Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

MAHKEMECE: "...Tüm dosya kapsamı ve yasal mevzuat birlikte değerlendirildiğinde; dava konusunun menfi tespit talebini içerdiği,7155 sayılı kanun ile TTK ya eklenen 5/a maddesi uyarınca kanunun lafzi yorumuna göre menfi tespit davalarının zorunlu arabuluculuk kapsamında değerlendirilimeyeceğine ilişkin görüşlerin bulunduğu, ancak davanın parasal bir uyuşmazlığa ilişkin oluşu, iş davalarındaki zorunlu arabuluculuk düzenlenmesindeki kanun gerekçelerindeki benzerlikler ve doktrin görüşleri karşısında ticari uyuşmazlığın çözümüne ilişkin menfi tespit davalarında arabuluculuğun dava şartı olduğu, Türk Ticaret Kanunu'na 06/12/2018 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Abonelik Sözleşmesinden kaynaklanan para alacaklarına ilişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkındaki Kanunun 20. maddesi ile eklenen 5/A mad gereğince dava açılmadan önce "Arabulucuya" başvurulması gerektiği ancak mahkememize Arabulucuya Başvurma dava şartı yerine getirilmeden dava açıldığı anlaşılmakla dava şartı yokluğundan davanın...

    Tespit davalarında bu arada menfi tespit davasında davacının davanın açılmasında hukuki yararı bulunmalıdır. Davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu bildirmeli, açıklamalı ve gerekirse ispat etmelidir. (Kuru Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001, c.II.s.1368; Hanağası Emel; Davada Menfaat, Ankara, 2009,s.314) Davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğunu ispat edemezse dava dava şartı olan hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmelidir. İtirazın iptali davasının genel hükümlere göre görülen bir dava olması sebebiyle borçlu takibe itirazında bildirdiği itiraz sebepleriyle bağlı olmadan bütün savunma sebeplerini itirazın iptali davasında ileri sürebilmektedir. Bu sebeple itirazın iptali davası açıldıktan sonra takip konusu borçla ilgili olarak borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır....

      Açıklanan nedenlerle, ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı kanaatine varıldığından aşağıda açıklandığı şekilde uyuşmazlığın giderilmesine karar vermek gerekmiştir." şeklindeki gerekçeyle 7155 sayılı kanunun 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesi gereğince TİCARİ NİTELİKTEKİ MENFİ TESPİT DAVALARINDA DAVA AÇILMADAN ÖNCE ARABULUCULUĞA GİDİLMESİNİN ZORUNLU OLMADIĞINA VE ARABULUCUYA GİDİLMİŞ OLMASININ BİR DAVA ŞARTI OLMADIĞINA, uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine'' karar verilmiştir. Somut olayda, davacı, davalı tarafından başlatılan icra takiplerinin dayanağı olan senet nedeniyle borçlu olmadığını ileri sürerek menfi tespit davası açmıştır....

        Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder." hükmünü düzenlemiştir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesinde 28/3/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle yapılan değişiklik sonucu bu fıkraya menfi tespit davalarının da dava şartı arabuluculuğa tabi olduklarına ilişkin hüküm eklendiği, mezkur maddenin 01/09/2023 tarihinde yürürlüğe girdiği, menfi tespit konulu davada davacı tarafça dava şartı arabuluculuğa başvurulmadan dava açıldığı anlaşıldığından davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          nin çeki tahsil etmesini sağlamak amacıyla çeki tahsile çalıştığını, müvekkilinin Egem şirketine karşı açacağı menfi tespit davasından etkilenmemek adına davalının iyiniyetli üçüncü kişi izlenimi oluşturmaya çalıştığını, bu nedenle davalının çeki olduğunu bilerek kötüniyetli bir şekilde edindiğini belirterek; dava konusu çek ile icra takibi yapılmasının yasaklanmasına dair tedbir kararı verilmesine, çekin bedelsiz kaldığının tespiti ile çekin istirdadına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava; menfi tespit istemine ilişkindir. HMK.m.166/1-4. maddesi "davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır." hükmünü içermektedir. Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi'nin açılan ... Esasına kayıtlı menfi tespit davasının ve eldeki menfi tespit davasının aynı çeke ilişkin olduğu, Konya ....

