talebinde bulunan davacılar arasında da zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı gözetilerek, tüm davacılar için harcı tamamlamak üzere davacılar vekiline harçlar kanunu'nun 30. maddesi uyarınca süre verilerek, eksik harcın tamamlatılması, harç tamamlanmadığında harcı yatırılmayan davacılar ile ilgili dava dosyasının tefriki ile işlemden kaldırılması, yenilenmemesi halinde bu talebe yönelik davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi, harcın ikmal edilmesi halinde; her bir davacı için oluşacak uygun sonuç dairesinde menfi tespit istemi hakkında karar verilmesi gerekirken, harcı yatırılmayan menfi tespit istemi hakkında yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulmasını gerektirmiştir....
II. s. 1368; Hanağası Emel; Davada Menfaat, ..., 2009, s.314) Ödeme emrinin süresinde itiraz ederek durduran borçlunun alacaklının itirazının giderilmesi için herhangi bir yola başvurmasından önce açtığı menfi tespit davasında hukuki yararı bulunup bulunmadığı uygulamada tereddütlere neden olmuştur. Yargıtay bazı kararlarında ödeme emrine itiraz eden borçlunun icra takibi mevcut olduğu sürece borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu kabul etmiştir; Bir davanın korunmaya değer, güncel hukuksal yarar bulunmaması nedeniyle reddedilebilmesi için, borçluyu tehdit edebilecek tehlike ve savsaklamalara karşı onu koruma gereksinmesinin olmaması gerekir. Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir....