Bu durumda da borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Borçlu hem borca hem de rehin hakkına itiraz ederse takip durur. Bu durumda alacaklının takibini dayandırdığı belge 68. madde de sayılan belgelerden ise, itirazdan sonra borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Ancak, alacaklı takibinde 68. maddede sayılan belgelerden birine dayanmıyorsa borçlunun takibe itirazdan sonra menfi tespit davası açmakta hukuki yararı mevcut değildir. Menfi tespit davasının bu nedenle reddi gerekir. SONUÇ: Hukuki yararın 6100 sayılı HMK'nun 114. maddesinde dava şartı olarak düzenlenmiştir. Tespit davalarında hukuki yararın bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Mahkeme tespit davalarında bu arada menfi tespit davasın-da hukuki yararı kendiliğinden araştır ve yarar yoksa menfi tespit davasını bu nedenle reddeder. Menfi tespit davasında davacı dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gerektiğini de ispat etmelidir....
Bu durumda da borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Borçlu hem borca hem de rehin hakkına itiraz ederse takip durur. Bu durumda alacaklının takibini dayandırdığı belge 68. madde de sayılan belgelerden ise, itirazdan sonra borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Ancak, alacaklı takibinde 68. maddede sayılan belgelerden birine dayanmıyorsa borçlunun takibe itirazdan sonra menfi tespit davası açmakta hukuki yararı mevcut değildir. Menfi tespit davasının bu nedenle reddi gerekir. SONUÇ: Hukuki yararın dava şartı olduğu 6100 sayılı hmk'nun 114. maddesinde düzenlenmiştir. Tespit davalarında hukuki yararın bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir.(HMK'nun 106). Mahkeme tespit davalarında bu arada menfi tespit davasın-da hukuki yararı kendiliğinden araştır ve yarar yoksa menfi tespit davasını bu nedenle reddeder. Menfi tespit davasında davacı dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gerektiğini de ispat etmelidir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/523 Esas KARAR NO : 2021/257 DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 23/09/2020 KARAR TARİHİ : 18/03/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müteveffa ...' in , ... Yapı Denetim A.Ş.'nin sahibi aynı zaman da müdürü olduğunu, ...' in sahibi olduğu şirketin ihtiyaçları kapsamında 01/06/2018 tarihinde davalı ... A.Ş. 'den 63.051,57 TL bedelinde 36 ay vadeli kredi kullandığını, kredi kapsamında ... Poliçe No ile Kredi Koruma Teminatlı Hayat Sigortası Poliçesinin 01/06/2018 tarihinde tanzim edildiğini, ...' in 22.02.2020 tarihinde vefat ettiğini, ...'...
Menfi tespit davaları bir süreye tabi olmadığı gibi, icra takibine itiraz edilmemesi veya takibin kesinleşmesi de menfi tespit davası açılmasına engel değildir. 6100 sayılı HMK'nın 190.maddesine göre ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Menfi tespit davalarında bu yük lehine hak doğan taraf olan davalı alacaklı olduğunu iddia eden tarafa aittir ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. fakat, davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır: Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki İlişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü, hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (HMK m. 190; MK m.6)....
Ağır Ceza Mahkemesinin 04.11.2021 tarihli ve 2021/323 Esas - 2021/479 Karar sayılı ilamına karşı temyiz isteminde bulunulduğu, ancak 19.01.2022 tarihli tebliğnamede davalı vekilinin temyiz istemi ile ilgili olarak görüş belirtilmediği anlaşıldığından; davalı vekilinin temyiz istemi ile ilgili görüş bildirilmek ve düzenlenecek ek tebliğname ile birlikte gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ağır Ceza Mahkemesinin 22/04/2016 tarihli ve 2015/298 Esas, 2016/213 Karar sayılı ilamına karşı temyiz isteminde bulunulduğu, ancak, 15/11/2020 tarihli tebliğnamede davacı vekilinin temyiz istemi ile ilgili olarak görüş belirtilmediği anlaşıldığından; davacı vekilinin temyiz istemi ile ilgili görüş bildirilmek ve düzenlenecek ek tebliğname ile birlikte gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.02.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ceza Dairesinin 17.02.2020 tarihli ve 2019/234 Esas, 2020/74 Karar sayılı ilamına karşı temyiz isteminde bulunulduğu, ancak, 12.09.2020 tarihli tebliğnamede davalı vekilinin temyiz istemi ile ilgili olarak görüş belirtilmediği anlaşıldığından; davalı vekilinin temyiz istemi ile ilgili görüş bildirilmek ve düzenlenecek ek tebliğname ile birlikte gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ağır Ceza Mahkemesinin 24.06.2016 tarihli ve 2016/98 Esas, 2016/159 Karar sayılı ilamına karşı temyiz isteminde bulunulduğu, ancak, 28.05.2021 tarihli tebliğnamede mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz istemi ile ilgili olarak görüş belirtilmediği anlaşıldığından; mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz istemi ile ilgili görüş bildirilmek ve düzenlenecek ek tebliğname ile birlikte gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ağır Ceza Mahkemesinin 11/12/2019 tarihli ve 2019/497 Esas, 2019/513 Karar sayılı ilamına karşı temyiz isteminde bulunulduğu, ancak, 26/06/2020 tarihli tebliğnamede davalı vekilinin temyiz istemi ile ilgili olarak görüş belirtilmediği anlaşıldığından; davalı vekilinin temyiz istemi ile ilgili görüş bildirilmek ve düzenlenecek ek tebliğname ile birlikte gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat HÜKÜM : Davanın kısmen kabulü TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.12.2022 tarihli ve 2022/265 Esas, 2022/468 Karar sayılı kararının davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde; Yargıtay Kanununun 28. ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 37. maddeleri gereğince yerel mahkemelerce verilen kararların temyiz yolu ile incelenmesinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca o konudaki hukuki görüşün açıklandığı bir tebliğname düzenlenmesi gerekmekte olup, davalı vekili tarafından 04.01.2023 tarihli dilekçe ile Diyarbakır 1....