Davalılar vekili cevabında, icra takibine konu teminat mektubunun kesin ve süreli olup, 15.03.2009 tarihinde bu mektuba ilişkin bir risk konulmadığını, hükümsüz kalan ve paraya dönüştürülmeyen teminat mektubuna dayanılarak, fer'i nitelik taşıyan ve asıl borca bağlı olan diğer alacakların talebinin mümkün olmadığını, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen 19.09.2010 tarihli bilirkişi heyeti raporuna göre, bankanın ticari artı para kredisi ve teminat mektubu komisyonu nedeniyle takip tarihi itibariyle toplam 4.317,09 TL alacaklı olduğu, teminat mektubunun davalı vekilinin beyanları doğrultusunda yargılama sırasında iade edildiği kabul edilerek teminat mektubu bedelinin depo edilmesi hususundaki davanın konusuz kaldığı, alacağın likit bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
- K A R A R - Heyetçe incelenmesine gerek görülen Yatağan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/223 E, 2011/296 K sayılı dosyasının, alacaklı vekilinin teminat mektubuna haciz konulmasına ilişkin 18.7.2012 tarihli dilekçesinin, Yatağan 1.İcra Müdürlüğünün 2010/1086 E. ve Muğla 2. İcra Müdürlüğünün 2012/3909 E. sayılı takip dosyalarının birlikte gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 07.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle ; Takip alacaklısı vekilinin gönderdiği Mail cevabındaki faturaların DA108 ve DA122 seri numaralı faturalar olup huzurdaki menfi tespit davasının konusunu oluşturan faturalarla aynı faturalar olduğu, davalı yanca menfi tespit davası ikame edildikten sonra başlatılan icra takibinin dosyaya depo edilmiş teminat karşılığında ihtiyaten durdurulmasına karar verilmesi gerektiği,verilen kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürelerek,kararın kaldırılması ,tedbir kararı verilmesi istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , menfi tesbit talebine ilişkindir. İİK'nun Menfi tesbit ve istirdat davaları başlıklı 72.maddesinde: "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir....
İstinafa konu uyuşmazlık; ilk derece Mahkemesinin 01.12.2022 tarihli %15 teminat karşılığında icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir talebinin kabulü kararına karşı, davalının itirazlarının 20.12.2022 tarihli ara karar ile reddi kararının isabetli olup olmadığına dairdir. 2004 Sayılı İİK'nın menfi tespit ve istirdat davaları başlıklı 72.maddesinde; "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....
İstinafa konu uyuşmazlık; ilk derece Mahkemesinin 01.12.2022 tarihli %15 teminat karşılığında icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir talebinin kabulü kararına karşı, davalının itirazlarının 20.12.2022 tarihli ara karar ile reddi kararının isabetli olup olmadığına dairdir. 2004 Sayılı İİK'nın menfi tespit ve istirdat davaları başlıklı 72.maddesinde; "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....
Maddesinde düzenlendiği, davada teminat mektuplarının dava konusu olmayıp, davanın konusunun taraflar arasındaki sözleşme bağlamında seyir telleri hakkında davacıdan talep edilen meblağ yönünden davacının borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin kısmi dava mahiyetindeki menfi tespit talebi olmakla dava konusu olmayan teminat mektubu yönünden koşulları oluşmayan tedbir talebinin reddine karar verilmiştir....
Eldeki davada, davalı tarafça davacı aleyhine bono senedine dayalı olarak kambiyo takibi yapıldığı, davacının takibe konu bononun taşınmaz satışına ilişkin sözleşme kapsamında verilen teminat senedi olduğu ve senet dolayısıyla borçlu olunmadığını belirterek menfi tespit davası açtığı, dava sırasında icra tehdidi altında icra dosyasına davacının ödeme yaptığı ve menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü anlaşılmıştır....
Mersin - Yenihal Şubesine ait 26.09.2005 tarih, 5637 numaralı 55.000 TL'lik teminat mektubunun dayanak ceza dava dosyası ile ilgili olup olmadığı da araştırılıp, anılan teminat mektubuna ilişkin olarak ödenen toplam komisyon ve banka ve sigorta muameleleri vergisi miktarının ilgili bankadan sorularak tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 20.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
-TL.ye ilişkin talebin reddine, 07.06.2000 tarihli 3.000.000.-FF.bedelli teminat mektubunun davacıya iadesine, diğer teminat mektubuna yönelik talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı tarafından gönderilen malların eksik ve ayıplı olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece davacının bu iddiası yönünden yapılan inceleme yetersiz olup, hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu nedenle mahkemece öncelikle eksik mallar tespit edilmeli, ayıplı mallarla ilgili iddia yönünden sözleşme hükmü de gözetilerek bir inceleme yapılmalı ve varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ile karar verilmesinde isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, feshin geçersizliğinin tespiti ile teminat mektubuna elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda feshin geçersizliğinin tespiti talebinin reddine, kesin teminat mektubuna davalının müdahalesinin önlenmesine dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı yüklenicinin zeminde iyileştirme çalışması yapılması sebebiyle 19.09.2013 tarihli süre uzatımı talebinde bulunması üzerine davalı iş sahibince 24.09.2013 tarihinde davacı yükleniciye sözleşmenin 18. maddesi ve Yapım İşleri Genel Şartnamesi'nin 29. maddesi gereğince işin bitirilmesi gereken tarihten itibaren 67 günlük süre uzatımı verilmiştir. Davacının zemin iyileştirme çalışmaları nedeniyle verilen 67 günlük süre uzatımının yetersiz olduğuna dair bir iddiası mevcut değildir....