Manevi tazminat istenebilecek haller yasalarda sınırlı sayıda belirtilmiş olup, her manevi zarar ve üzüntü durumu manevi tazminat sorumluluğunu gerektirmez. Somut olaydaki sözleşmeye aykırılık hali, aracın geç teslimi, icra takibinden evvel davacının menfi tesbit istemiş bulunması olguları ile olayın hukuki nitelikleri gözetildiğinde davacının manevi zararı bulunmadığının kabulü gerektiği gibi manevi tazminatı gerektiren hukuki neden de bulunmamaktadır....
Davacı aleyhine hatalı takip başlatmak tek başına T.B.K 58.maddesindeki manevi tazminatı isteme hakkı doğurmaz. Manevi tazminat talep edilebilmesi için davacının kişisel haklarına hukuka aykırı bir şekilde tecavüzün varlığını oluşturacak kasıt veya ağır kusurdan sözetmek gerekir. Somut olayda itirazla takip durmuş olup davalının bu aşamada ağır kusurundan bahsedilemez. Bu noktada, koşullarının oluşmadığı gözetilerek mahkemece manevi tazminat talebinin tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz isteminin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz isteminin kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 108,00 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hemen belirtmek gerekirki, davacının icra takibine itiraz etmesi sonucu takibin durması ve davalının süresi içinde itirazın iptali davası açmamış olması davalının daha sonra alacağın tahsili için dava açmasına engel değildir. Nitekim davalıda cevap dilekçesinde davacının kefil olarak sorumluluğunun bulunduğunu belirtmiştir. Eldeki dava, davacının borçlu olmadığının tespiti ve manevi tazminatın tahsiline ilişkin oluduğuna göre, davacının bu davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunda duraksamaya yer olmamalıdır. Öte yandan davada menfi tespit talebi olduğu gibi manevi tazminatın tahsili talebide bulunmaktadır. Buna rağmen davacının manevi tazminata ilişkin talebi hususunda da herhangi bir karar verilmemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece davacının eledeki davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu kabul edilerek işin esası incelenmek suretiyle davadaki talepler hakkında hasıl olacak sonca uygun bir karar verilmesi gerekir....
ve ödenmiş olmakla istirdatına, 7.100,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Öte yandan, menfi tespit davasına konu olan kötüniyet tazminatı, icra hukukuna özgü götürü bir tazminat niteliğinde olup, kötüniyet tazminatının reddine karar verilmiş olması, genel hükümlere dayanılarak açılan, gerçek zararın tazminine yönelik davalar yönünden engel oluşturmamaktadır. Somut olayda davaya konu icra takibi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığı tespit edildiğine ve buna ilişkin karar kesinleştiğine göre; yapılan takibin haksız olduğu sübuta ermiştir. Yargıtay kararlarıyla haksız haciz/takip dosyalarında manevi tazminat için benimsenen kötüniyet koşulunun maddi tazminat için de aranması uygun değildir. Takibin haksız olduğunu ispatlayan davacının uğradığı maddi zararı dava etmesine ve kanıtlanması halinde gerçek zararının tazminine karar verilmesine engel bulunmamaktadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 11/07/2019 NUMARASI : 2014/25 ESAS 2019/688 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit - Maddi ve Manevi Tazminat - İstirdat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) KARAR : Taraflar arasındaki menfi tespit, maddi ve manevi tazminat, istirdat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Taraflar arasındaki menfi tespit, manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Taraflar arasındaki uyuşmazlıkla ilgili İstanbul 3. Tüketici Mahkemesinde görülen 2013/1588 Esas sayılı dava dosyasının ilgisi nedeniyle iş bu dosyaya konularak temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 17.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
devam etmediğini, menfi tespit davasının Yargıtay aşamasındayken dahi dava konusu alacağın devredildiğinin bildirilmediğini, dava konusunun devredilmesine rağmen müvekkiline ihbar yapılmadığı için müvekkilinin bu seçimlik haklardan mahrum bırakıldığını, davada manevi tazminat davası açmak için gereken şartların tamamının gerçekleştiğini, Şekerbank T.A.Ş.'...
Davacı vekili 11/05/2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 40.157,65 TL'ye çıkarmıştır. Davalı vekili, davacıya ait aracının üzerindeki başkaca hacizler nedeniyle muhafazasının devam ettiğini, davacının maddi ve manevi zarara yönelik iddiasını belgelendirmediğini, kabul etmemekle birlikte manevi tazminat olarak talep edilen tutarın da fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve dosya kapsamına göre; manevi tazminat talebi yönünden verilen karar kesinleşmiş olduğundan bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığı, maddi tazminat talebi yönünden ise davacı her ne kadar temerrüt faizini aşar nitelikte maddi zararı olduğunu iddia etmiş ise de; bu zararı somut bir şekilde ortaya koyup, maddi zararını ispatlayamadığı gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebi yönünden karar kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Asıl ve birleşen davada, davacı vekili; davalının müvekkili aleyhine ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/474 esas sayılı doyasında tapu iptali ve tescil davası açtığını, yargılama sonucunda müvekkili aleyhine verilen tapu iptal ve tescil hükmünü içeren ilamın kesinleşmeden icra takibine konu edildiğini, oysa ki taşınmazın aynına ilişkin ilamların kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağını, davalı tarafça kötüniyetli olarak yapılan icra takibi sonucunda haciz kararı alındığını belirterek asıl davada maddi zararın, birleşen davada manevi zararın tazmini istemininde bulunmuştur. Asıl ve birleşen davada davalı vekili; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Dosya kapsamından; davacının talebinin maddi tazminat istemi dışında ayrıca haksız haciz nedeni ile manevi tazminat talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....