ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/498 Esas KARAR NO : 2024/359 DAVA: Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit) DAVA TARİHİ: 13/07/2023 KARAR TARİHİ: 24/04/2024 Mahkememizde görülen Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine alacak iddiası ile ---------- dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini, davanın menfi tespit davası olduğunu, borcun bulunmadığı iddiası ile açılan menfi tespit davalarında genel kuruldan ayrık olarak ispat külfeti davalı alacaklı yana yüklenmiş olduğunu, müvekkili aleyhine girişilen takipten kaynaklı davalı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalı yanın soyut şekilde ileri sürdüğü alacağını ispat etme yükümlülüğü bulunduğunu, olmayan bir alacağı,...
Kabul tarihi 28.03.2023 olan 7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 31.maddesi ile de 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiş olup ayni yasanın geçici 1. Maddesi ile "... 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrası ile 7036 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen menfi tespit ve istirdat davaları hakkındaki hüküm, 1/9/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanır. " hükmü getirilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki alacak- menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, belirsiz alacak davası yönünden dava şartı yokluğundan usulden reddine, kira parası iadesi yönünden dava konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, menfi tespit davası yönünden hukuki yarar yokluğundan usulden reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna...
cevap dilekçesinde özetle; Usulüne uygun olarak yapılmış haciz ihbarnameleri sonrası kesinleşen borcu ödememek için borçlu şirket/vekili önce alacak dosyasının açıldığı icra dairesine borca itiraz talebinde bulunmuş; doğal olarak talebi reddedilince bir takım hayali araştırmalar ve gerçek dışı kanıtlar uydurarak ve dahi iftiraya varan açıklamalarla menfi tespit açtığını ve tedbir talebinde bulunduğunu, davalı ... Ltd Şti ile arasında herhangi bir ticari ilişki ve alacak verecek ilişkimin olmadığın, ... Ltd Şti ile ... arasındaki Hizmet Tedarik (...) sözleşmesi olduğunu, Faturaya süresinde yapılmış herhangi bir itiraz veya iade bulunmadığını ... kendilerinden olan alacağıma karşılık alacaklarını kendisine temlik ettiklerini, ... ...'den kendisine geçen alacak hakkımı almak için ......
Menfi tespit davasında öncelikli olarak bir alacağın varlığının tartışıldığı ve davanın devamı sırasında cebri icra tehdidi altında ödeme yapılması durumunda menfi tespite ilişkin talebin istirdat talebine dönüşmesi kuvvetle muhtemel olduğu , alacak ve tazminat ilişkin istirdat taleplerinin arabuluculuk dava şartına tabi olduğu tartışmadan varestedir....
Menfi tespit davası sırasında borcun ödenmesi nedeniyle istirdat davasına dönüşen alacak için karar kesinleşmeden ihtiyati haciz talep edilemez. Mahkemece, bu yön gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Dava, taraflar arasındaki bakım onarım sözleşmesinden doğan alacağın tahsili ve menfi tespit istemine ilişkindir.Menfi tespit ve alacak isteminin, taraflar arasındaki, asıl davada davacı-karşı davada davalıya ait ... adlı yatın, asıl davada davalı- karşı davada davacı şirket tarafından bakım ve onarımının yapılması hususunda imzalanan 30.01.2014 tarihli sözleşmeden kaynaklandığı, taraflar arasındaki sözleşmeden doğan alacak talebinin 6102 sayılı TTK'nın 1352/1. maddesi uyarınca doğan ve TTK'nın 5. kitabında yer alan alacağa ilişkin olduğu, bu nedenle davaya, Denizcilik İhtisas Mahkemesi'nin bakmakla görevli olduğu anlaşıldığından, mahkemece, işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde, yanılgılı gerekçeyle, davanın, mahkemenin görevsizliği nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde öncelikle menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılmasına ve ilgili yasa düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır....
Maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari ticari davalardan , konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında arabuluculuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Kabul tarihi 28.03.2023 olan 7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 31.maddesi ile de 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiş olup ayni yasanın geçici 1. Maddesi ile "... 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrası ile 7036 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen menfi tespit ve istirdat davaları hakkındaki hüküm, 1/9/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanır. " hükmü getirilmiştir....
TTK'nın 5/A maddesi metni göz önüne alındığında, zorunlu arabuluculuğun "ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri" yönünden dava şartı olarak öngörüldüğü düşünülebilir ise de, anılan maddede "talep sonucu" olan alacak ve tazminat istemlerine değil "dava konusuna" vurgu yapılarak, "konusu bir miktar paranın ödenmesi olan davalar" için dava şartı olan arabuluculuğun öngörüldüğünü belirtmek gerekmektedir. Alacak ve tazminat davaları yanında, menfi tespit davalarının da konusu bir miktar paranın ödemesine ilişkindir. Bu husus, alacak ve tazminat davalarında bir miktar paranın ödenmesi olarak tezahür ettiği gibi, menfi tespit davalarında ise bir miktar paranın ödenmemesi olarak ortaya çıktığından konu itibariyle menfi tespit davasının da dava şartı olan zorunlu arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekir. Aksinin kabulü halinde kanun koyucunun amacına aykırı yorum yapılmış olacağından, bu yorum tarzı hukuka uygun düşmeyecektir....