WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 15 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21- 198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı)....

Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 15 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21- 198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı)....

Bunlar; borçlu bulunmadığı, borcun kısmen ödendiği ve zamanaşımına uğradığı itirazları olup, başkaca itiraz nedenleri ileri sürülemez. 6183 sayılı Kanunun 58. maddesi uyarınca açılacak itiraz davası bir "menfi tespit" davası niteliğinde olup, kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması mümkün değildir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine paralel bir hükmün bulunmamış olması karşısında, Kanunda öngörülen yedi günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda menfi tespit davası açamaz. 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini" düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 30.3.2006 gün ve 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde yer verilmiştir....

    Mahkemece toplanan delillere göre, haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarihten önce davacı üçüncü kişi tarafından amme alacağı borculusuna fatura karşılığı ödeme yapıldığından, davacı üçüncü kişi nezdinde kamu borçlusunun heczedilebilecek hak ve alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 12.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Haciz İhbarnamesi tebliğ tarihinde davacıdan maaş alacağı dışında bir alacağı bulunmadığı, maaş alacaklarının haczinde ise İİK'nun 89. maddesi hükümlerinin uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 19/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, bono ile ilgili menfi tespit talebi açısından; bono bedelinin davacı tarafından icra takibinin açılmasından önce davalı şirkete ödendiği, nitekim davalı şirket vekilinin bu sebeple icra dosyasına sunduğu 15.02.2013 havale tarihli dilekçe ile haciz aşamasında icra takibinden vazgeçtiği, davacının 15/02/2013 tarihinden itibaren icra müdürlüğü kasasındaki bonoyu geri almasının mümkün olduğu dikkate alındığında, davacının icra takibinden feragat edilen 15.02.2013 tarihinden sonra 11.03.2013 tarihinde işbu davayı açması nedeniyle, söz konusu bonoyla ilgili olarak menfi tespit davası açmakta hukuki yararının kalmadığı, cari hesap alacağı ile ilgili menfi tespit talebi açısından; somut olayda davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre, davacı ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkinin 26.03.2012 tarihinde başladığı, bu tarihte davacı tarafından gönderilen 6.000-TL tutarındaki havale ve 13.09.2012 tarihinde bonoyla ilgili olarak gönderilen ...TL tutarındaki...

          Mahkemece asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüyle ıslahla artırılan miktarda dikkate alınarak ödenmeyen iş bedeli alacağı ve irad kaydedilen teminat mektubu bedelinin tahsiline dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacı iş sahibi asıl davasında sözleşmeyi haklı nedenlerle feshettiklerini ileri sürerek kalan imalâtı dava dışı yükleniciye tamamlatmaları nedeniyle menfi zarara uğradıklarını, menfi zarar dahil yasal ceza ve kesintileri de dikkate alındığında davalı yüklenicinin davacıya 20.349,87 TL borcu bulunduğunu ileri sürerek tahsilini talep etmiştir....

            ve iadeye konu malın davalıya teslim edildiği, süresinde ve usulüne uygun iade yapıldığı hususunun davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle, 255,23 USD'lik kısım yönünden menfi tespit davasının reddi gerekmiş, yine bu alacakla ilgili davacı menfi tespit davasında haklı görüldüğünden ve takibin durdurulmasına karar verilmediğinden davanın ise cari hesaba dayalı olarak yaptığı icra takibinde kötüniyetli hareket ettiği iddia ve ispat edilemediğinden kötüniyet tazminat talebi yönünden reddine karar verilmiştir, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Mahkemece, hükmün gerekçesinde '' ... davacı tarafça ispatlanamadığı gözetilerek 255,23 USD'lik kısım yönünden menfi tespit davasının reddi gerekmiştir ...'' denildiği gibi yine gerekçede ''... yine bu alacakla ilgili davacı menfi tespit davasında haklı görüldüğünden ...'' ifadeleri kullanılmış bu şekilde gerekçe kendi içinde çelişkili olduğu gibi, hüküm fıkrasının 2 nolu bendinde '' Davacının davaya konu ... 3....

              Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 28/09/2023 KARAR TARİHİ : 23/10/2023 Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; "Söz konusu icra dosyası ile davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlu... Koop. Aleyhine icra takibi başlatılmıştır.Konu takip dosyasından vekil eden şirkete 1.,2. ve 3. haciz ihbarnamesi gönderilmiştir.Vekil eden şirket tarafından sehven işbu haciz ihbarnamelerine itirazda bulunulamamıştır.Vekil eden şirket bu sebeple takip dosyasına borçlu olarak eklenerek taşınır,taşınmaz mallarına ve banka hesaplarına haciz konulmuştur.Vekil eden malvarlığındaki hacizleri öğrenmesinin sonucunda haciz ihbarnamelerinden henüz haberdar olmuştur. Keza dava dışı borçlu... Kooperatifinin vekileden şirket bünyesinde herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığı gibi aksine vekiledenin... Kooperatifinden alacağı bulunmaktadır,işbu alacak dolayısı ile ......

                Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin ./.. tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

                  UYAP Entegrasyonu