İstek olarak; sözleşmedeki 4 villa karşılığı inşa edilen binanın %28,5 payının yükleniciye verilmesi şeklinde uyarlanmasına, 718 ada 1 parselin %28,5 kısmının tapu iptal ve tesciline, gecikme tazminatı ile menfi ve müspet zararların tespit ve tahsiline, terditli üçüncü istek olarak ise; 718 ada 1 parselin %28,5 oranındaki rayiç değer tespiti ve tahsiline, ayrıcı menfi ve müspet zararların tespit ve tahsiline ve gecikme tazminatına, ayrıca manevi tazminata karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili 12/09/2019 tarihli duruşmadaki beyanı ve 13/09/2019 tarihli dilekçesinde; "dava dilekçesindeki talebini menfi zarar olarak sözleşme gereği ödenen 300.000 TL'nin güncel değerinin tespit ve tahsiline hasrettiğini" ifade etmiştir....
ilişkin olduğunu, menfi tespit davası ile birlikte manevi tazminat istenemeyeceğini, dava konusu çek müvekkilin ticari ilişkisine istinaden faturalara dayalı alacağına istinaden iktisap edildiğini, müvekkil açıkça çek iktisabında iyi niyetli olduğunu, Müvekkil şirket başından itibaren çekte ciranta olan ......
Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalının kesinleşen menfi tespit ilamının infazını yerine getirmediğini bu nedenle bir çok defa davalı kuruma başvurduğunu, borçlu göründüğü için abone olunan taşınmazı için kamulaştırma yapacak idare ile uzlaşma yoluna gidemediğini, borç baskısı yaşadığını, her gittiğinde başka yere yönlendirildiğini iddia ederek, eldeki davayı açmış ise de; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri gereğince, davacının iddiasına konu teşkil eden hususların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı bu haliyle, manevi tazminat istem koşullarının oluşmadığı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca; mahkemece, yukarıda ifade edilen açıklamalar ve yasa hükümleri dikkate alınmak suretiyle, davacı lehine manevi tazminata hükmedilemeyeceği gözetilerek, davacının manevi tazminat talebinin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece, davacının tahliye tarihini belgelendirmek suretiyle tahliyeden sonraki kesinleşen alacak için ilgili mahkemede menfi tespit davası açması gerektiği, ödeme yapıp sonradan istirdat ve manevi tazminat davası açmasının yerinde olmadığı, manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasında 8.8.1998 başlangıç tarihli kira sözleşmesi imzalandığı, davalının ödenmeyen Ağustos 2007 kira bedelinin bakiyesi ile diğer 11 ayın kira bedeli karşılığı olarak toplam 9.095,16 YTL alacağın tahsili için davacı ve kefil Müşerref Göçmen aleyhine icra takibi başlattığı dosya kapsamından anlaşılmakta olup bu hususlar çekişmesizdir....
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün harçlarla ilgili 2.bendinin devamına “Davacıdan alınan 341,60 TL harcın istek halinde davacıya iadesine ” cümlesinin yazılması suretiyle, düzeltilerek onanması HUMK.’nun 438/7. maddesi gereğidir. 3—Dava, davacı hakkında başlatılan takip ve sonrasında açılan menfi tespit davası sonucu uğranılan maddi ve manevi zararlara karşılık, 10.000,00 TL maddi ve 70.000,00 TL manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş ve davalı vekili lehine hüküm fıkrasının 4. bendinde maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir....
mesul müdür olarak görev yaptığı dönem içerisinde şirketin birtakım ekonomik kayıpları olduğu kabul edilmekle beraber bu ekonomik kayıplar nedeniyle davacının manevi yönden zarar gördüğü, bu hali ile davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığının ispatlanamadığından bahisle manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş ise de, yukarıda da açıklandığı üzere bononun takibe konulması nedeniyle de maddi ve manevi zarara uğranıldığı ve bu bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti için menfi tespit davası açıldığının ileri sürülmesi karşısında, işbu menfi tespit davasının sonucu beklenilerek, bononun davalı tarafından takibe konulması nedeniyle davacının uğramış olduğu maddi ya da manevi bir zararın bulunup bulunmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken anılan husus nazara alınmaksızın eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi de doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, haksız haciz nedeniyle menfi tespit ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, hüküm asliye hukuk mahkemesince verilmiştir.Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 4.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 4.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 05.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
maddi ve manevi tazminata ilişkindir" şeklinde beyanda bulunduğu, kesin süre sonunda vermiş olduğu dilekçede ise; harca esas değer olarak "50.000,00 TL manevi tazminat" olarak gösterildiği, dava olarak maddi ve manevi tazminat davası olarak belirtildiği, içerikte; 2004-2005 yılları arasında yetkilisi olduğu şirket üzerine çekilen krediyi 6 ay vadede geri ödediği takdirde aradan geçen yıllardan sonra davalının tarafına tebliğ,---------olduğu iddiası ile sürekli rahatsız edildiğini, maddi ve manevi olarak ailece huzursuz olduğunu, borcunun olmadığının belgelerden anlaşıldığını, 10 yılı aşkın bir zamandan beri bu konu için her türlü baskılardan ötürü maddi ve manevi tazminat talebinin kabulünü talep ettiğini beyan etmiştir....
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı .... aralarındaki menfi tespit ve manevi tazminat davasına dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesinden verilen 6/04/2019 tarihli ve 2017/1949 E. -2019/784 K. sayılı hükmün bozulması hakkında dairece verilen 07/10/2020 tarihli ve 2020/3246 E. -2020/5539 K. sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, menfi tespit ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine ilişkin verilen kararın, taraflar vekillerinin istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18....
Davacı vekili; davalı tarafından müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapıldığını, açılan menfi tespit davası sonucunda müvekkilinin borçlu olmadığı tespit edilerek senedin iadesine karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, buna karşın davalının; müvekkilinin menkul ve gayrimenkullerini cebri icra yolu ile sattırdığını, aracına ve maaşına haciz uygulattırdığını belirterek maddi ve manevi zararının tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; alınan bilirkişi raporları doğrultusunda maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne; davacı aleyhine yapılan takibin ve davacının açmış olduğu davaların geniş bir zaman dilimine yayılması nedeni ile manevi zararın oluştuğu gerekçesi ile manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir....