Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/979 Esas KARAR NO : 2022/560 DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 16/10/2018 KARAR TARİHİ : 30/05/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu çeklerden, şirket çalışanlarına gelen bir e-mail ile haberdar olunduğunu, dava konusu çeklerdeki imza ve kaşe, davacı şirkete ait olmadığını, davalılardan sadece .... Ayakkabıcılık ve Tekstil Ürünleri Pazarlama San ve Tic Ltd Şti, davacının önceki dönemlerde fason ayakkabı imalatı yaptırdığı firma olması sebebiyle aralarında ticari ilişki olmuşsa da , anılan çeklerle ilgili hiçbir ticari ilişkileri olmadığını belirterek davacı vekili ihtiyati tedbir kararı verilmesi ile davanın kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir....

    Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı menfi zarar ve ecrimisil istemine ilişkindir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine dayalı menfi zarar talepleri sözleşmenin feshinin kesinleştiği tarihten itibaren TBK'nın 147. maddesinde eser sözleşmeleri için belirlenen 5 yıl sonunda zaman aşımına uğrar. Ecri misil ise haksız fiil tazminatı olduğu için haksız fiilin vuku bulduğu yani ecri misilin işlediği tarihten itibaren 5 yıl içinde talep edilmelidir. Somut olayda davacı arsa sahibinin menfi zarar istemi yönünden, zamanaşımı süresinin sözleşmenin feshine ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarih olan 18.11.2009 tarihi itibariyle işlemeye başlayacağı, ecri misil isteminin haksız fiil kapsamında kaldığı hususları dikkate alınmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru olmamıştır....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR ESAS NO : 2021/67 Esas KARAR NO : 2021/236 DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 02/02/2021 KARAR TARİHİ : 25/03/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2021 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı tarafça ......

        Menfi tespit davası ile itirazın iptali davası arasındaki hukuki ilişkinin ortaya konulmasına yönelik Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/19-892 Esas, 2020/305 Karar sayılı ilamında, "...İtirazın iptali davasından önce menfi tespit davası açılması durumunda sonra açılacak itirazın iptali davasında hukuki yararın var olduğu kabul edilmektedir. Menfi tespit davası sonucunda (davanın reddi) alınan kesin hüküm itirazın iptali davası açılmaksızın icra takibinin devamını sağlamayacaktır. Menfi tespit davasından sonra karşılık dava veya ayrı bir dava olarak itirazın iptali davası açılması mümkündür (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 87-88, 119). İtirazın iptali davası, menfi tespit davasından daha geniş talepli bir dava olduğu için aralarında derdestlik anlamında bir ilişki bulunmamaktadır....

          Yargılama konusu somut uyuşmazlıkta; taraflar arasında menfi tespit davasında yasanın öngördüğü arabulucuya başvurulmasının gerekip gerekmediği konusunda uyuşmazlık bulunduğunun anlaşıldığı, her ne kadar ilk derece mahkemesince menfi tespit davasında arabulucuya başvurulmadığından bahisle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ise de; Dava türleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 105. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir....

          Burada dava konusu uyuşmazlığın Tüketici Hakem Heyetinin görevi kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesi gerekecektir. Dava menfi tespit isteğine ilişkin olup İİK.m.72'ye çözümlenecektir. İİK.m.72 "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. " şeklindedir. Buna göre menfi tespit istemlerinin dava olduğu ve mahkemelerce çözümleneceği yasa gereğidir. Tüketici Hakem Heyetleri mahkeme niteliğinde olmadığı gibi vereceği kararların da ilam niteliğinde olmadığı ancak ilamlar gibi takibi yapılabileceği dikkate alındığında iş bu menfi tespit davasının, Tüketici Hakem Heyeti görevi kapsamına girmediğinden zorunlu arabuluculuk şartının istisnası olduğu söylenemez. Keza itirazın iptali ve menfi tespit davaları bedele bakılmaksızın doğrudan mahkemelere açılacak dava niteliğinde olup dolayasıyla zorunlu arabuluculuğa tabi davalardandır....

          İtirazın iptali davasından önce menfi tespit davası açılması durumunda sonra açılacak itirazın iptali davasında hukuki yararın var olduğu kabul edilmektedir. Menfi tespit davası sonucunda (davanın reddi) alınan kesin hüküm itirazın iptali davası açılmaksızın icra takibinin devamını sağlamayacaktır. Menfi tespit davasından sonra karşılık dava veya ayrı bir dava olarak itirazın iptali davası açılması mümkündür İtirazın iptali davası, menfi tespit davasından daha geniş talepli bir dava olduğu için aralarında derdestlik anlamında bir ilişki bulunmamaktadır....

            Bu itibarla borçlu, “itirazın iptali” davası için alacaklıya tanınan bir yıl gibi uzun bir süreyi beklemeden maddi hukuk anlamında, borcun bir an önce ve kesin olarak ortadan kaldırılmasını istemek hakkına sahip olup, böyle bir durumda dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığını kabul etmek mümkün değildir. Kaldı ki, yapılmış bir icra takibi olmadan da borç tehdidi altına olan kişinin menfi tespit davası açabileceği, İcra İflas Kanununun 72/2.maddesinde açıkça düzenlenmiştir. O halde dava konusu olayda, hakkında başlatılan takibe itiraz eden borçlu davacının, kendisine karşı bir itirazın iptali davası açılmasını beklemeden iş bu menfi tespit davasını açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü ile işin esasının incelenmesi gerekirken,aksine düşüncelerle hukuki yarara ilişkin “dava şartı” yokluğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

              Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davalının davacılara karşı murisin mirasçıları olarak kambiyo senedine mahsus takiple icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin davacılara tebliğine rağmen süresi içinde icra mahkemesine itiraz yapılmadığı, menfi tesbit davasının borcun ödendiği ya da senet üzerindeki imzanın sahteliği vs.gibi nedenlerden dolayı açılabileceği davacının böyle bir iddiasının bulunmadığı,takibe kötüniyetle itiraz ettiği gerekçesiyle davanın reddine, asıl alacağın %40’ı olan 1.300.00 YTL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, İİK.nun 72.maddesine dayalı menfi tesbit davasıdır. Aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe girişilen bir kişinin anılan yasa hükmü gereğince genel hükümlere dayanarak menfi tesbit davası açmasına yasal engel bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....

                BK'nın 106 ve 108. maddeleri uyarınca akdî haklı olarak fesheden davacı bu yüzden uğradığı menfi zararlarını isteyebilir. Ancak dava dosyasında davacının menfi zararlarının oluştuğuna dair bir delil bulunmamaktadır. Bu nedenle menfi zarar olarak istenen 500,00 TL'nin tahsili isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması uygun görülmüştür. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 09.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu