DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacı tarafından fatura ve çekin sahte çıktığı iddiasıyla davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine karşı açılmış menfi tespit ve haksız ihtiyati haciz nedeniyle manevi tazminat davasıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/181-2014/55 sayılı kararı ile davalıya borçlu olmadığının tespit edildiğini kararın onanarak kesinleştiğini, aracın 08.04.2014 tarihinde kendisine teslim edildiğini, bu sürede taksi tutmak zorunda kaldığını, araç kiraladığını, haciz gideri ve aracın aküsü için masraf yaptığını, ayrıca yapılan haciz nedeniyle itibarının zedelendiğini belirterek, uğradığı maddi ve manevi zararın giderilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının menfi tespit davasını istirdat davasına çevirmemek suretiyle zararının artmasına sebep olduğu gerekçesiyle davacının müterafik kusurunun bulunduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İİK 72/6 maddesi gereği menfi tespit talebine ilişkin dava, ödeme nedeniyle kendiliğinden istirdada dönüşeceğinden hesaplanan tazminattan bu gerekçeyle indirim yapılması doğru olmamıştır....
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle ---- plakalı araçların davalı şirketten araç kiralama sözleşmesi kapsamında alınan kambiyo senedi nedeniyle menfi tespit davası ile maddi ve manevi tazminat davası olduğu, Taraflar arasında araç kiralama sözleşmesi konusunda bir ihtilafın bulunmadığı, kambiyo senetlerinin araç kiralama sözleşmesi kapsamında verildiğinin sabit olduğu 6100 sayılı HMK 4. maddesi uyarınca her türlü kira sözleşmelerinden kaynaklanan davalarda görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir....
Dava tarihinden önce bankanın davacı hesabına işlediği borç kaydını kapattığı ve alacak kaydettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığından menfi tespit isteminin reddine karar vermek gerekir. Ayrıca banka tarafından davacı aleyhine icra takibi başlatılmadığından, somut olayın özelliğine göre manevi tazminatın şartları oluşmadığından manevi tazminat isteminin de reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ün bu bonolardan dolayı davalıya borçlu olmadıkları sonucuna varıldığı, manevi tazminat istenebilmesi için şartların oluşmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, dört adet bonoya dayalı menfi tespit ve davacılar yararına manevi tazminat isteminden ibarettir. Ancak taraflarca, dört adet bono ile ilgili verilen hüküm temyize getirilmiştir. Davacılar vekili, dört adet bonodan, iki adedinin takip konusu yapıldığını, iki adedinin takip konusu yapılmadığını belirterek menfi tespit talebinde bulunmuştur. Ancak dava dosyasından ve yargılama aşamasında verilen dilekçelerden, gerekçeli kararda takip konusu yapılmadığı belirtilen iki adet bononun da takibe konulduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin emekli olmadan önce, maaşının davalı banka nezdindeki hesaba yatırıldığını, müvekkilinin emekli olduktan sonra maaş hesabını hiç kullanmadığını, banka tarafından kendisine 1.127 TL borçlu olduğu bildirilmiş ise de borcun kaynağı konusunda herhangi bir açıklama yapılmadığını, ayrıca müvekkili hakkında takip başlatılarak icra tehdidi altında bırakıldığını ileri sürerek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve davalılar hakkında icra inkar tazminatı ile davalı banka hakkında 5.000 TL manevi tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
-K. sayılı ilamı ile tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunması nedeniyle bozulması üzerine, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalılara borçlu olmadığı kesinleşen menfi tespit davası ile sabit olan davacının karşılıksız çek keşide etmek suçundan dolayı şikayete maruz kalması nedeniyle soruşturma geçirdiği, maddi ve manevi sıkıntılar çektiği, işinden ayrılmak zorunda kaldığı ve eşi ile ayrı yaşamak zorunda kaldığı, eşi ile arasında sorunlar yaşandığının anlaşıldığı, davacının ceza mahkemesine başvururarak tutukluluk halinin kaldırılması ve iadeyi muhakeme talep etmesi sonucu beraatine karar verildiği, bu uzunca süreç içerisinde davacının gerek çalışma hayatında ve gerekse sosyal çevresinde sıkıntılar çekmek zorunda kalması ve maddi olarak zarara uğramış bulunması nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteğinin kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 1000,00 TL maddi tazminatın haksız şikayet...
Somut olayda gerçekleşen olaylarda davacının kişilik haklarının zarara uğramadığı anlaşıldığından manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden de davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Menfi Tespit Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm trafik kazasına dayalı maddi-manevi tazminat talebinden kaynaklanan menfi tespit davasına ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 14.01.2013 (Pzt.)...
Mahkemece, takibe konu senet altındaki imzanın davacı eli ürünü olmadığı, bu senet nedeniyle davacının borçlu tutulamayacağı, harcı ödenerek usulüne uygun açılmış bir manevi tazminat davası olmadığı gerekçesiyle, davacının menfi tespit isteminin kabulü ile, Ankara 11. İcra Müdürlüğü’nün 2009/12082 sayılı takibe ilişkin olarak borçlu bulunmadığının tespitine, kötü niyet tazminat isteminin şartları bulunmadığından reddine, manevi tazminat istemi konusunda karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 25.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....