Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 17.04.2015 tarihli ve 2014/1489 E.-2015/392 K.sayılı ilamına dayalı olarak 39.794,75 TL alacak üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İtiraz eden vekili, müvekkilinin yerleşim yeri ..... Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, talep dayanağı menfi tespit davasına ilişkin mahkeme ilamının kesinleşmediğini, kesinleşmemiş menfi tespit davası ve menfi tespitten istirdata dönüşen mahkeme ilamları için yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre ihtiyati haciz kararı alınamayacağını, menfi tespit davasında verilen kararın kesinleşmeden icra takibine dahi konulamayacağını, İİK'nın 257. maddesindeki koşulların oluşmadığını, müvekkili hakkında mal kaçırma şüphesinin bulunmadığını ileri sürerek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir....
Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Öte yandan, Menfi tespit davasında genel hükümlere tabi dava olduğundan, borçlu tarafından dava açması için hukuki yararının olması gerekli olmakla birlikte, hukuki yararın bulunup bulunmadığı dava tarihine göre değerlendirilmelidir. Menfi tespit davasında, usulsüz tebligat nedeniyle borca itiraz süresini kaçıran borçlunun, öğrenmeden itibaren borca itiraz ederek memur muamelesini şikayet yolu ile icra mahkemesine müracaat ederek tebligat tarihinin düzeltilmesini talep etme hakkı olmakla birlikte, aynı süre içerisinde ayrıca menfi tespit davası ile borçlu olmadığının tespitini genel mahkemeden talep edebilir....
Menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde; öncelikle menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılmasına ve ilgili yasa düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-Alacak-Tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit, alacak ve tazminat davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davacı vekili Av.... ve davalı vekili Av.... geldiler. Hazır bulunanların sözlü beyanları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 1.100....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-Teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti-Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit,teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti ve alacak davasına dair karar Dairemizin 22/10/2013 gün ve 2013/11679-14069 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmesi üzerine bu defa davacı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mahkemenin kararında ve Yargıtay ilamında yazılı sebeplere göre 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 440.maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE ve aynı yasanın 442.maddesi gereğince takdiren 226....
Sayılı ilamına konu dosyasında menfi tespit davası şeklinde sistem kaydı yapılmışsa da uyap sistemi üzerinden dava açılırken dava türü olarak tüketicinin açtığı alacak davası gibi bir dava türü de bulunmamakta olup mahkeme ilamının içeriğinde de tespite ilişkin ve davacının borçlu olmadığının tespitine gibi bir hüküm bulunmadığını, gerek dava dilekçesinde menfi tespite ilişkin bir talebimizin olmaması ve gerekse mahkeme ilamında menfi tespite ilişkin bir hüküm bulunmaması karşısında sadece uyaptan teknik olarak alacak davası şeklinde açılması mümkün olmayan bir davanın menfi tespit şeklinde açılmak zorunda kalınması sebebiyle hükmün menfi tespit niteliğinde olduğundan bahisle takibin iptalini talep etmek hukuka ve yasalara aykırı olduğunu, varolmayan bir borç iddiasında bulunulmadığını, aksine alacak talebimiz olduğu ve ödenen bedellerin iadesinin talep edildiğini, davacı ile davalı arasında geçersiz bir hukuki ilişki olduğuna ya da geçersiz bir borç olduğuna dair bir iddialarını...
Diğer taraftan alacak ve tazminata ilişkin davalarda, davalı menfi tespite ilişkin savunmalarını bu dava üzerinden dile getirmek hakkına sahiptir. Hatta bu durumda ayrı bir menfi tespit davası açmasında hukuki yararı da bulunmamaktadır. Alacak ve tazminat davasından önce başlatılan dava şartı arabulucuk sürecinde, kendisinden alacak ve tazminat talep edilen tarafın borcun doğmadığına ve sona erdiğine veya tutarına ilişkin savunmaları ileri sürmesi engellenemeyeceği gibi bu beyanlar çerçevesinde üzerinde uzlaşılmasına da engel bir hal bulunmamaktadır. Yani alacaklı arabuluculuk sürecinde karşı tarafın beyanlarına göre uzlaşma ile alacağının olmadığını veya istediği kadar olmadığını kabul ederse arabuluculuk süreci uzlaşma ile sona erebilecektir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Menfi tespit -alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit alacak davasına dair karar, Dairemizin 24/02/2016 gün ve 2015/5274-2016/1273 sayılı ilamı ile onanamasına karar verilmesi üzerine bu defa davalılar tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 440.maddesinin III.fıkrasının 3 nolu bendi uyarınca mahkemece verilen görevsizlik kararlarına ait hükümlerin onanması veya bozulmasına ilişkin Yargıtay’ca verilen kararlar için karar düzeltme istenemez. Bu bakımdan düzeltme istemine ait dilekçenin reddi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Temyize konu davanın TMSF tarafından davalı ... aleyhine açılan bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemini içermesine, her ne kadar temyiz edilen görevsizlik kararının başlığında davanın türü menfi tespit yazılmışsa da bunun maddi hataya dayanmasına, davanın itirazın iptali ya da menfi tespit olmaması nedeniyle dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 13.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı kooperatif tarafından davacı aleyhine yapılan icra takibine dayanak olan 09.02.2000 tarih ve 4594 sayılı müşterek ve müteselsil borç senedindeki imzanın davacıya ait olmadığı gibi davacının davalıdan kredi aldığının da ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı,davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı kooperatif tarafından davacı aleyhine 10.800,00 TL asıl alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, davacı tarafça 2.000,00 TL değer gösterilerek menfi tesbit davası açıldığı ve mahkemece davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....