Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARŞI OY YAZISI İnşai davalarda ve eda davalarında kural olarak hukuki yararın bulunduğu varsayılır. Tespit davaları ve bu arada menfi tespit davasında ise davanın açılmasında bir hukuki yararın varlığı koşulu aranır. Davacı menfi tespit davasında davayı açmakta hukuki yararı bulunduğunu bildirmek, bunu açıklamak ve gerekirse ispat etmek zorundadır. Hukuki yarar menfi tespit davasında bir dava şartıdır. Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılamışsa hukuki yararın bulunduğu kabul edilir. Davacı borçlunun hukuki durumunun tehlikede olması, tereddüt içinde olması halinde menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Borçlu ödeme emrine itiraz edebileceği dönemde önünde 2 yol vardır....

    Hukuk Dairesi'nin 2013/12489- 15543 E-K sayılı ve özellikle Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin karar düzeltme yoluyla yapılan başvuru üzerine vermiş olduğu 2020/917- 3079 E-K sayılı ilamlarında da ayrıntılarıyla açıklandığı üzere; takibin ve itirazın iptali davasının, menfi tespit davasının kesinleşmeden önce açıldığı gözetildiğinde, davacının takip başlatmakta ve itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur. Menfi tespit davasının itirazın iptâli davasından sonra açılması halinde, itirazın iptâli davasında borçlunun borçlu bulunup bulunmadığı zorunlu olarak inceleneceğinden bu halde borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı kabul edilmekle birlikte, menfi tespit davası icra takibinden önce ya da sonra açılmış olsa dahi, icra takibine yapılan itiraz üzerine duran takibe devam edilebilmesi ve alacaklının cebri icra işlemlerini sürdürebilmesi için itirazın iptâli ya da alacak davası açması zorunludur....

    Bu bağlamda açılan davanın; menfi tespit davası niteliğinde olduğu açık olmasına rağmen mahkemece; müspet tespit davası açılmış gibi hüküm kurulmuş ve davacının davalıya dava tarihi itibariyle 3.217,85 TL asıl alacak, 5,63 TL işlemiş faiz borcu bulunduğunun tespitine karar verilmiştir. Mahkeme kararında nelerin yazılacağının düzenlendiği HMK'nın 297. maddesinde (HUMK 388 m.); hüküm fıkrasında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Ancak bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılabilir....

      Davacı, dava açarken 30.10.2006 tarih ve 5.000,00 TL bedelli takibe koyduğu çeke ilişkin itirazın iptâlini talep etmiş, yargılama sırasında 01.07.2016 tarihli dilekçesiyle davasını ıslah ederek davayı aynı çeke ilişkin alacak davasına dönüştürmüştür. Taraflar arasında görülen ve kesinleşen ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 28.02.2008 tarih, 2006/644 Esas, 2008/74 Karar sayılı menfi tespit dosyasında bahsi geçen alacağa konu çek menfi tespit davasına konu edilmiş, bu yargılama sonucunda bu çeke ilişkin olarak menfi tespit davasının reddine karar verilmiş ve davalının bu çeke ilişkin borçlu olduğu kesin hüküm ile belirlenmiştir. Dolayısıyla dava konusu çek bedeli yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-Alacak-Tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit, alacak ve tazminat davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davacı vekili Av.... ve davalı vekili Av.... geldiler. Hazır bulunanların sözlü beyanları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 1.100....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-Teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti-Alacak Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit,teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti ve alacak davasına dair karar Dairemizin 22/10/2013 gün ve 2013/11679-14069 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmesi üzerine bu defa davacı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mahkemenin kararında ve Yargıtay ilamında yazılı sebeplere göre 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 440.maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE ve aynı yasanın 442.maddesi gereğince takdiren 226....

            Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 17.04.2015 tarihli ve 2014/1489 E.-2015/392 K.sayılı ilamına dayalı olarak 39.794,75 TL alacak üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İtiraz eden vekili, müvekkilinin yerleşim yeri ..... Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, talep dayanağı menfi tespit davasına ilişkin mahkeme ilamının kesinleşmediğini, kesinleşmemiş menfi tespit davası ve menfi tespitten istirdata dönüşen mahkeme ilamları için yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre ihtiyati haciz kararı alınamayacağını, menfi tespit davasında verilen kararın kesinleşmeden icra takibine dahi konulamayacağını, İİK'nın 257. maddesindeki koşulların oluşmadığını, müvekkili hakkında mal kaçırma şüphesinin bulunmadığını ileri sürerek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Temyize konu davanın TMSF tarafından davalı ... aleyhine açılan bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemini içermesine, her ne kadar temyiz edilen görevsizlik kararının başlığında davanın türü menfi tespit yazılmışsa da bunun maddi hataya dayanmasına, davanın itirazın iptali ya da menfi tespit olmaması nedeniyle dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 13.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 29/06/2021 KARAR TARİHİ : 28/03/2022 G.K.YAZILDIĞI TARİH : 07.04.2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketçe, müvekkili şirket aleyhine Ankara .... İcra Müdürlüğünün 2020/8347 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibinde 6.677,00 TL ve 5.477,00 TL asıl alacak borcu gösterildiğini ancak müvekkilinin böyle bir asıl alacak borcu ve bu takibe istinaden talep edilen feriler yönünden borcu bulunmadığını, aksine cari hesap dökümünden de anlaşılacağı üzere müvekkili ile davalı arasında hiçbir alacak borç ilişkisi kalmadığını, işbu dava açılmadan önce davalının, takibin 6.667,10 TL'lik asıl alacak kısmından vazgeçtiğine dair icra dosyasına beyanda bulunduğunu belirterek; müvekkilinin Ankara ......

                  Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Öte yandan, Menfi tespit davasında genel hükümlere tabi dava olduğundan, borçlu tarafından dava açması için hukuki yararının olması gerekli olmakla birlikte, hukuki yararın bulunup bulunmadığı dava tarihine göre değerlendirilmelidir. Menfi tespit davasında, usulsüz tebligat nedeniyle borca itiraz süresini kaçıran borçlunun, öğrenmeden itibaren borca itiraz ederek memur muamelesini şikayet yolu ile icra mahkemesine müracaat ederek tebligat tarihinin düzeltilmesini talep etme hakkı olmakla birlikte, aynı süre içerisinde ayrıca menfi tespit davası ile borçlu olmadığının tespitini genel mahkemeden talep edebilir....

                    UYAP Entegrasyonu