Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda: Dairemizce Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak istinaf edenin sıfatına göre yapılan inceleme neticesinde; Dava; davacıya yapıldığı ileri sürülen yersiz ödemenin iadesine ilişkin sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı istem nedeniyle iadenin talep olunduğu davacı tarafça açılan menfi tespit istemi olup istinaf konusu ihtiyati tedbir isteminin kabulü kararına yapılan itirazın reddi kararının istinafıdır. İİK'nın 72/1 ve 2.maddelerinde; Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadıgını ispat için menfi tesbit davası açabilir. Icra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacagın yüzde onbesinden asagı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir....

Dava konusu somut olayda; açmış oldukları ihtiyati tedbir talepli menfi tespit ve çek iptali davasına konu çeklerin davanın açıldığı tarihten sonra davalılar tarafından davacıya iade edidiği taraf vekillerinin dilekçelerinden anlaşılmakla konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

    İİK'nun 72/3. maddesi hükmüne göre "İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemez ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın % 15'inden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir".Somut uyuşmazlık yapılan genel açıklamalar ve bahse konu yasa maddeleri ile bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davacının takip sonrası menfi tespit davası açarak icra takibinin durdurulmasını talep ettiği görülmektedir. İİK'nun 72/3. maddesi hükmüne göre takipten sonra açılan menfi tespit davalarında icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün değildir.İzah edilen nedenle davacının tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....

      Davalılar vekili istinaf dilekçesinde ; ihtiyati tedbir yönünden HMK 389 maddesinde belirtilen koşulların oluşmadığını, " yaklaşık ispat"ın sağlanmadığını, davacının menfi tespit davası açmasında ve ihtiyati tedbir talep etmesinde hukuki yarar bulunmadığını, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının neye ilişkin olduğunun açık olmadığını, takdir edilen teminat tutarının az olması nedenleri ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; HMK 389 ve devamı maddelerine göre “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir."...

        İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler kapsamında, dava dilekçesi ile davacı vekilinin müvekkiline tehdit/baskı/korkutma ve hile ile imzalatıldığını iddia ettiği 670.000 TL bedeli olan senedin iptalinin talep edildiği, iş bu menfi tespit talepli davanın 20/09/2021 tarihinde açıldığı, davacı vekili tarafından İstanbul 30....

        İcra Dairesi'nin 2021/16408 esas sayılı dosyasına bu hususta müzekkere yazılmasına," karar verilmiş, davalı T3 vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının değerlendirilmesi duruşmalı incelenmiş, İİK'nin 72/3. maddesinde; "İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....

        İNCELEME VE GEREKÇE Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise; ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. İİK 72/2.maddesinin açık hükmü gereğince takipten sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilemeyecek olmakla mevcut delil durumuna göre bu aşamada mahkemenin ihtiyati tedbir isteminin reddine karar vermesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

          DAVA KONUSU : Muarazanın Meni KARAR : Adana 14. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 03/06/2021 tarih ve 2021/115 E....

          Hemen belirtmek gerekir ki; ihtiyati tedbir talebini inceleyen hakimin davanın esası hakkındaki hükmünü peşinen ihdas ettiğinden söz edilemez. İhtiyati tedbire veya ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verirken hakim dava hakkındaki kanaatini yalnız ihtiyati tedbir talebi ile sınırlı olarak -kanunen gerektiği için- açıklamak durumundadır. Öte yandan ihtiyati tedbir kararı geçici nitelikte olup, durum ve şartların değişmesi ile her zaman değiştirilebilir. Somut olaya gelince, tarafların 23/07/2019 tarihinde evlenip 22/03/2021 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıkları, evlilik birliği içerisinde erkeğin kadına 3 adet bono düzenleyerek verdiği, boşanma sonrasında 09/09/2019 tanzim, 16/11/2020 vade tarihli 50.000TL bedelli bonodan dolayı kadının Niğde İcra Müdürlüğü'nün 2020/7035 takip sayılı dosyası ile kambiyo senetlere mahsup takibe geçtiği, davacı erkeğin ise menfi tespit davası açarak tedbir talep ettiği anlaşılmaktadır....

          Mahkemece talep eden tarafından açılan menfi tespit davasının red olduğu ve kesinleştiği, bu durumda tedbir kararının devamında hukuki yarar kalmadığı gerekçesiyle tedbirin kaldırılmasına karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Talep eden tarafından 10.09.2001 tarihinde davalı aleyhine açılan 2001/449 esas sayılı menfi tespit davası 26.11.2002 tarihli karar ile red edilmiştir. İİK.nun 72/4.maddesi “dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden kalkar” hükmünü içermektedir. Bu durumda açılan menfi tespit davasında borçlunun talebi üzerine verilen tedbir kararı artık yeni bir karara ihtiyaç olmadan kendiliğinden kalkmıştır. Hal böyle olunca ihtiyati tedbir kararını isteyen borçlu davanın reddinden sonra tedbir kararının kaldırılmasını isteyemez ve bu yönde hukuki yararı da bulunmamaktadır. Mahkemece istemin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

            UYAP Entegrasyonu