"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki asıl ve birleşen menfi tespit istirdat ve manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen menfi tespit ve istirdat davasının kısmen kabulüne, asıl ve birleşen manevi tazminat davalarının reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde asıl ve birleşen dava davalısı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 3.336.00 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre...
Dava dilekçesi incelendiğinde, davacının maddi tazminat isteminin bir bölümünün menfi tespit davası ve ceza davası sırasında ödediği avukatlık ücretlerine, yine o davalarda avukatına ödediği yol giderlerine, o davalara ilişkin, tanıklık, dosya masrafı ve harçları ile avukatını azletmek için ödediği ücrete ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Her dava kendi içerisinde değerlendirilmelidir. Menfi tespit davasında ve ceza dosyasında davacıya vekalet ücreti verilmiştir. Davacının vekili ile aralarındaki iç ilişki gereği vekiline ödediği ücretin de davalıdan tahsiline karar verilmesi tazminat hukukunun genel ilkeleri ile usul ve yasaya uygun bulunmadığı gibi o davalara ilişkin avukatına ödediği yol giderlerine, tanıklık, dosya masrafı ve harçlarına, azilname ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Davacı sadece kendisinin yaptığı yol giderlerini isteyebilir. Bu kalem zararı da 03/12/2013 tarihli ek bilirkişi raporu ile 568 TL olarak belirlenmiştir....
Yine davalı aleyhine açılan menfi tespit davası usulden ret olmuş ise de davalı alacaklının alacağını tedbir nedeniyle geç almasını gerektirecek ve infaz olunmuş bir tedbir mevcut değildir. Bu nedenle davalının kötü niyet tazminat talebinin reddi gerekmiştir. Öte yandan davacıların icra takibine dayalı menfi tespit davasının usulden ret olması ve kefaletname belgesi ile ilgili bir icra takibi davasının bulunmaması nedeniyle karşısında davacının İİK m.72 hükmüne dayalı tazminat talebinin ret olması gerekmiştir. c)Davacının objektif dava yığılmasına konu diğer talebi ise haksız takip nedeniyle davacının manevi tazminat talebinin kabulünün gerekip gerekmediği noktasındadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki davacının aleyhine başlatılan ......
Davacı vekili, toplam 15.600-TL yönünden menfi tespit ve 5.000 TL manevi tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece 08.09.2015 gününde davanın menfi tespit yönünden kabulü ile manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce verilen bozma kararına karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. HUMK’un değişik 440/III-1.maddesindeki karar düzeltme ile ilgili parasal sınırın altında olan davalara ait hükümlerin onanmasına veya bozulmasına ilişkin Yargıtay kararları hakkında karar düzeltme yoluna başvurulamaz. Bu nedenlerle davacı vekilinin manevi tazminat yönünden hükme bağlanan 3.000 TL'ye yönelik ilâm ile ilgili karar düzeltme isteminin reddi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle karar düzeltme isteminin REDDİNE, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, 12/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili ....02.2009 tarihli açıklama dilekçesinde davadaki talebin sözleşmede 65.000,00 TL olarak kararlaştırılan iş bedelinin (makine bedelinin) ödenmiş olan 30.000,00 TL’lik kısmının istirdadı, ödenmemiş olan 35.000,00 TL’lik kısmından dolayı da borçlu bulunulmadığının tespiti olduğunu açıklamıştır. 02.....2007 günlü dilekçe ile dava saklı tutulan fazlaya ilişkin haklar yönünden kısmen ıslah edilmiş, gecikme nedeniyle cezai şart, kâr mahrumiyeti ve manevi tazminat kalemleri davaya eklenmiştir. Yapılan yargılama sonunda mahkemece, menfi tespit ve istirdat davasının bulunmadığı kabul edilerek ıslahla davaya eklenen kâr kaybı ve cezai şart alacaklarının kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. ......
Haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi 818 sayılı BK.'nun 49. maddesinden (6098 sayılı TBK'nun 58. maddesi) kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür. Bu nedenle de takip (haciz) yaptıran kişinin takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve kusurlu olduğu olgusu gerçekleşmedikçe ve ağır bir zarar da doğmadıkça manevi tazminatla sorumlu tutulamaz. Haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi 818 sayılı BK.'nun 49. maddesinden (6098 sayılı TBK'nun 58. maddesi) kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür. Haciz işleminin borçlu olmadığını bildiği veya borçluya ait olmadığını bildiği kişi ve eşyaya yönelik yapılması durumunda haksız haciz söz konusu olur. Haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötüniyetinin ve ağır kusurunun varlığı gereklidir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne, yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava ödeme savunmasına dayalı menfi tesbit ve tazminat davasıdır. Mahkemece yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre 14.08.2008 tarihli yazı ile borcun kapatıldığı gerekçesiyle davacının Adana 4....
kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı, maaşından haksız kesinti yapıldığı iddiası ile manevi tazminat isteminde bulunmuştur....
Mahkemece, yanlar arasında görülüp kesinleşen menfi tespit davası sonucu davacıların davalı şirkete borçlu olmadıklarının anlaşıldığı bu nedenle 3. kişilere ödedikleri miktarı davalıdan talep edebilecekleri, davalının kötü niyetle çekleri ciro ettiği ve davacılar aleyhine 3. kişilerin icra takibi yapmasına neden olduğu bu tutumu ile davacıların manevi vesaiklerine zarar verdiği gerekçesiyle 7.269.661.000 TL ödemenin istirdadına ve 2.500.000.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle görülmekte olan istirdat davasının İİK. 72/VI. ncı hükmüne daha önce açılan menfi tespit davasının devamı niteliğinde olduğu ve menfi tespit davasında verilen menfi tespit ilamının istirdat davasında kesin delil teşkil edeceği (Baki Kuru menfi tespit ve istirdat davası 2003 sh 191) gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına...
Bu nedenle davacının manevi tazminat isteminin bütünüyle reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle çoğunluğun onama kararına katılmıyorum.21/02/2019...