zarar gören mobilyalarında davalının uhdesinde kaldığı, davacının manevi tazminat talebine ilişkin isteminin ise, Manevi tazminat talep edilebilecek hallerin kanunda açıkça sayıldığı davacının kendisinin icraya verilmesiden dolayı uğradığı iddia eddiği manevi zararın bu kapsamda değerlendirilemeyeceği kaldı ki yargılama ve icra aşamalarında sarfedilen sürecin hayatın olağan akışı içerisinde olan bir olgu olduğu ve manevi tazminat gerektirmeyeceği anlaşıldığından manevi tazminat isteminin reddine, davacının maddi tazminata ilişkin talebinin de haklı gerekçelerinin olmadığı ve uğramış olduğu maddi zararın iş yukarıda bahsi geçen tespit dosyasındaki tutatın icraya konulmasından dolayı oluştuğunu söylesede, bu dosya borçlu olmadığının tespitine yönelik işbu talebinin kabul edildiği ve satışın durdurulmasına ilşikin icra dairesine müzekkere yazılacağıda gözönünde bulundurulduğunda herhangi bir kaybının olmayacağı ve maddi tazminata hükmedilmesine yer olmadığı anlaşıldığında bu yönüyle maddi...
takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı, maaşından haksız kesinti yapıldığı iddiası ile manevi tazminat isteminde bulunmuştur....
Davacı vekili davalı tarafından aleyhine başlatılan icra takibi nedeni ile açılan menfi tespit davasının kabul edildiğini, davalıya borcunun olmadığının tespit edildiğini ve kararın kesinleştiğini, icra dosyasında icranın eski hale iadesi ile haksız tahsil edilen 55.915,72 TL iade edildiğini ancak yapılan haksız kesintiler nedeni ile maaşından kesintilerin yapıldığı tarihlerden itibaren faiz alacağının bulunduğunu, ayrıca maaşından yapılan kesintiler nedeniyle manevi açıdan da zarara uğradığını belirterek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile; 18.209,58 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafından davalı aleyhine açılan manevi tazminat davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
aralarındaki menfi tespit- manevi tazminat davası hakkında Acıpayam Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08.02.2006 gün ve 162-35 sayılı hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Heyetçe incelenmesine gerek görülen Acıpayam İcra Müdürlüğü’nün 2002/ 1029 sayılı takip dosyası ile dayanağı olan senedin arkalı önlü tasdikli örneğinin eklenmesi için dosyanın mahkemesine ÇEVRİLMESİNE, 01.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Karara karşı, taraf vekillerince temyiz kanun yoluna başvurulmuştur. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacılar ve birleşen davada davalılar vekilinin tüm, asıl davada davalı ve birleşen davada davacı banka vekilinin ise aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Asıl dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödendiği iddiasına dayalı menfi tespit, ipoteğin fekki ve bir kısım davacılar için manevi tazminat istemidir. Birleşen dava ise; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline dayalı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....
başlangıcından itibaren haksız ve kötüniyetli olması sebebiyle manen zarar gördükleri ve manevi tazminat şartlarının oluştuğu gerekçesiyle ... için 5.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL ve davacı şirket için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin ve davacılar Muhammed Enes ve Sena İrem'in evlerinde yapılan haciz sırasında şahsi eşyalarının haczedilmesine dayalı olarak ayrıca manevi tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir....
Eda davalarında ve inşaî davalarda hukuki yararın bulunduğu varsayılır. Tespit davalarında ise her olayın özelliğine göre davacının tespit davası açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı değerlendirilmelidir. Bir tespit davası olan menfi tespit davasında davacı dava açmakta hukuki yararın bulunduğunu ispat etmelidir. Menfi tespit davası icra takibinden önce açılabildiği gibi icra takibinden sonra da açılabilir. Takipten önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmalıdır....
Esas sayılı dosyasına konu 11.500,00 TL bedelli bononun, 11.500,00 USD olarak takibe konu edilmesi nedeniyle menfi tespit, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. ... İcra Müdürlüğünün 2016/... Esas sayılı dosyasına konu 11.500,00 TL bedelli bono üzerinde davalı alacaklı tarafından tahrifat yapılarak bononun 11.500,00 USD olarak takibe konulduğu, davalı alacaklının ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/... Esas sayılı dosyasında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından yargılanarak ceza aldığı, ceza mahkemesinde alınan ATK raporunda bonodaki "miktarın rakamla gösterildiği bölümdeki "$" işareti ve miktarın yazıyla yazıldığı bölümdeki " Amerikan doları " yazılarının davalı ...'...
Başka bir deyişle haksız haciz sebebiyle tazminat davasında manevi tazminata hükmedebilmek için davalı alacaklının icra takibinde kötü niyetli veya ağır kusurlu olması da gerekir. Ayrıca Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 07/02/2017 gün ve 2016/15699 Esas, 2017/748 Karar sayılı ilamında da menfi tespit ve kötü niyet tazminatı talepli davaların, genel hükümler ve haksız hacze dayalı tazminat davalarına maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği kabul edilmiştir. Somut olayda, davacının düzenlediği bonoların davalı tarafından icra takiplerine konu edildiği, bunlardan iki adedinin vade tarihinden sonra davalının eline geçtiği tespit edilmekle bono vasfını yitirdiği, davacının açmış olduğu menfi tespit davasında lehdar ve cirantalara senetleri ödediğini gösterir yazılı protokolü ödeme defi olarak davalıya karşı ileri sürdüğü ve bu nedenle davacının davalıya borcu bulunmadığının tespitine karar verildiği anlaşılmıştır....
Mahkemece; maddi tazminat isteminin kabulüne; haksız hacizler nedeniyle davacının ekonomik ve ruhsal sıkıntılar yaşadığının kabulü gerektiği gerekçesi ile manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından; davacının talebinin maddi tazminat istemi dışında ayrıca haksız haciz nedeni ile manevi tazminat talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötü niyetinin ve ağır kusurunun varlığı ile buna bağlı olarak zararının oluşması gereklidir. Davaya konu olayda kefil sıfatıyla borçlu bulunan davacı hakkında davalının yaptığı icra takibinde kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğu kabul edilemez. Şu durumda, manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile kısmen kabulüne karar verilmiş olması yerinde değildir; kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....