Takibe konu alacak kredi sözleşmesinden doğamakta olup, istenebilir hale geldiği tarihten itibaren---- süresine tabidir. Takibe konu alacak --- tarihinde muacel hale gelmiş ve mahkememize menfi tespit davasının açıldığı--- takip sayılı dosyası ile ---tarihinde takibe konu edilmiştir. İcra takibi ve icra takip dosyasında tahsile ilişkin her işlem zamanaşımını kesen işlemlerden olup, --- icra takibi ile kesilen süre icra dosyasındaki tahsile ilişkin tüm işlemlerle kesilerek tekrar başlamış olup, tahsile dair son işlem --- değerledeki hisse senetlerinin kıymet taktirinin ve satışının yapılmasına dair işlem olduğundan----- sayılı dosyasının başlatıldığı, ---- tarihi itibari ile dolmadığından, davacı tarafın alacağın zamanaşımına uğradığından bahisle borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, icra takibine dayanak senetteki imzanın sahte olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, menfi tespit davasının ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine, 600.00 TL. icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Dava, menfi tespit davasıdır. Dava dilekçesindeki anlatım içeriği dikkate alındığında, talebin faize yönelik menfi tespit talebi olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında tetkik merciinde (m. 68-68a) ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def’ilerini, menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez....
Temyiz Sebepleri Borçlular vekili temyiz dilekçesinde; menfi tespit davası ile borçlu olmadıklarına karar verilmesi üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurduğunu fakat hacizlerin kaldırmadığını, alacak miktarından daha fazla değere sahip mallara konulan hacizlerin taşkın haciz niteliğinde olduğunu, menfi tespit davası ile müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespit edildiğini, hem menfi tespit dava dosyası kapsamı hem de hacizlerin taşkın olması nedeniyle şikayetin kabulü gerektiğini iddia etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, haczin kaldırılması istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İİK'nın 16., 72/5., 85., 363/1 maddeleri 3....
Menfi tespit davası sırasında borcun ödenmesi nedeniyle istirdat davasına dönüşen alacak kalemleri için karar kesinleşmeden ihtiyati haciz talep edilemez. Mahkemece bu yön gözetilerek, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, itirazın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, İİK'nın 72/2. maddesinde düzenlenen istirdat davasının, son ödeme tarihinden itibaren 1 (bir) yıl içerisinde açılması gerektiği, bu sürenin hak düşürücü süre olduğu, somut olayda son ödeme tarihinin 14.11.2012 olduğu, dava tarihi itibariyle 1 (bir) yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. İİK'nın 72/7. maddesi hükmü uyarınca, haksız olarak bir parayı ödeyen, ödediği tarihten itibaren 1 yıl içinde istirdat davası açabilir. Ancak davacı tarafça talep edilen, haksız olarak ödenen değil, haksız olarak icra dosyasına bloke edilen ve menfi tespit davası kesinleşinceye kadar icra dosyasında bekleyen meblağ için faiz istemine ilişkindir. Bu talep, menfi tespit davası kararının kesinleşmesinden itibaren umumi hükümler dairesinde açılan alacak davası olarak talep edilebilir....
Yerel mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacı yanın icra dosyası kapsamına göre 5.427,35 TL faiz ve takip masrafı alacağının saptandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 5.427,35 TL alacak tutarının davacı borçludan tahsiliyle davalı alacaklıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Mahkemece Dairemiz bozma kararına uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Zira dava İİK 72. maddesine dayalı menfi tespit davası olup, menfi tespit davalarında dava tarihindeki borçluluk durumu saptanıp borçlu olunmayan kısım varsa o tutar üzerinden borçlu bulunulmadığının tespiti biçiminde hüküm kurulmalıdır. Somut olayda mahkemece menfi tespit davasının niteliğiyle bağdaşmayacak şekilde hüküm oluşturulması usul ve yasaya aykırı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Ancak yukarıda açıklandığı gibi menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, işçilik alacaklarına ilişkin davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır. Kanun maddesinin metni ve gerekçesi bu kadar açık ve net olup zorlamayla da olsa genişletici bir yorum yapılmasına elverişli değildir. Zaten ileri ve özgürlükçü hukuk düzenlerinde zorunlu ve emredici kuralların dar yorumlanması esastır. İcra İflas Kanunun 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davası, parasal bir mahkumiyeti içeren eda davası niteliğinde alacak ya da tazminatı konu almadığından dava şartı arabulucuğun uygulama alanı dışında kalır....
Mahkememizce; davacı ve davalı şirketlerin bağlı bulundukları ---- --- kayıtları, ---- dava konusu ödemeye ilişkin dekont sureti, --- yevmiye nolu ihtarnamenin onaylı örneği ve ------- üzerinden celp edilerek incelenmiştir. Dava hukuki niteliği itibariyle, İİK'nın 72.maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davasıdır. ------- tarihli ilamında vurgulandığı üzere; Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir------------ Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MENFİ TESPİT YRG.GELİŞ TARİHİ: -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; taraflar arasında hizmet sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve alacak istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 21.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 21.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,13.6.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....