            . - DAVA : Menfi Tespit Davası DAVA TARİHİ : 21/11/2014 KARAR TARİHİ : 12/01/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 13/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit Davası davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA Davacı vekilinin 21/11/2014 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin mirasçılarından olduğu ...'in 12/03/2013 tarihinde vefat ettiğini, muristen hiç bir şey kalmadığını, terekenin borca batık olduğunu, murisin borçlu olduğu Ankara ... İcra Dairesinin 2009/11454 Esaslı muris babasının aleyhine mevcut olan icra takibinde alacaklı tarafından sunulan veraset ilamıyla müvekkilinin dosyaya borçlu olarak eklendiğini, müvekkilinin sebze meyve işiyle uğraştığını, kamyonlarına haciz ve yakalama konulduğunu, müvekkilinin ve çalışanlarının zor durumda kaldığını, Ankara .......

              CEVAP: Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; dava tarihi itibariyle çekin keşide tarihinin gelmediğini, davacının dava tarihi itibariyle menfi tespit davasını açmakta hukuki yararı bulunmadığını, çekin bankaya ibraz edildiğinde keşideci --- tarafından ödenebileceğini veya çekin müvekkili tarafından ibraz edilmemesinin söz konusu olduğunu, davacının --- yoluna başvurması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, kambiyo senedi nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine yönelik olarak açılan menfi tespit davasıdır.Bilindiği üzere taraf koşulu; 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartı olup kamu düzeni ile ilgisi sebebiyle yargılamanın her aşamasında resen göz önüne alınması zorunludur.(HMK 115/1).Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti; dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder....

                Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/588 Esas sayılı dava dosyasında davacı ( Mahkememiz dava dosyasındaki davalı tarafça ) tarafça, davalı elektrik idaresi ( Mahkememizde davacı taraf ) aleyhine, aynı dönem ve miktarlara ilişkin olarak, aynı hukuksal sebepten dolayı menfi tespit davası açtığı, davanın açılış tarihinin, Mahkememiz dava dosyasının öncesinde olduğu, bu dosyanın halen derdest olduğu, dolayısıyla menfi tespit davası açılmış bir icra takibine karşı, davacı tarafın, itirazın iptali davası açmasında hukuki yararın olmadığı" gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit istemine ilişkin davada Bodrum 1.Asliye Hukuk ve Bodrum Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, menfi tespitle birlikte açılan istirdat davası niteliğindedir. Asliye Hukuk Mahkemesi, kira tespiti ile birlikte açılan alacak, tazminat ve istirdat davalarında miktar ya da değere bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, açılan davada menfi tespitin yanı sıra 26.796,00.-TL ödenmiş kira bedeli ile ilgili istirdat talebinin de bulunduğunu, bu durumda görevli Mahkeme’nin dava değerine göre Asliye Hukuk Mahkemesi olması gerektiğini belirterek görevsizlik kararı vermiştir....

                  DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) Her ne kadar istinaf incelemesi için dosya Dairemize gönderilmiş ise de, inceleme konusu ilk derece mahkemesi kararına konu uyuşmazlık, hukuki niteliği itibariyle kıymetli evraka dayalı icra takibine karşı açılmış bir menfi tespit davasıdır. Davacının menfi tespit talebi herhangi bir temel ilişkiye dayanmamaktadır. Bononun sahte olarak doldurulduğu iddiasına dayalıdır. Dava, bu haliyle ticari dava niteliğinde menfi tespit davası olduğundan, Hakimler ve Savcılar Kurulunun 25.06.2020 gün ve 564-586 sayılı iş bölümü kararına göre istinaf talebini inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16-44. Hukuk Dairesine ait olduğundan, dava dosyasının görevli daireye gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;Dosyanın istinaf incelemesi bakımından görevli İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16....

                    UYAP Entegrasyonu