Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 28/09/2023 KARAR TARİHİ : 23/10/2023 Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; "Söz konusu icra dosyası ile davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlu... Koop. Aleyhine icra takibi başlatılmıştır.Konu takip dosyasından vekil eden şirkete 1.,2. ve 3. haciz ihbarnamesi gönderilmiştir.Vekil eden şirket tarafından sehven işbu haciz ihbarnamelerine itirazda bulunulamamıştır.Vekil eden şirket bu sebeple takip dosyasına borçlu olarak eklenerek taşınır,taşınmaz mallarına ve banka hesaplarına haciz konulmuştur.Vekil eden malvarlığındaki hacizleri öğrenmesinin sonucunda haciz ihbarnamelerinden henüz haberdar olmuştur. Keza dava dışı borçlu... Kooperatifinin vekileden şirket bünyesinde herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığı gibi aksine vekiledenin... Kooperatifinden alacağı bulunmaktadır,işbu alacak dolayısı ile ......

    ve iadeye konu malın davalıya teslim edildiği, süresinde ve usulüne uygun iade yapıldığı hususunun davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle, 255,23 USD'lik kısım yönünden menfi tespit davasının reddi gerekmiş, yine bu alacakla ilgili davacı menfi tespit davasında haklı görüldüğünden ve takibin durdurulmasına karar verilmediğinden davanın ise cari hesaba dayalı olarak yaptığı icra takibinde kötüniyetli hareket ettiği iddia ve ispat edilemediğinden kötüniyet tazminat talebi yönünden reddine karar verilmiştir, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Mahkemece, hükmün gerekçesinde '' ... davacı tarafça ispatlanamadığı gözetilerek 255,23 USD'lik kısım yönünden menfi tespit davasının reddi gerekmiştir ...'' denildiği gibi yine gerekçede ''... yine bu alacakla ilgili davacı menfi tespit davasında haklı görüldüğünden ...'' ifadeleri kullanılmış bu şekilde gerekçe kendi içinde çelişkili olduğu gibi, hüküm fıkrasının 2 nolu bendinde '' Davacının davaya konu ... 3....

      Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “…Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

        Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin ./.. tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

          Mahkemece, davacının haklı bir nedene dayalı olmadan bayilik sözleşmesini feshettiği, davalının yoksun kalınan kârdan kaynaklanan alacağı bulunduğunu belirttiği halde bu konuda karşı davasının bulunmadığı gibi takas def’inin de olmadığı, davacının 7.023,60 TL ciro primi alacağı ve 1.967,36 TL cari hesap alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 8.990,96 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, feshin haklı fesih olmaması nedeniyle teminat olarak alınan çeke ve teminat mektubu komisyon bedellerine ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....

            Dönemlere ilişkin prim, işsizlik sigortası primi ve damga vergisi borçlarından dolayı haciz işlemi uygulandığı, davacı idarede bulunan alacağından tahsil istemiyle 68.500,00 TL için gönderilen haciz ihbarnamesi 19/09/2011 tarihinde tebliğ edildiği halde 7 günlük süre içinde itirazda bulunulmadığı, ancak menfi tespit isteminin içerir davanın 23/12/2011 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, getirilen kayıtlardan davacı idarenin dava dışı şirketin alacağı olarak yedinde bulunan 8.433,86 TL’yi davalı kurum hesabına aktardığı, mali müşavir bilirkişi marifetiyle davacı idare hesapları üzerinde yaptırılan incelemede, tebliğ tarihi itibariyle dava dışı şirketin davacı belediyeden başkaca alacağı olmadığının tespit edildiği, davanın kabulüne dair kararın Yargıtayca görev yönünden bozulduğu, Karabük 1....

            Bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda mahkemece; davalının talep edebileceği 225.000 TL alacağı olduğu, oysa ihtarname ile 210.000 TL talep ettiği gerekçesiyle, menfi tespit talebinin reddine dair verilen karar; davacının temyizi üzerine, Dairemizin 11/02/2019 tarihli ve 2017/8216 E. - 2019/948 K. sayılı kararıyla; "...Somut olayda mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonuca göre karar verilmiş ise de, davalı kiraya verenin tahliye sonrası hasar, kira veya yan gider alacağı bulunduğunu ileri sürmediği anlaşılmakla, dava konusu edilen 60.000TL’lik depozito bedelinin ödenmiş olan kira bedellerinden mahsup edilmesi gerektiği kuşkusuzdur....

              Bu itibarla davacının, kendi adına açılmış ancak henüz davalı avukatça vekalet ücret alacağı ile ilgili icra takibi yapılmamış yada icra takibine istinaden itirazın iptali davası açılmamış davalar olduğu gibi Avukatın icra takibine vaki itirazın iptali için ayrı dava açması, menfi tespit davasında ileri sürülen davacı iddialarının, itirazın iptali davasında savunma olarak ileri sürülüp incelenebilmesi, müvekkil davacının bu menfi tespit davasını açmakta var olan hukuki menfaatini ortadan kaldırmaz. Zira her dava kendi şartları dahilinde incelenerek sonuçlandırılmalıdır....

                HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; ....İcra Dairesi'nin ... takip sayılı dosyasına konu alacak nedeni ile davalı yanın borçlu olmadığının 2004 sayılı İİK'nun 72. maddesi gereği tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır. Somut olayda, davalı tarafından davacı aleyhine ....İcra Dairesi'nin ... takip sayılı dosyası ile 414,28 EUR fatura alacağı, 323,83 EUR işlemiş akdi faiz, 9.000 EUR cezai şart alacağı , 9.000 EUR cezai şart alacağı olmak üzere toplam 18.738,11 EUR karşılığı 119.738,11 TL alacak için 02.11.2018 tarihinde ilamsız icra takibine başlandığı, davacı tarafından 29.05.2019 tarihinde alacağa konu sözleşmenin kendisi yahut yetkilendirdiği kimse tarafından imzalanmadığı iddiası ile eldeki menfi tespit davasının açıldığı anlaşılmıştır. Menfi tespit davalarında, ispat yükü davalı alacaklı üzerinde olup, davalı davacıdan alacağı olduğunu ispat yükü altındadır....

                  Hukuk Dairesinin 13.02.2018 tarih, 2016/20044 E. ve 2018/584 K. sayılı kararıyla davacının menfi tespit davasını, davalının dava konusu alacağı temlik aldığı dava dışı...'...

                    UYAP Entegrasyonu