Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK’nun 72’nci maddesinin 2’nci ve 3’üncü fıkralarına göre, “İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.-İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” Bu hükümde, icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulabileceği, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesine giren paranın takip alacaklısına ödenmemesine karar verilebileceği öngörülmüştür....

İncelenen dosyada, açılan menfi davasının icra takibinden sonra açıldığı, dolayısıyla mahkemenin İİK.'nun 72.maddesi kapsamında icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı vermesi yerinde olmakla beraber açılan menfi tespit davasının değerinin 619.919,00 TL olmasına rağmen verilen tedbir kararında bu yönde bir açıklık bulunmadığı için infaz aşamasında karşılıklığa sebep olacağı açıktır. Dosyadaki tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, İİK.'nun 72.maddesinde düzenlenen icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönündeki tedbir kararının yerinde olduğu açıktır. Ancak dairemizce dava değeri göz önünde bulundurularak talebin değerlendirilmesi gerektiği kabul edildiğinden davalının istinaf talebinin kısmen kabul edilerek dairemizce İİK.'nun 72.maddesi kapsamında aşağıdaki şekilde yeniden hüküm tesisi yoluna gidilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalının istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, Büyükçekmece 2....

menfi tespit davası açabilir.İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....

    Bu durumda, açılan davanın menfi tespit davası olduğu ve menfi tespit davasının sonucu verilecek kararda, dava lehine sonuçlanan taraf yararına İİK'nun 72. maddesinde gösterilen tazminata da hükmedilme olasılığı bulunduğu ve davalı bankanın icra takibinde talep ettiği miktarın açık ve tartışmasız olduğu gözetilerek, davacı yanın fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak veya şimdilik kaydıyla somut olayda olduğu gibi kısmi dava açmasında hukuki yararı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, HUMK.'...

      İİKnun 96 ve onu izleyen maddeleri uyarınca açılacak hacizden doğan istihkak davasının dinlenebilmesi için geçerli bir alacağa dayalı olarak borçlu hakkında yapılan haczin hukuken geçerli olması gerekir. Somut olayda borçlunun açtığı menfi tesbit davası sonucunda verilen hüküm kesinleştiğinden borçlu sıfatı kalmayan Gimsan Gediz İplik Mensucat San. A.Ş. hakkında yapılan İcra takibi geçerliliğini kaybetmiş ve haciz kendiliğinden kalkmıştır. Ne varki; Dairemizin 8.2.2007 tarihli bozma kararında haczin kendiliğinden kalktığı hususunun maddi hata sonucu yazılmadığı görülmektedir. O halde davalı alacaklının bu yönü amaçlayan karar düzeltme talebi kabul edilmeli Dairemizin 8.2.2007 tarihli bozma kararının gerekçesine bu husus ilave edilmelidir. SONUÇ.Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklının karar düzeltme telebinin kabulüyle Dairemizin 8.2.2007 tarihli 2006/19121 Esas, 2007/1627 karar nolu bozma kararının gerekçe bölümünün 10....

        Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere ilgili takip dosyasında takibin tarafları alacaklı/davalı şahıs ile borçlu/diğer davalılar Mehmet Aydın ve Osman Sağlam olduğu, sadece onlar arasında mutlak ticari davanın söz konusu olabileceği, 2004 sayılı İİK'nun 89/3 maddesine dayalı olarak açılan işbu menfi tespit davasının davacısı olan ... ise kendisine haciz ihbarnamesi gönderilen 3. Kişi konumunda olduğu, onun tarafından açılan menfi tespit davası yönünden mutlak ticari davanın söz konusu olmadığı, neticeten 2004 Sayılı İİK'nun 89/3. Maddesi uyarınca açılan menfi tespit davalarında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, 2004 Sayılı Kanunun 89. Maddesi gereğince açılacak menfi tespit davasında "Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur." şeklinde amir kanun hükmü bulunduğu, dolayısıyla açılan davanın 6100 sayılı HMK m. 114/1-c maddesi ve H.M.K.'...

          Davalı, taraflar arasındaki protokolün 6.3.2 maddesi gereğince yapılan işlemin yasal olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş;hükmün, davacı tarafından temyizi üzerine,Dairemizin 21.1.2013 gün, 2012/24105 esas, 2013/893 karar sayılı ilamı ile onanmış, bu defa davacı süresi içinde karar düzeltme talebinde bulunmuştur....

            menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararının verilemeyeceğine ilişkin bir istisna bulunduğunu, bu hükme göre takipten sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı verilmesi takibi durdurmamakta; ancak icra veznesine giren paranın alacaklıya verilmesini önlemekte olduğunu ara kararının kaldırılarak haklı taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

            Dosyamızda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlık davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibi kapsamında çıkarılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle davacının yedinde sayılan borçtan dolayı borçlu olup olmadığına ilişkindir. 01.10.2011 tarihinden sonra açılan menfi tespit davaları için görevli mahkeme, HMK'nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, ... 2013, sh:476) ve 6100 sayılı HMK'nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu nazara alınarak , dosyamızda İİK'nın 89/3. maddesine dayalı olarak açılan iş bu davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla , HMK'nın 114/(1)-c ve 115/(2). maddeleri uyarınca Mahkememizin görevsizliği ve dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Ne var ki, daha önce, ... 1....

              Dava dilekçesindeki taleplerin çekle ilgili menfi tespit davasına özgü talepler olduğu, ancak davanın hasımsız ve Uyap üzerinden "kıymetli evrak iptali (çek iptali) hasımsız" dava türü şeklinde açılmış olduğu, maktu peşin harç yatırılmış olduğu görüldüğünden, davacı vekiline tebliğ edilen tensip tutanağı 7 no.lu ara kararı ile "Her ne kadar dava dilekçesinde hasımsız dava açılarak, çekin iptali istenmişse de, dilekçe içeriğine göre davadaki talebin, TTK'nun 818/1-s maddesi delaleti ile TTK'nun 757. maddesi kapsamında hamil tarafından açılan, çekin rıza dışı elden çıkması sebebiyle iptali talebine yönelik olmadığı, İİK m.72 kapsamında (keşideci imza inkarına yönelik) menfi tespit talebi olabileceği değerlendirilmekle, öncelikle davacı vekiline davadaki talebinin TTK'nun 818/1-s maddesi delaleti ile TTK'nun 757. maddesine göre zayi nedeniyle çek iptaline dair çekişmesiz yargı işi niteliğinde iptal talebi mi, yoksa İİK m.72'ye göre çek nedeniyle borçlu olmadığına dair menfi tespit talebi mi...

                UYAP Entegrasyonu