Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-K A R A R- Davacı vekili, davalı yüklenicinin sözleşme tarihinden itibaren uzunca bir süre geçmesine rağmen yapı ruhsatını alarak inşaata başlamaması sebebiyle, müvekkilinin haklı olarak sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmenin feshinden dolayı müvekkilinin uğradığı menfi zararın, taşınmazı başka yükleniciye arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile vermesi durumunda bağımsız bölümleri alması için gereken iki yıllık süre için uğradığı ....200,00 TL kira kaybı alacağı olduğunu, ayrıca sözleşmenin ikinci ve üçüncü maddeleri uyarınca ....328,00 TL cezai şart bedelinin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, toplam ....528,00 TL' nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı muris ve vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşmenin ... .......

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, ...3.İcra Müdürlüğü'nün 2012/5028 esas sayılı takip dosyasından kendilerine gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun bir şekilde müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, bu nedenle de itiraz edilemediğini, tesadüfen ihbarnamelerden haberdar olunduğunu, ayrıca takip dosyası borçlusunun müvekkili şirketten bir alacağı olmadığını belirterek, takip dosyası nedeni ile 18.200,00 TL borçlu olmadıklarının tespitine ve % 20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı borçlunun takip tarihinde 44.600,00 TL asıl alacak, 5.146,80 TL faiz alacağı olmak üzere bakiye borcunun bulunmasına rağmen takipten sonra dava tarihine kadar asıl alacağa ilişkin 7.239,11 TL, faiz alacağına ilişkin ise 1.376,26 TL ödeme yapmış olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabülüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, takip öncesi nedenlere dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı borçlu takibin kesinleşmesinden sonra üzerinde herhangi bir haciz baskısı da yok iken 21.03.2013 tarihli beyan ile takip konusu borcu kabul ve ikrar etmiştir. Davacı kabul ve ikrarında herhangi bir irade sakatlanması nedenine dayanmadığına göre menfi tespit davasının reddi gerekirken yanılgılı gerekçe ile kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir....

        Davalı ...Ş. vekili, müvekkili bankanın borçlu ... hakkında icra takibi başlattığını, davacıya gönderilen birinci haciz ihbarnamesine usulüne uygun itiraz edilmediğini, gönderilen ikinci ve üçüncü ihbarnamelerine de itiraz edilmediğini, süresi içinde menfi tespit davası da açılmadığı için cebri icra yolu ile hacze geçildiğini, artık borçlunun davacıdan alacağı olduğunun kabul edildiğini, davacının bunun aksini ispatlar nitelikte bir dayanak ileri sürmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, İİK’nun 89/3 maddesi gereğince, haciz ihbarnamelerine karşı menfi tespit davası açma süresinin üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliği tarihinden itibaren 15 gün olduğu, üçüncü haciz ihbarnamesinin davacıya 09.06.2014 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 24.03.2015 tarihinde açılarak yasal 15 günlük hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

          Mahkemece, davacının açmış olduğu menfi tespit davasının kısmen kabulü ile 3.318,00TL'den dolayı borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, takip Adana İcra Müdürlüğü'nde olup, yargı sınırı dışında olduğundan takibin iptaline ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı, davalının 10.750,00TL asıl alacağı takibe koyduğu icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti için eldeki davayı açmış ancak dava değerini 13.000TL olarak göstermiştir. Dosyaya kazandırılan 05.04.2013 tarihli bilirkişi raporunda da davacının uhdesinde davalıya ait toplam 13.000TL'nin bulunduğu, bu bedelden davacının lüzumlu olarak 3.318,00TL harcama yaptığı, geriye 9.682,00TL kaldığı belirtilmiş; mahkemece, bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle hüküm tesis edilmiştir. Davacının talebi, icra takibinden dolayı menfi tespit olduğundan, davacı icra takibindeki asıl alacak bedeli ile bağlıdır....

            Menfi tesbit davasının amacı hukuki ilişkinin veya hakkın mevcut olup olmadığının belirlenmesidir. Davacı gerçekte olmayan bir alacağı ödememek için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinin şeklen kesinleşmesi sonuca etkili değildir. Mahkemece işin esası incelenerek sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bent gereğince diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.350,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 50,40 TL harcın istek halinde iadesine, 20/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Mahkemece"7036 sayılı Yasanın 3/1 madde ve bendinde "kanuna, bireysel ve toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olduğundan Mahkememizin 2018/123 Esas sayılı dosyası ile birleştirilerek her ne kadar ön incelemesi yapılmış olsa da davacının birleşen dosyada açtığı menfi tespit, ücret alacağı ve maddi-manevi tazminat davaları yönünden de arabuluculuk yoluna başvurması gerektiği kanaatine varılmakla, davacının birleşen davadan önce zorunlu arabuluculuk yoluna gitmeksizin dava açtığı anlaşıldığından birleşen davanın dosyamızdan tefrikine karar verilmiş ve yukarıdaki 2019/211 Esas no.sunu almış olmakla, iş bu dosyadaki talepler yönünden arabuluculuk yoluna başvurulmadığından, dava şartının süresi içinde yerine getirilmediği anlaşılmakla, davanın 7036 sayılı Kanunun 3/2 bendi gereğince dava şartı yokluğundan...

              ın alacağı talep edemeyeceğini, asıl borç ilişkisinin tarafı olan davalı şirketle hukuki ilişkisinin ise; davalı şirket tarafından çocuğuna dersane hizmeti verilmesine dayandığını, dersane hizmet ücreti olarak 1.400 TL bedelli davaya konu senedi verdiğini ve bu senede konu bedeli ödediğini,davalı şirketin devamı olan şirketten borcun ödenmesi nedeniyle borcu yoktur yazısı aldığını belirterek;1.400 TL bedelli senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile icra takibi nedeniyle ödenen 200 TL bedelin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ..., davalı şirketten olan alacağı nedeniyle dava konusu senedi aldığını,icra takibinin kesinleştiğini, davacının menfi tespit talebini yazılı delillerle ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddini dilemiştir. Diğer davalı şirket temsilcisi duruşmaya katılmamış ve cevap vermemiştir....

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi KARAR Dava, yaşamlarını yitiren sigortalı eş ve baba üzerinden hak sahibi sıfatıyla çift ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile aksine kurum işleminin iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın reddine karar verilmiştir....

                  …A.Ş. aleyhine açılan menfi tespit davasının red edilmiş ve temyiz edilmemiş olmasına göre, diğer davalı ... şirketinin gerçek bir alacağı temellük ettiğinin kabulü gerekir iken, davalı ... şirketi aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ... ...A.Ş.'ye iadesine, 01/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu